Bilim İnsanları, Uzun Süreli Lyme Hastalığı Belirtilerinin Sırrını Çözdüklerini Düşünüyorlar
Bilim İnsanları, Uzun Süreli Lyme Hastalığı Belirtilerinin Sırrını Çözdüklerini Düşünüyorlar

Bilim insanları, grip benzeri semptomlara ve eritema migrans adı verilen bir döküntüye yol açabilen kene kaynaklı hastalık olan Lyme hastalığının kalıcı, zayıflatıcı etkileriyle mücadele etmenin yeni bir yolunu bulmuş olabilirler.

Son araştırmalar, Lyme hastalığına neden olan bakteri olan Borrelia burgdorferi'nin ölü parçalarının vücutta dolaşmaya devam ettiğini ve tedaviden sonra bile merkezi ve periferik sinir sistemlerinde sağlıksız iltihaplanmaya neden olabileceğini düşündürmektedir.

Bu, Lyme hastalığına yakalanan bazı kişilerin birkaç hafta antibiyotik aldıktan sonra neden tam olarak iyileşmediğini açıklayabilir; bunun yerine, Tedavi Sonrası Lyme Hastalığı Sendromu (PTLDS) olarak bilinen bir durumda hastalar devam eden ağrı, yorgunluk vb. sorunlar yaşarlar.

Araştırmacılar, yayınladıkları makalelerinde, "Eritema migrans veya erken Lyme hastalığı için tedavi edilen hastaların yaklaşık yüzde 10-35'inde, 6 ila 12 aylık takiplerde kalıcı veya aralıklı kas-iskelet sistemi, bilişsel veya hafif ila orta yoğunlukta yorgunluk şikayetleri var" diyor.

Diğer kayda değer semptomlar eklem ağrısı, baş ağrısı, bel ağrısı, sinirlilik, parestezi, uyku sorunları ve depresyonu içerir.

PTLDS'li hastalar genellikle sonunda iyileşir, ancak insanların tekrar tamamen iyi hissetmeleri uzun zaman alabilir. Lyme hastalığının kendisi için olduğu gibi, bu durumlar için de kanıtlanmış bir tedavi yoktur.

Bu çalışmada, araştırmacılar, uyutulmuş rhesus makak maymunlarından alınan sinir sistemi dokusu üzerinde B. burgdorferi kalıntılarını uygulayarak hem beyindeki frontal korteks hem de spinal kolondaki dorsal kök ganglion üzerindeki etkileri gözlemlediler. B. burgdorferi'ye maruz kalan örneklerde inflamatuar belirteçlerin canlı bakterilere maruz bırakılan örneklere göre birkaç kat daha yüksek olduğunu bulmuşlardır. Dahası, ölü bakteriler beyin nöronlarında hücre ölümüne de neden oldu.

B. burgdorferi'nin etkisi, hareketi koordine etmeye, düşünceleri düzenlemeye ve işleyen hafızayı kontrol etmeye yardımcı olan ön kortekste özellikle belirgindi. Burası, PTLDS'nin tamamen veya kısmen ortaya çıktığı yer olabilir.

Louisiana'daki Tulane Üniversitesi'nden immünolog Geetha Parthasarathy, "Nöroinflamasyon birçok nörolojik bozukluğun temeli olduğundan, bu çözülmemiş parçalar nedeniyle beyinde kalıcı iltihaplanma, uzun vadeli sağlık sonuçlarına neden olabilir" diyor.

PTLDS'li hastaların beyin taramaları gerçekten de beyinde kalıcı inflamasyon gösteriyor, ancak henüz bu nöroinflamasyonun nedeni tespit edilmedi. Bu son çalışma, bu nedeni bulmada önemli bir adım gibi görünüyor.

Bir diğer bilinmeyen ise B. burgdorferi'nin ilk etapta beyne nasıl girdiğidir. Bakterilerin öldürüldükten sonra bile beyin ve kalp gibi büyük organlara zarar vermeye devam etmesi olasıdır.

Daha fazla araştırma, vücudun tedaviden sonra neden B. burgdorferi bakteri kalıntılarını temizlemediğini bulabilir. Bu yeni bilgi, bu kalıntıları hedefleyebilecek ve PTLDS semptomlarını hafifletebilecek ilaçların bulunmasına ön ayak olabilir.

Araştırmacılar, "Bazı hastalarda tedavi sonrası semptomların devam etmesi, bu hastaların bir alt grubunda, sinir sistemindeki B. burgdorferi fragmanlarının bir neden olabileceğini gösteriyor" diye yazıyor. "Bu tür antibiyotik kırılma koşulları, terapötikler için yeni anti-inflamatuar yaklaşımlara ihtiyaç duyar."

Araştırma, Scientific Reports'ta yayınlandı.

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum