Şimdiye Kadar Tespit Edilen En Büyük Sualtı Volkanı Patlaması
Şimdiye Kadar Tespit Edilen En Büyük Sualtı Volkanı Patlaması

Bir kadın Samoa'daki bir tatilden sonra evine uçarken, uçağın penceresinden Yeni Zelanda'nın yüzlerce kilometre kuzey kıyılarında okyanusta yüzen "tuhaf büyük bir kütle" gördü.

Yolcu, tuhaf okyanus tabakasının fotoğraflarını, bunun ne olduğunu anlayabilecek bilim adamlarına e-postayla gönderdi. O görüntüler türünün şimdiye kadar kaydedilen en büyük su altı yanardağı patlamasında üretilen ve püskürtülen, yüzen bir kayaya aitti.

Tazmanya Üniversitesi'nden volkanolog Rebecca Carey, "Bunun 20. yüzyılda karada gördüğümüz en büyük patlamaya yaklaşık olarak eşdeğer ölçekte büyük bir patlama olduğunu biliyoruz" dedi.

Havre Seamount adlı bir sualtı yanardağında meydana gelen olay, başlangıçta bilim adamları tarafından fark edilmedi, ancak oluşturduğu yüzen kaya platformunu gözden kaçırmak oldukça zordu.

2012'de, bir tür çok hafif, hava dolu volkanik kaya olan pomza taşından oluşan bu parça, güneybatı Pasifik Okyanusu'nun yaklaşık 400 kilometrekaresini kapladı.  Uydular, bunu Yeni Zelanda’nin kendisinin bile yaklaşık 2 katı büyüklüğünde bir parça olduğunu gözlemledi.

Yüzeyin 1220 metre altına kadar olan derinliklerde, oluşum incelendi.

Woods Hole Oşinografi Enstitüsü'nden volkanolog Adam Soule, "AUV'den [otonom sualtı aracı] gözlemlediğimiz ayrıntılı haritalara baktığımızda, deniz tabanının tüm bu tümsekleri çevrili olduğunu gördük. Her bir tümseğin, bazıları bir minibüs büyüklüğünde olan dev bir süngertaşı bloğu olduğu ortaya çıktı. Deniz tabanında hiç böyle bir şey görmemiştim" dedi.

AUV Sentry ve uzaktan kumandalı araç ROV ile yürütülen araştırma, Havre Seamount'un patlamasının, suyun üst tarafındaki bizlerin bildiğinden daha karmaşık olduğunu ortaya koyuyor.

Yaklaşık 4,5 kilometrelik bir alana yayılan kaldera, "volkanik yapının muazzam bir şekilde yırtılması" sonucunda içindeki 14 havalandırma deliğinden lavlarını boşaltarak sadece pomza taşı değil, aynı zamanda kül, lav kubbeleri ve deniz tabanından ilerleyen lav akıntıları da üretti.

Olay bir okyanusunun altına yaşandığı için algılamamız zor olabilir. Bir ölçek duygunuzun oluşabilmesi için, 1980'deki St. Helens Dağı'nın patlamasından yaklaşık 1,5 kat daha büyük, İzlanda'daki 2010 Eyjafjallajökull patlamasının 10 katı büyüklüğünde olan bir patlamadan bahsediliyor.

Araştırmacılar, patlayan malzemenin dörtte üçü veya daha fazlasının yüzeye çıktığını ve sürüklendiğini söylüyor. Tonlarca olan bu parçalar, kıyı şeritlerine akıyor.

Geri kalanı kısmı ise yakındaki deniz tabanına dağılmış olan, o bölgeyi evi olarak gören biyolojik topluluklara yıkım getirdi.

Bilim adamları ayrıntılar için yaklaşık 10 yıllık bir araştırmaya ihtiyaçları olduğunu belirtiyor. Fakat bu patlama, denizin altında bir yanardağ patladığında neler olduğunu incelemek için çok büyük, nadir bir fırsat.

Bulgular Science Advances'te bildirildi.

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum