0

Gunesle ilgili 2 soru

morgan 3 yıl önce 39
0

Linkteki açıklamayı okudum ve çok iyi.. Mantıklı... Ardından aklıma şu soru geldi, Niye yatay dalgalar fotonların manyetik alan titreşimleriyle girişim yapıyorlar? Çünkü 1) "Ekip, koronal katmanın etkilerini silip süpüren “rezonant emilim” adında bir olgu keşfetmiş. Bu olguya göre, eğer manyetik alanlar sayesinde sürmekte olan iki çeşit dalga varsa, bu durumda bir dalganın daha güçlü olmasını sağlayacak bazı türden senkronize desenler ortaya çıkıyor. Bu durumu bir trambolinde aynı anda zıplayan iki kişiden birinin daha yükseğe sıçramasına benzetebilirsiniz." * Bu bir girişim deseni örneği...(Süperpozisyon) 2) ..."Oysa veriler çıkıntı boyunca sıcaklığın 10 kat yükseldiğini göstermekteydi. (10 bin santigrat dereceden, 100 bin santigrat dereceye ) " * Bu genlikteki birimsel enerji artışının, alandaki geometrik artışını gösteriyor. (Genlik: Eklenen her (n) birim enerji için, 2. n^2 kadar bir alan artışı ) 3) ..." Güneş’in manyetik alanı içinde oluşan dönüş dalgasının gücü, enine dalga hareketinden hemen sonra zirveye ulaşıyordu. Ve aslında bu durum, akıştaki manyetik enerjinin ısı enerjisine dönüşmesi için harika bir yol olan türbülansı oluşturuyordu! Başka bir deyişle enine dalgaların ve dönüş dalgalarının tam olarak senkronize olmaması manyetik bir dinamo meydana getiriyor"... * Bu da faz farkına işaret ediyor. Bu üç sonuçtan geçiş bölgesine gelen fotonların senkronize - faz uyumlu oldukları sonucunu da çıkarttım. Ve fotonların elektromanyetik titreşimindeki, manyetik titreşimler de güneşteki bu manyetik titreşimlerle girişim yapıyor sonucunu çıkarttım. _______________________________ Şimdi mesela bu varsayımlar üzerine yanlışlama yapılabilir.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 3 yıl önce 0
0

Kendimce cevabım olan soruları gündeme getirmemden kasıt, kendi cevabımı ortaya koymaktansa, başkalarının kendi cevaplarını üretmeleri için düşünmeye davet etmek. Diğer yandan. yaptğımı paylaşanların hepsini hatırlamıyorum. Ya da nerelerde paylaştığımı. Link konusu olan sayfayı da unutmuştum. O değerlendirmeye bakınca, sizin için sorunu son olmamasını anlıyorum. Yaklaşımımda, (ki biliyorsunuz) dalgasal Zaman kütleyi oluşturan enerji ünitelerinin üç uzamsal boyut üzerindeki titreşimleri ile eşit ve 45 derecede girişim yapıyor. Zamanın dalgasallığı ve tek yönlülüğü, bir bakıma göreli bir ivmeli hareket etkisine sebep oluyor. Bu hareketin eylemsizliğinden oluşan momentum sürekli olduğu için, bunu kütle değeri olarak tanımlıyoruz. Ancak kütleyi oluşturan enerji ünitelerinin bir de 2 boyutyu bir titreşimyleri daha var. Foton veya kuanta farketmiyor, bu titreşimi elektromanyetik titreşim olarak kabul ediyoruz. Bu titreşimler bir biri ile dik. Bu yüzden kütle Zaman ile 45 derecede girişim yaparken, ünitelerinin titreşim fazlarına göre 45 ve 135 derece de girişim yapıyor. Sözgelimi bizler sadece 45 derecede yaptığı girişimi madde olarak tanımlarken, 135 derecede yaptığı girişimi anti madde olarak tanımlıyoruz. Bu titreşim özelliğini ayrıca, benzerlikten dolayı, maddenin elektromanyetik titreşimi olarak tanımladığımız düşünüyorum. Ve aynı sebeple anti maddeyi sadece manyetik alanlarda tutabilmemizi (yok olmamasını) de, aynı hamurdan olmaları yönünde değerlendiriyorum. Madde-anti madde karşılaşması, bence, ivme veya ısı aktarımı ile aynı temel ilkelerde çalışıyor olmalı. Pozitif diyebileceğim bir pespektifte (mesela salt madde için). momentum ve ısı aktarımı, enerji ünitelerinin çok yoğundan az yoğuna (bir akışkan gibi) yayılmalarını ve bağımsız titreşimleriyle, sistem içindeki enerji üniteleri arasına yayılıp onlarla girişim yaptıkları yönünde. Böylece kütleyi oluşturan enerji ünitelerinin topla titreşim genliği artmış oluyor. Ancak eklenen enerji üniteleri ile bu genlikler artan iken, sadece belli koşullar sürdüğü sürece bu durum korunuyor. Mesela sabit bir hız altında iken, çünkü titreşim genlikleri ile Zaman arasındaki girişim de değişiyor. Bu değişime momentum, çok yüksek hızlarda relativistik kütle ve etkisine de zaman genişlemesi diyoruz. Nesne çarpma, sürtünme veya ışıma ile bu bağımsız enerji ünitelerini sistemden çıkarttıkça, titreşim genlikleri de eski hallerine dönüyor. (hız da düşüyor) Madde-anti madde de aynı prosedür işliyor. Fark olarak bu sefer titreşimler arası faz farkının, ,bu iki madde türü arasındaki titreşim girişimini yıkıcı girişime çevirmesi. Böylece kütleyi oluşturan enerji ünitelerinin tetreşimlerinden beslenen bağlar düzleşiyor. (bir fermuarın dişlerinin tamamen düzelmesi gibi...) girinti-çıkıntı kalmayınca üniteler arasında , enerji üniteleri dağılıyor. Çok bağlantısı kalmasa da güneş olayına dönersek, güneşin manyetik döngüleri ile titreşim genlikleri genişliyormuş. Dışa yaklaştıkça, enerji birimleri üzerindeki basınç her yönde olmaktan, tek yönlü olmaya yöneliyor. Yani, kabuğa doğru olan yönlerde, titreşimi sınırlayan baskılar daha az oluyor. Bu , bu yönde daha çok titreşim demek.Bir de bu titreşimler güneşin manyetik alan titreşimleriyle girişim yapıp güçlenince, bunu ani ısı artışı olarak tanımlıyoruz.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 3 yıl önce 0