Gözün Maksimum Çözünürlüğü Düşündüğümüzden Daha Yüksek
İnsan gözünün retina çözünürlüğü nedir, ya da gerçekte kaç piksel algılayabiliriz? Ve evde en iyi izleme deneyimi için pahalı, ultra yüksek çözünürlüklü bir televizyon satın almanın bir anlamı var mı?

Bu sorular, Cambridge Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından, sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojileri geliştiricisi Meta Reality Labs ile işbirliği içinde yakın zamanda araştırıldı.

Araştırmacıların bulguları, ortalama bir İngiliz oturma odasındaki kanepe ile televizyon arasındaki mesafede, insan gözünün ultra yüksek çözünürlüklü 4K veya 8K televizyonların sunduğu tüm pikselleri ayırt edemediğini gösteriyor.

Görünüşe göre bu ekranlar, aynı boyutta (44 inç) daha düşük çözünürlüklü 2K televizyonlara göre kayda değer bir avantaj sağlamıyor.

Araştırmacılar bu sonuca varmak için, izleyicilerin çeşitli koşullarda (renk tonları veya gri tonları, televizyondan farklı mesafeler, doğrudan veya çevresel görüşle izleme) ince tonlamalı desenler gibi belirli ekran özelliklerini algılama yeteneklerini test ettiler.

13 ila 46 yaşları arasındaki 18 izleyici, görüntüdeki çizgileri görebiliyorsa, bu, gözlerinin o düzeyde ayrıntıları çözebileceğini gösteriyordu.

Dahası, araştırmacılar basit çözünürlüğü ölçmenin ötesine geçtiler. Görme yetimizin sınırlarını daha kapsamlı bir şekilde anlamak için, her bir dereceye kaç piksel sığabileceğini ölçen bir yöntem olan derece başına piksel (ppd) değerini de analiz ettiler.

Bilim adamları, Snellen duvar tablosunda yer alan, her biri bir öncekinden daha küçük olan ve iyi bilinen harf sıralarından oluşan, yaygın olarak kabul edilen 20/20 görme standardına dayanarak, insan gözünün 60 ppd'de ayrıntıları algılayabildiğini düşünmüştü.

Ancak Snellen tablosu, oftalmoloji alanında biraz modası geçmiş bir yöntemdir.

Cambridge Üniversitesi görme araştırmacısı Maliha Ashraf, “Bu ölçüm yaygın olarak kabul görmüştür, ancak kimse oturup 19. yüzyılda geliştirilen harfli duvar tablosu yerine modern ekranlar için bunu ölçmemiştir” diye açıklıyor.

Bu yeni çalışmada Ashraf ve meslektaşları, insan gözünün daha önce önerilenden daha yüksek bir çözünürlük sınırına sahip olduğunu, ancak bu sınırın renge göre değiştiğini buldular. Gri renkte 94 ppd, yeşil ve kırmızı renkte 89 ppd. Ancak sarı ve mor renkte 53 ppd'ye düşüyor.

Bu bulgular göz önüne alındığında, en azından çözünürlük açısından TV tasarımının azalan getiri noktasına ulaşmış olabileceği görülüyor.

Boyut açısından, daha büyük televizyonlar her zaman tercih edilecektir. Ancak araştırmacılar, bu yeni bilgilerle üreticilerin, daha önce varsayılan ortalama izleyici yerine, daha yüksek bir oranda (örneğin yüzde 95) insanın çözünürlük kapasitesini karşılayan ekranlar tasarlamaya başlayacağını umuyorlar.

Ancak, net olarak gördüklerimize sınır koyan sadece gözlerimiz değil, beynimiz de. İnsan duyuları sinerjiktir ve gözlerimizin çözünürlüğü, gözlerimize ve beynimize ve bunların etkileşimlerine bağlıdır.

Cambridge Üniversitesi'nde bilgisayar bilimcisi ve çalışmanın kıdemli yazarı olan Rafał Mantiuk, “Beynimiz aslında renkli ayrıntıları çok iyi algılama kapasitesine sahip değildir, bu yüzden renkli görüntülerde, özellikle de çevresel görüşle bakıldığında [ppd'de] büyük bir düşüş gördük” diye açıklıyor.

“Gözlerimiz aslında o kadar da iyi olmayan sensörlerdir, ancak beynimiz bu verileri bizim görmemiz gerektiğini düşündüğü şekilde işler.”

Bu, görünüşte sınırlı olan görüşümüzün bu yönlerinin, mükemmel oldukları için değil, yeterince iyi oldukları için evrimleştiğini, hayatta kaldığını ve yaygınlaştığını hatırlatır.

Üreticiler dikkatimizi çekmek ve bakışlarımızı üzerinde tutmak istiyorlarsa, daha fazla insanın gözüne uygun ekranlar tasarlamak iyi bir fikir olabilir.

Bu yazı SCIENCEALERT’ de yayınlanmıştır.

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum