Ekip, biyolojik yaşlanma tespit edildiğinde CD4 T bağışıklık hücrelerinin hasarlı dokuların suikastçılarına dönüştüğünü buldu.
CD4-Eomes olarak adlandırılan (ürettikleri proteinden dolayı) bu yeni savaşçılar daha önce de görülmüştü. Ancak bu son çalışma, onların yaşlanma ve senescent hücrelerle ne kadar yakından ilişkili olduğunu ilk kez moleküler düzeyde ortaya koyuyor.
“Bulgularımız, CD4-Eomes hücrelerinin doku yaşlanmasını düzenlemedeki temel rolünü göstermektedir; bu da yaşa bağlı hastalıklar ve uzun ömür için önemli sonuçlar taşımaktadır,” diye yazıyor araştırmacılar yayımlanan makalelerinde.
Sevgiyle “zombi hücreler” olarak anılan senescent dokular, artık taze yeni hücre nesillerine bölünmezler fakat yine de bulundukları çevrede iltihaplanmayı tetikleyen moleküller üretecek kadar işlevsel kalırlar.
Özel birimlerin senescent hücrelere saldırması, önceki çalışmaların da gösterdiği gibi yaşlandıkça daha bol bulunma eğilimindedir. Bu da araştırmacıları, CD4-Eomes hücrelerinin tam olarak ne yaptığını görmek için daha yakından incelemeye yönlendirdi.
Farelerde farklı yaşlarda bu hücreleri karşılaştıran araştırmacılar iki önemli bulguya ulaştı
İlki, CD4-Eomes’e geçişin senescent hücrelerin varlığıyla tetiklendiğiydi; sanki bağışıklık sistemi yaklaşan iltihaplanma riskini algılıyor ve buna göre uyum sağlıyordu.
İkincisi, fareler genetik olarak düzenlenip CD4-Eomes özellikleri ortadan kaldırıldığında, senescent hücreler çok daha fazla çoğaldı. Bu, CD4-Eomes bağışıklık hücrelerinin senescent hücreleri kontrol altında tuttuğunun doğrudan bir kanıtı.
Daha ileri deneyler, kronik hastalıklarda da benzer koruyucu etkiler gösterdi; özellikle de farelerde karaciğer sirozu modeli üzerinde. CD4-Eomes hücreleri mevcut olduğunda skarlaşma azaldı ve senescent hücre seviyeleri düştü.
Çalışma, bağışıklık sisteminin zaman içinde yaşlanmayla mücadele etmek için nasıl uyum sağlayabildiğini ve daha yaşlı bir bağışıklık sisteminin belirli unsurlarının (özellikle CD4-Eomes hücrelerinin) yaşlanma karşıtı araştırmalarda dikkate alınması gerektiğini gösteriyor.
“İnsanlar yaşlanmayı tersine çevirmek ve ‘yenilenmek’ için bağışıklık sistemlerinin 20’li yaşlardaki insanlar gibi yeniden ayarlanması gerektiğini söylüyor,” diyor Ben-Gurion Negev Üniversitesi’nden nörofizyolog Alon Monsonego.
“Ancak araştırmamız bunun doğru olmayabileceğini gösteriyor. Yani yaşlanmayı azaltmanın temel varsayımlarından biri yanlış olabilir.”
Burada gelecekteki araştırmalar için çok geniş bir alan bulunuyor; özellikle de aynı bağışıklık sistemi süreçlerinin insanlarda da farelerde olduğu gibi gerçekleştiğini doğrulamak açısından. Araştırma ekibi ayrıca CD4-Eomes hücre tepkilerinin insanların genetiğine, yaşlanma düzeyine ve diğer faktörlere göre nasıl farklılık gösterebileceğini de analiz etmek istiyor.
İleride, CD4-Eomes seviyelerini artırarak senescent hücre temizliğini hızlandırmak, biyolojik yaşlanmayı yavaşlatmak ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde iltihabın neden olduğu bazı hasarları azaltmak için etkili bir yol olabilir — ancak bu hâlâ zaman alacak ve bilim insanları bu mekanizmaları çok daha iyi anlayana kadar gerçekleşmeyecek.
“İnsanların süper güçlendirilmiş bir bağışıklık sistemine ihtiyacı yok,” diyor Monsonego. “Hayatlarının aşamasına uygun şekilde düzgün çalışan bir bağışıklık sistemine ihtiyaçları var.”
Bu yazı SCIENCEALERT’ de yayınlanmıştır.
0 yorum