Beynimiz, Vücudumuzun Bakterilere Karşı Savaşını Etkiliyor
Bağışıklık sisteminiz yalnız değil!

Beynimiz yalnızca düşünce ve temel fiziksel fonksiyonlarımızı kontrol etmiyor olabilir.

Yapılan son çalışmalara göre; beynimiz, bakteri enfeksiyonlarının yol açtığı tehditlere karşı vücudumuzun savunma mekanizmasını da kontrol ediyor. Beynimiz bu kontrolü, PCTR1 olarak bilinen koruyucu molekülün üretimini artırarak yapıyor. PCTR1, akyuvarlara bakterilerin öldürülmesinde yardımcı oluyor.

Vücudumuz sürekli bakteriler ile etkileşim halindedir. Vücudumuzun koruma mekanizması sayesinde, normal şartlarda bakteriler vücudumuz için tehdit değiller. Fakat bazı durumlarda, özellikle bağışıklık sistemimiz zayıfladığında ya da çöktüğünde, bakteriler vücudu istila eder ve enfeksiyona neden olur. Hatta ilerleyen durumlarda ölümle sonuçlanabilen sepsis (kana mikroorganizma ve toksin karışması) görülebilir.

1920’lerde bilim dünyası için çok büyük bir buluş yapıldı ve penisilinin antibiyotik özellikleri tanımlandı. Bu buluş, enfeksiyon tedavisinde yeni bir çağın başlamasının yolunu açtı.

Antibiyotikler sayesinde, bakterilerin üreme evresine gelmeden önce büyümeleri durdurulmakta ve bağışıklık sistemi tarafından yok edilmeleri için zaman kazanılmaktadır.

Penisilin, farklı bakteriyel enfeksiyonlar için geliştirilen uzun antibiyotik listesinin ilk elemanıdır.

Son yıllarda, antibiyotiklerin bakteri büyümesini durdurma kabiliyetleri kısıtlanmış ve antibiyotik tedavisine direnç gösteren bakteri suşlarının sayısında artış gözlenmiştir.

Antibiyotik direncinin yarattığı tehdit, bilim dünyasını bakteri enfeksiyonları ile başa çıkmak için yeni yollar aramaya sevk etmiştir.

Bakteri enfeksiyonlarına karşı yeni yollar aramak, bilim insanlarının dikkatini merkezi sinir sistemine yönlendirmiştir. Yapılan çalışmalar; beynimizin, düşüncelerimizden çok daha fazlasını kontrol ettiğini göstermektedir.

Yapılan bu çalışmada, farelerin onuncu kafatası sinir çiftinin (vagus nerve) kesilmesinin, bağışıklık sisteminin E. coli enfeksiyonlarını temizleme yetisine ciddi zarar verdiği görülmüştür. Bunun nedenleri incelendiğinde; kısa adı PCTR1 (protectin conjugate in tissue regeneration 1) olan molekülün kayda değer derecede azaldığı görülmüştür.

PCTR1, bir grup molekülün belirli bir kısmıdır ve vücudun enfeksiyonlara karşı cevabına aracılık etmek için özelleşmiştir (specialised pro-resolving mediators). PCTR1, akyuvarlar tarafından, balık yağı kökenli esansiyel yağ asidinden (dokozahekzaenoik asit) üretilir.

Ayrıca bu çalışma kapsamında; PCTR1 seviyesindeki düşüşün, makrofajların E. coli öldürme kabiliyetlerinin azalmasına neden olduğu da bulunmuştur.

Çalışma bir adım daha ilerletilerek, onuncu kafatası sinir çiftinin hangi yol ile PCTR1 üretimini düzenlediği araştırılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde; onuncu kafatası sinir çiftinin, PCTR1 üretimini artırmak için, asetilkolin isimli nörotransmitter madde salgıladığı görülmüştür. Bunun sonucu olarak, makrofajların aktivitesi düzenlenmekte ve bakteriler öldürülmektedir. 

Yapılan deneylerin kontrolü olarak, onuncu kafatası sinir çifti kesilmiş farelere, dışarıdan PCTR1 enjekte edilmiş ve makrofajların aktivitelerinin yeniden düzenlendiği görülmüştür.

Bu çalışmanın sonuçlarına göre; PCTR1 molekülünün kullanımı ile vücudumuzun bakteri enfeksiyonları ile savaşma kabiliyetinin artırılması ve bu yolla antibiyotiklere olan bağımlılığımızın azaltılması yakın gelecekte mümkün olabilir.

Kaynak
http://www.sciencealert.com/scientists-discover-how-the-brain-helps-the-body-fight-bacteria

Halime Serinçay
Hacettepe Üniversitesi / Biyomühendislik Doktora -

0 yorum