Soğanları Keserken Ağlamayı Durdurmanın Şaşırtıcı Derecede Basit Bir Yolu Var
Genellikle, soğan kesildiğinde açığa çıkan kimyasal sis – propanethial S-oksit – gözlerimizi yaşartır. Şimdi bilim adamları, bu gözyaşlarını en aza indirmenin basit bir yolunu buldular.

ABD'deki Cornell Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapılan deneylerde, daha keskin bıçaklar ve daha yavaş kesimler, hazırlık sırasında açığa çıkan soğan sisinin miktarını önemli ölçüde azalttı, gözleri daha kuru ve mutfak yüzeylerini daha güvenli tuttu.

Biyomekanikçi Zixuan Wu ve ekibi, mini giyotin, yüksek çözünürlüklü kamera ve sensörler kullanarak soğan kesilirken dışarı çıkan damlacıkları dikkatle izledi ve sisin özelliklerini bıçağın keskinliği, kesme hızı ve kesme kuvveti ile karşılaştırdı.

Fizikçi Sunghwan Jung, “Dışarı çıkan sisin hızının bıçağın kesme hızına kıyasla çok daha yüksek olduğunu keşfettik” diyor.

Soğanın her katmanının bir üst ve bir alt kabuğu vardır ve bu katmanlar kırıldığında, analiz sonuçlarına göre iki etki ortaya çıkmaktadır: anlık bir sis patlaması ve ardından katmanlardan daha yavaş bir sıvı sızıntısı.

Araştırmacılar, keskin olmayan bıçakların çok daha fazla damlacık ve daha hızlı püskürtme oluşturduğunu keşfettiler. Kabukları kırmak için daha fazla güç gerektirdikleri için, soğanın suyunda basınç oluşur. Kör bir bıçakla daha hızlı ve kuvvetli kesimler, damlacıkları daha da uzağa fırlatıyor.

Gözlemler, damlacıkların ilk fırlamasının çok yüksek hızlarda olabileceğini ve saniyede 40 metreye, yani saatte 144 kilometreye (89 mil) ulaşabileceğini gösterdi. Gözler için en büyük tehdidi oluşturan da bu damlacıklar.

Araştırmacılar ayrıca, soğutulmuş soğanların daha az sis yaydığı ve doğrama sırasında gözyaşı akmasını daha iyi azalttığı şeklindeki yaygın teoriyi de çürütmeyi başardılar. Soğanların başlangıç sıcaklığının gerçek bir fark yaratmadığı görüldü; aksine, soğutmak durumu daha da kötüleştirdi.

Araştırmacılar yayınladıkları makalede, “Bu gözlemler, bağımsız olarak ölçülen kırılma kuvvetlerini doğru bir şekilde yakalayan teorik modellerle desteklendi” diye yazıyorlar.

Soğanın mutfaktaki tarihi yaklaşık 5.000 yıl öncesine dayanır ve Shakespeare'in Antony ve Cleopatra adlı eserinde bile soğanın içindeki gözyaşlarından bahsedilir.

Artık, bu gözyaşlarına neden olan aerosollerin nasıl oluştuğunu ve salındığını ve bu konuda ne yapılabileceğini çok daha iyi biliyoruz. Ekip, keskin bıçaklar kullanarak ve nazik kesimler yaparak damlacık sisinin göz seviyesinin altında tutulabileceğini keşfetti.

Bu keşif, gıda güvenliği için de önemli sonuçlar doğuruyor. Bakteriler varsa, kesme şekli bunların yayılma şeklini etkiliyor. Geçen yıl ABD'deki McDonald's'ta yaşanan E. coli salgını örneğinde gördüğümüz gibi, birçok kişi soğanla yayılan patojenler nedeniyle çok hızlı bir şekilde hastalanabilir.

Jung, “Soğanın en üst tabakasında patojenler olduğunu varsayalım” diyor. “Bu soğanı keserek, patojenler damlacıklar içinde kapsüllenebilir ve buradan yayılabilir.”

Bu yazı SCIENCEALERT’ de yayınlanmıştır.

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum