Dişi Memelilerin Daha Uzun Yaşamasının Evrimsel Bir Nedeni Var
Dünya genelinde kadınlar erkeklerden ortalama 5,4 yıl daha uzun yaşıyor. Cinsiyetler arasındaki yaşam beklentisi farkı, nedeni tam olarak anlaşılmasa da diğer memelilerde de şaşırtıcı derecede yaygın.

Uluslararası bir araştırma ekibi, memeliler ve kuşların yaşam sürelerindeki cinsiyet farklılıklarını ayrıntılı bir şekilde inceleyerek bu fenomenin evrimsel köklerini ortaya çıkardı.

Biyoloji, cinsiyeti birçok farklı şekilde tanımlar ve insanlığın cinsiyet kavramı bu terimlere daha da fazla nüans katar. Bu çalışmada cinsiyet, belirli kromozomların varlığıyla tanımlanmıştır.

Memelilerde dişiler iki X kromozomuna sahipken, erkekler sadece bir X ve bir Y kromozomuna sahiptir. Bu nedenle erkek memeliler heterogametikdir: kromozomlarının her biri aynı değil, farklı şekillerdedir.

Öte yandan, kuşlarda dişiler heterogametik cinsiyettir: bir Z ve bir W kromozomuna sahipken, erkekler iki Z kromozomuna sahiptir.

Bilim adamları uzun zamandır bu kromozom modellerinin erkekler ve dişiler arasındaki yaşam süresi farklılıklarının temelinde yattığını düşünmekteydi ve yeni araştırma bu teoriyi desteklemektedir.

Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü'nden primatolog Johanna Stärk liderliğindeki ekip, 1.176'dan fazla memeli ve kuş türünün hayvanat bahçesi kayıtlarındaki yetişkin yaşam beklentisini analiz etti.

Çalışmada yer alan memeli türlerinin yüzde 72'sinde dişiler erkeklerden yaklaşık yüzde 12 daha uzun yaşıyordu. Ancak kuş türlerinin yüzde 68'inde erkekler dişilerden ortalama yüzde 5 daha uzun yaşıyordu.

Ekip, bulgularını doğal ortamlarda doğrulamak için bu türlerin 110'unun vahşi popülasyonlarına ilişkin yayınlanmış verileri de inceledi.

Aynı model daha da belirgin bir şekilde ortaya çıktı: Memelilerde dişilerin avantajı ortalama olarak hayvanat bahçelerdekinden 1,5 kat daha fazlaydı; erkek kuşlarda ise bu avantaj hayvanat bahçelerdekinden beş kat daha fazlaydı.

Hayvanat bahçesindeki hayvanların yararlandığı özenle kontrol edilen beslenme ve 24 saat veteriner bakımı olmadan, vahşi hayvanların yaşam beklentilerinde daha büyük farklılıklar olması şaşırtıcı olmayabilir.

Yırtıcı hayvanlar, rekabet ve sert iklim gibi diğer baskıların bir şekilde hafiflediği hayvanat bahçesi ortamlarında yaşam süresi farklarının devam etmesi, cinsiyet kromozomlarının bazı heterogametik cinsiyetlerin daha kısa yaşam sürelerinden en azından kısmen sorumlu olduğunu göstermektedir.

Ancak bu durum tüm türler için geçerli değildi.

Stärk, “Bazı türler beklenen modelin tersini gösterdi” diyor. “Örneğin, birçok yırtıcı kuşta dişiler erkeklerden hem daha büyük hem de daha uzun ömürlüdür.”

Stärk ve ekibi, yetişkin yaşam beklentisinin “muhtemelen çevresel ve genetik faktörlerin bir kombinasyonundan etkilendiğini” öne sürüyor.

“Sonuçlarımız heterogametik cinsiyet hipotezini kısmen destekliyor olsa da, heterogami tek başına burada bulunan yetişkin yaşam beklentisi farklılıklarının genişliğini açıklayamaz” diye yazıyorlar.

Örneğin, tek eşli olmayan memelilerde erkekler, rekabetin daha fazla olması ve ölüm riskinin daha yüksek olması nedeniyle dişilerden daha erken ölme eğilimindedir.

Öte yandan, birçok kuş tek eşlidir, bu da erkeklerin kısmen rekabetin daha az olması nedeniyle daha uzun yaşayabileceği anlamına gelir. Tek eşli türlerde erkekler ve dişiler yaşam süreleri açısından daha fazla benzerlik gösterirken, çok eşli türlerde ve cinsiyete bağlı boyut farklılıkları olan türlerde erkekler daha kısa, dişiler ise daha uzun yaşama eğilimindedir.

Araştırmacılar, “Çevresel baskıların büyük ölçüde azaldığı hayvanat bahçelerinde bile, çiftleşme öncesi cinsel seçilim, memeliler ve kuşlarda yaşam beklentisindeki cinsiyet farklılıklarının şekillenmesinde temel bir rol oynuyor gibi görünüyor” diyor.

Ayrıca, yavruların yetiştirilmesinde rol alan ebeveynlerin daha uzun yaşamaya eğilimli olduğunu da buldular: örneğin, dişi primatlar yavrularını cinsel olgunluğa erişene kadar bakarlar, bu nedenle uzun ömürlülükleri gelecek neslin hayatta kalması için önemlidir.

Bu sonuçlar birlikte, yetişkinlerin yaşam beklentisinin hayvan davranışları ve genetiğin karmaşık etkileşiminin bir sonucu olduğunu göstermektedir. Ancak çevresel faktörler cinsiyetler arasındaki farkın derecesini değiştirebilse de, popülasyon düzeyinde bazı farklılıklar her zaman devam edecek gibi görünüyor.

Bu yazı SCIENCEALERT’ de yayınlanmıştır.

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum