0

Maddede enerjidir. Yoğunlaşıp düzen oluşmuş enerji görünümündedir. Bilgi: Enerjinin, maddenin düzen oluşumundan ortaya çıkan kısmen farklı enerji alanı ve etkilerimidir? Yani bilgi en mikrodan makroya enerjinin, maddenin farklı düzeninde yoğuşup uzay alanında oluşturduğu farklı etkileşimler, etkiler olabilir.( ‘’Bilgi nedir? Evrensel kaynağı ne olabilir’’ bölümüne bakabilirsiniz) Beynimizdeki bilgiler farklı kimyası ve etkileri olan nöroileticilerle birlikte oluşmuş nöronların çoklu bağlantılarla birbirine bağlandığı snaps denen, nörosnaptik bağlantıların organize ateşleneceği düzenin ve kimyasının sistemle etkileşiminde saklanıyor olabilirler. Bu durum nöronlar ve sinaptik bağlantıları yönünden nöral ağda zamandaki ateşlenme düzenine göre oluşan bir kodlama ve salınan nöroiletici kimyaların etkileri olarak görünmektedir. Farklı kimyaların olduğu nörosnaptik bağlanma düzeninde oluşan bir kodlama. Nöronların sistemik ve çevresel etkileşimle birbirine bağlandığı şekil ile nöroiletici kimyasının doğal bilgisi ve sistemle etkileşimi. Beyinde bilgi bu şekilde kodlanarak saklanırken bu bağlantıların farklı kimyalarla olması o kimya ile oluşan bilginin doğal etkileri ve sistemle, bedenle evrimsel etkileşiminide içeriyor görünmektedir. Farklı kimyasal nöroileticilerle oluşan bilgilerin doğal etkileri, beden, sistem etkileşimleri ve nöroiletici farklılığının etkileriyle etkileşim yoğunluğunun enerjisine göre değişik bilinç halleri oluşuyor görünmektedir. Tek duyu organı bile duyuları bileşiminden, sinir yolunun oluştuğu farklı nöroiletici kimyasının etkileri birleşiminden oluşuyor görünmektedir. Tıpki farklı duyu organlarının kimyasının bileşiminden oluşan bizler gibi.örnek olarak görme olayında ışığın farklı frekansları, kulakta sesin farklı frekanslarının aynı sinir yolunun ayrı taşınması gibi.Ayrıca iki organdan çıkabilen duyuların tek duyu gibi algılanması. İşte bilinçte duyulardan oluşan duyuların duyusu denebilecek bir birleşim görünümündedir. Nasılki tek duyu farklı bileşenlerinden oluşuyorsa, mikro oluşumun benzeride makroda olmakta, onun bileşimleride makroyu oluşturuyor görünmektedir. Görünüm uzayı oluşturanlar içinde böyle olmakta ve oluşan yeni enerji alanının uzay alanındaki etkileri kısmen farklılaşıyor görünmektedir. 4 fizik kuvvette böyle farklılaşmalardan ortaya çıkıyor olabilir. Farklı kimyalardan oluşan nöroiletici, düzenleyicilerin reseptörlerle bağlanmasıyla elektronlarından salınan ışığın farklı frekansı olan renkleri, seslerin farklı frekanslarını ve diyer duyuların kimyası nörosinaptık kodlanmayla birliktelik oluşturan bilgiler görünümündedir. Sistemin kimyasıyla birlikte çevresel etkileşimle oluşan doğal bir kodlamadır. Beynimizde bilgiler farklı kimya etkilerinin oluşturduğu nöroileticilerle birlikte nörosnaptik bağlanmaların düzeninde saklanıyor görünmektedir. Canlılıkta farklı düzen almış enerji, maddeler bileşiminden oluşan bilgiyle organize etkileşimli yeni bir düzen oluşmuş enerji alanı görünümündedir. Düzen oluşmuş enerji alanları etkileşiminden, yani bilgiler etkileşiminden oluşmuş yeni bir bilgi, organize büyük bir möleküldür. Elektrik enerjisi, elektromanyetik alan canlılık için çok önemli gözükmektedir. Zaten doğasında olan enerjisinin ölümle organizasyonu bozunur, bilinçte bozunarak yok olur ve enerji doğasına yayılır. Ölüm bir bozunmadır. Düşündüğümüz anlamda bir canlılık ve ruh yok gözükmektedir. Ama canlılık bu evrenin bilinen en ileri evrensel enerji alanıdır. Milyarlarca yılın birikimi, evrenin anlamıdır. Bu evrende canlılıktan daha anlamlı bişey varmıdır? Tüm canlılar yoldaştır. Milyarlarca yılın birikimleridirler. Ve her birikim, her canlı bir deneyim katılımı sunar. Buralara kadar birlikteliğimizle gelebildik. Bir kısmı yok olurken kalanlar sürekli yeni türleri evrimleştiriyor. Yeni ortamlarda farklılaşıp evrimleşiyorlar.Bu evrende bir anlam oluşturan tüm canlılara yaşam nedenim olarak bakıyor, minnet duyuyorum. Her şey birdir, birliktir. Bütünlüğümüz varlığımızı sağlayan birlikteliktir. Bütün ve parçaların etkileşimi. Varlığın birliği. Anıların birbirleriyle çok yönlü nöronal sinaptik bağlantıları olup yaşantı sürecinde ilişkilenip, ortam uyaranları etkisiylede hatırlanırlar. Nöronal ağların ve sinaptik bağlantılarının bilgiyi, anılarımızı saklamadaki düzenleniş halleri ortam etkileşimleriyle yeniden şekilleneceğinden anılarımız sabit olmayıp güncelleniyor görünmektedir. Enerjinin bilgiye yani düzen almış enerji haline dönüşmesi etkileşimle oluşup evriliyor gözükmektedir. Evrimi şekillendiren fizik yasalarıyla enerjinin, doğanın bütünsel etkileşimidir.Yönlendirici güç fizik yasalarıyla bütünlüğün etkileşiminde gözükmektedir. Alanla, çevreyle olan yoğun döngüsel etkileşim ve bu etkileşimin çok yönlü olmasıdır. Tesadüfte evrimin etmeni ama canlının alanla, çevresiyle olan madde, enerjisel etkileşim döngüsü onu yönlendirip evrimleştiriyor görünmektedir. Tesadüfte bir etken olmasına rağmen tesadüf diye görülen bazı dna mutasyonları hücredeki maddelerin miktar olarak değişimi, uzun zamanda vücuda giren yeni moleküllerin eklenmesiyle, alanın etkisiyle dna nın elektromanyetiğinin değişmesi vs… etkisiyle oluşuyor olabilir. Zaten zaman sürecindede hiçbir şey sabitliğinide tam olarak koruyamıyor. Canlı ortamla, canlılarla etkileşen ortamın parçasıdır. Her şey kendinde var olanla işlediği için olanın işleyişi kendini korumaya çalışır. Düşünceler, inanışlarda böyledir. Dna’ da var olanla işlerke, kendini korumuş olurken varlığın doğasında onu aşan çevreyle etkileşiminde, zaman sürecinde değişim kaçınılmaz görünmektedir. Aynı nehirde iki kere yıkanılmıyor. Maddede enerjidir. Canlılar; Enerjinin, maddenin düzen oluşmuş halindenmi oluşuyor? Enerjinin farklılaşarak birleşmeleri, atomaltı, atomların, möleküllerin farklı birleşmeleri ile yeni bir denge, yeniden düzen alan bir enerji alanı oluşuyor görünümdedir. Farklı atom, mölekül birleşmeleriyle oluşan proteinlerde farklı özellikler gösteren farklı bir bilgi olarak görünüyor. Bilgiyle ayırt edebilen canlılık evrimsel süreçte etkileşimleriyle bilgi oluşturmakta yani temelde madde, enerji düzenliyor görünmektedir. Düzenlenen enerjinin bir kısmıda genetik bilgi olarak saklanmaktadır. Sinir sisteminde bilgilerse çoklu sinir ağlarının düzenleniş şekli ve işleyişi görünümündedir. Canlı bütün olarak bilgi yani düzen almış enerji izlenimi vermektedir.Beynimiz bilgiyle evrilip örülmüş bilgi düzenleyici gibidir. Ekosistemde bütün olarak enerji düzenlenmesi izlenimi vermektedir. Düşünmek, öğrenmek, konuşmak, parçalar halinde alınan duyusal bilgilerin birleştirilip, düzenlenip bilinç oluşturulması evreleri, hareket etmek, oyunlar oynamak vb gibi yapılan hemen her şey canlı açısından enerji düzenlemesi görünümü vermektedir. Canlılar temelde entropiyi artırırken, enerji düzenleyip yani bilgi oluşturup varlıklarını sürdürebiliyor izlenimi vermektedir. Canlılıkta, bilinçte maddenin bilgiyle etkileştiği enerji alanı birlikteliği görünümündedir. Canlılık bilgiyle etkileşen madde-enerji etkileşim bütünlüğü izlenimindedir. Bilinç: Genel anlamda duyuların duyusu birleşimi olduğu, farklı duyulardan alınan bilgilerin etkilerinin nöronal bağlantısallıkla sistemle, bedenle etkileştiği ve tekrar çevreyle organize etkileşip sistemce algılandığı süreç, elektromanyetik alan görünümündedir. Bilgilerin yani düzen oluşmuş enerjilerin düzenlenip etkileşmesi, bütünleşmesidir. Beden duyu organı bileşimi olup duyuların bir araya gelip etkileşimin yakınlaşmasıyla beyin oluşuyor görünmektedir. Beden duyulardan oluşmakta ve bilincin bileşeni olarak görünmektedir. Beyindeki etkileşim elektrokimyasal,elektriksel ileti hızında ve olası elektromanyetik alanda olması bilinç oluşumunda zaman bakımından çok önemli gözükmektedir.Canlılar evrimsel yaşantıları süresince enerji düzenleyip, bilgi oluşturup saklamaktalar. Bilgilerin beynin elektromanyetik alanında çevre ve beden bilgileriyle organize yoğun etkileşip bu etkileşimin sistem üzerindeki etkilerinin tekrar algılanıp birleştirilmesi bilinç sürecini oluşturmakta, bunu iyi düzenleyip organize edebilen insan beyni bilinç evriminde önde olmaktadır. Çoğu canlı türünün kendilerine has bilinçleri ve duyguları olmalıdır. Canlılık: Organize olmuş, düzen oluşmuş etkileşimli enerji alanı, bilgiyle etkileşen, işleyen enerji alanı görünümü vermektedir. Canlılık kısmen farklı bilgilerin oluşturduğu duyulardan oluşmuş görünümdedir. Farklı kimyaların taşıdığı bilgiler birleşimindende bilinç oluşuyor görünmektedir. Canlılık ekosisteminin birlikte evrimi boyunca farklı kimyalar oluştururken aslında enerji düzenleyip bilgi oluşturup geliştiriyor olmaktadır. Farklı bilgilerdende farklı duyular oluşup zamanla gelişirken bilinçte bilgiyle evrimleşiyor görünmektedir. Böylece bilincin evrimsel yolculuğu devam ediyor. Canlılık çevresiyle ve kendini oluşturanlarıyla temelde o kadar yoğun elektrokimyasal, elektriksel bir etkileşimdirki zamanda süreklilik oluşur.Ölüm: Organize yoğun etkileşimin, düzenin bozunup ödünç alınan enerjinin normaline dönmesidir. Ölümle bilincinde bozunup yok olduğu anlaşılmaktadır. Canlılıkta elektrik enerjisi çok önemli olduğu anlaşılıyor. Canlılık hız farklılığından oluşuyor görünümdedir. Yaşadığı ortamın ve kendisinin mekanik kısmının hızına göre iç elektrokimyasal, elektriksel yoğun etkileşim hızı önemli etken olarak gözüküyor. Mekanik bedenin iç elektrokimyasal, elektriksel işleyişi etkileşimi hızlandırmakta,canlılığın, bilincin oluşmasına neden oluyor görünmektedir.Canlılık, ruh ve bilinç çok yoğun etkileşimli enerji alanımızın etkileri ve zamanda oluşturduğu sürekliliktir. Canlılıkta bilinçte enerjinin bilgiyle organize etkileşimidir. Canlı olmak,ruh ve bilinç arasında fark olarak, gelişmişlik düzeyleri, organize etkileşim halleri, bilgi yoğunluğu, özellikle bilinçte görme ve duyma bilgileri ağırlıklı olup inandığımız anlamda bir ruhun varlığı doğru gözükmüyor. Bilgiyle organize etkileşen hücredeki kimyasal işleyiş elektrikseldirde. Hücreyi oluşturanlar elektrokimyasal(çünkü kimyasal bağlar aynı zamanda elektrikseldirde) esasen elektrik,elektromanyetik olarak bağlanmıştır.Bioenerji, biofoton denilense zaten atomsal, moleküler olarak foton etkileşiminde olduğumuz, zaten enerji alanı olduğumuzdur. Organize yoğun işleyen hücre ve hücrede bütünden elektrokimyasal, elektriksel etkilerle canlılık hareketleniyor, hücredeki canlılık oluşuyor görünümdedir. Evrimsel süreçte hücreleri çoğalıp gelişen canlının çevresinden ve kendisinden haberdarlığı, çevreyle uyumu ve hızlı olabilmesi vs…için evrimleşen iletişim hücreleri yani sinir sistemi ağları evrilmiştir. Hücredeki kimyasal ama temelde elektriksel etkileşimlerle beraber sistemin sinir sistemi ağıyla elektrokimyasal, elektriksel ileti hızında çevresiyle ve kendi bütünlüğüyle çok yoğun organize etkileşimi 4 boyutlu yoğun iletide süreklilik oluşturup çok hücreliliğin organizasyonunda canlılık durumunu oluşturuyor izlenimi vermektedir. Tek hücresi ile hücrelerinden oluşan yapının canlılığı oluşturmadaki yönü, bilgi ile organize enerji etkileşimi, elektriksel etkileşimi temelde aynı gözükmektedir. Sinir sistemi ağı çoklu bağlantısallıkla elektrik hızda oluştuğu için, 4 boyutlu yoğun bağlantısallık olduğu için kesintisizlik durumu oluşuyor görünümdedir. Canlılarda sanılan halde ruh anlamlı gözükmemektedir. Ruhu ilkel benlik,duygusal bilinç, ilkel bilinç olarak hatta canlılığın enerjisi olan elektrik enerjimiz, elektromanyetik alanımız olarak düşünebiliriz. Ruh dediğimiz geleceğe aktarılan evrim, evrimsel gelecek özlemidir. İç dünyamızın düzenlenme, dengelenme isteğidir. Sonuç olarak canlılıkta, ruh dediğimizde, bilinçte aslında bilgi olan maddi yapımızla, onun yine bilgiyle yoğun işleyen, etkileşen enerji alanı bütünüdürler. Maddi varlığın bilgiyle etkileşiminden oluşup birleşen enerji alanı, elektromanyetik alan ve maddi halle enerji alanının yine enerji olan bilgiyle etkileşim bütünlüğüdürler. Canlılık, ruh ve bilinç birbirinin bütünleridirler. Evrimsel zamanda gelişerek organize etkileşen canlı ruh dediğimiz daha gelişmişlik durumuna ulaşmıştır. Ruh dediğimiz durum gündelik hayatın bilgisinden çok bedenin daha evrimsel olarak arkaik yapılarının, duyguları oluşturan beynin alt yapı ağları olan limbik sistem bağlantılarının enerji akışını daha yoğun olarak oluşturuyordur. Bilinç ruh ve canlılığı kapsıyor. Son halin, bütünün ifadesi olarak görünüyor. Belkide canlılık evrenin en organize enerji alanıdır. Bilinç canlılığın koşulu olarak gözükmüyor. Bilinç nerde başlar cevabı zor ama canlılarda gelişmişlik düzeyine göre daha gelişmiş olduğu anlaşılıyor. Çoğu canlı türlerinde kendilerine has bilinç olmalıdır. Duyguları vardır. Canlılarda bilincin en geliştiği yön kendini koruma,sağ kalma olabilir. Bilinç ile zaman algısı paralellik gösterebilir. Zamanın örülmesi nöronal örülmeye, bağlantısallığa paralel gözüküyor. Aynı durum bilinç içeriği içinde geçerli görünürken zaman algımız doğal zaman içinde oluşmuş zamanlama görünümündedir. Acaba minimum içerikli bilinç oluşabilmesi için ne kadar zamanda ve ne kadar yoğunlukta bilgi, nöron etkileşimi gerekiyordur?Bilinç oluşabilmesi için çevresel etkileşimlede alınan bilgilerin birleştirilip, düzenlenip, organize etkileşip etkileşimin sistemide etkilemesi ve tekrar algılanması gerekli görünmektedir. Tabii canlılar için bu doğal ve etkileşim sonrası aynı kalması olası deyil zaten. Enazından sürdürülebilir evrimi için ve bilinçli olabilmesi için yapay zekadada böyle olmalı belkide. Bilinç: Duyuların duyusu, yeni bir duyudur denebilir.Şöyleki; Beş duyu organımız evet, ancak tüm bedenimizi duyu organlarından oluşan bir sistem olarak alırsak yanlış olmaz. Çünkü beynimiz bedenimizin yaklaştırılıp haberleşmesi kolaylaştırılmış temsilinide içermektedir. Tek bir duyu yoluyla ulaşamadığımız doğanın bilgisine farklı duyu yollarıyla ulaşabiliyoruz. Işık, ses ve farklı kimyaların taşıdığı sinyaller. İşte farklı duyulardan alınan bir olayın bilgilerini tekrar birleştirip olayı oluşturuyoruz. Buna örnek olarak iki gözümüzle aldığımız görüntünün tek görüntü olarak birleştirilmesi ve farkına bile varılmamasıdır. Aldığı bilgileri elektrokimyasal hızda iletip olası elektromanyetik alanda birleştirmektedir. Sistem evrimsel sürecin çok erken evrelerinde çok hücreli hale geçiş sürecinde kendi yapısından, çevresinden haberdarlığı hızlı tepki verme, avlanma, kaçabilme vs nedenlerle hızlı haberleşme hücreleri yani sinir hücreleri evrimleşmiş olmalıdır. Gelişimin ileri evrelerinde duyular artmış, düzenlenip gelişmiş, sinir ağları(Haberleşme ağları) organizasyonu artarak canlının çevre ile etkileşimi belirginleşmiş görünmektedir.Çevreden ve kendimizden haberdarlığımız ve hızlanmamız için, sağ kalmamız,.. vs… gelişen sinir sistemi ve duyu organları tek duyu yoluyla alamadığımız bilgileri, doğanın bilgisini farklı duyularla alıp birleştirip yeniden oluşturması durumu. Yani gelişen bir olayın sesini, görüntüsünü, vs… bilgilerini farklı duyu yollarından alırken sinir sisteminde tekrar bir araya gelmeliki olay tamamlansın ve bir tepki, cevap oluşabilsin. (Sinir sistemi duyuların bileşimi görünümündedir. Duyuların bileşiminin bilinci oluşturması onlardan fazlası yeni bir duyu gibidir. Bütünün etkileşimi parçalarından fazlası oluyor. Sonuçta duyularda enerji, maddede enerji her şey enerjidir. Maddenin, enerjinin düzen almış hali görünümünde olup yeni bilgilerle etkileşip evrimleşiyor görünümündeyiz) İşte bu çok ilkel duyular gelişmeye başlarken bile doğal koşulların etkisinde duyulardan alınan bilgilerin birleştirilmesi durumu evrimsel süreçte düşüncenin vede bilincin yolunu açmış gözükmektedir.Canlı dışarıda olan bir olayın farklı duyularla alabildiği bileşenlerini sinir sisteminde tekrar bir araya getirip, birleştirip, olayı beyninde oluşturup sistemin etkileşimiyle tepki verebilmeye evrilmiştir. Farklı duyu yollarıyla aldığı bilgileri tekrar birleştirip beyninde oluşturmaya evrilmiştir. Ki dışarıyı yetenekleri ölçüsünde fark edebilmesi, beyninde algılayabilmesi, oluşturabilmesidir. Duyulardan alınan bilgilerin etkileşimi zamanla beynimizin bilgiyle şekillenip büyümesine neden olmuş görünümdedir. Ve böylece etkileşip, birleşen, düzenlenen bilgiler düşüncenin, bilincin oluşumuna yol açmış izlenimi vermektedir. Evriminde iyi gelişen insan beyni bilinçlilikte önde olmaktadır. Duyulardan alıp zamanla hafızamızda biriktirdiğimiz bilgileri farklı şekillerde düzenleyip, deneyimlerimizle birleştirip yeni şeyler düşünürüz. Aslında bişey öğrenirkende böyledir. Çünkü sistem birleştirip anlam çıkarmaya, tanımlamaya evrilmiştir. Bilgi yani enerji düzenliyor görünmekteyiz. Tabi bu sadece düşünsel anlamda deyil. Her şey çevresiyle etkileşmekte olduğu anlaşılmaktadır. Canlılıkta çevreyle etkileşiminde evrilip var olabilmiştir. Bilinçte canlının çevreyle ve kendisiyle çoklu bağlantısallıkla çok yoğun organize etkileşiminin sonucudur. Öyleki etkileşim vücuda yayılıp etkileri duyularla tekrar algılanmalıdır. Beyin cortex’inde yani beynin en üst 6 katmandan oluşan kabuğu ve beynin alt kısımlarındaki nöron gölcüklerinde izolasyon maddesi olan myelin kılıfı yoktur. Bilincimizin temelde elektromanyetik alanda oluştuğunu düşündürüyor. Bilincin duyuların duyusu olduğunu içeriğinden anlayabiliriz. Canlılık çok ilginç belkide evrenin en ileri evrensel enerji alanıdır.Duygular ne olabilir?Beş duyu organımızla birlikte vücudumuzu duyu organları birleşimi olarak görürsek. Duygular kaynaklarını duyu organlarından mesela göz, kulak,deri, dil, burun, cinsel organlardan ve beyne ulaşan bütün duyulardan (enerji kaynaklarından) alıyor izlenimi doğuyor. Duygular: evrimsel süreçte bilgi düzenleyip oluşturma yeteneğimizin az olduğu dönemlerdeki davranış modellerimiz, bizi bütünleyen, zamanımızı sürdüren, düşüncelere moral ve motivasyon verebilen bugünki neocortex'in köken aldığı limbik sistem nöronal yapı oluşumlarıdırlar. Ve bu oluşumların sistemik etkileridirler.İnançta bir duygudur ve düşünceyi uzun zamanda motive eden, zamanda sürdüren nöron ağlarının bağlantısallığını ve enerjisini veren önemli duygulardandır. Duyguları eğer olumsuz yönlendirilirse o zamanda zihni böler enerjisini düşürürler.

Yunus Ilik 4 yıl önce 0
0

CANLILIK VE BİLİNÇ NE OLABİLİR? Maddede enerjidir. Yoğunlaşıp düzen oluşmuş enerji görünümündedir. Bilgi: Enerjinin, maddenin düzen oluşumundan ortaya çıkan kısmen farklı enerji alanı ve etkilerimidir? Yani bilgi en mikrodan makroya enerjinin, maddenin farklı düzeninde yoğuşup uzay alanında oluşturduğu farklı etkileşimler, etkiler olabilir.( ‘’Bilgi nedir? Evrensel kaynağı ne olabilir’’ bölümüne bakabilirsiniz) Beynimizdeki bilgiler farklı kimyası ve etkileri olan nöroileticilerle birlikte oluşmuş nöronların çoklu bağlantılarla birbirine bağlandığı snaps denen, nörosnaptik bağlantıların organize ateşleneceği düzenin ve kimyasının sistemle etkileşiminde saklanıyor olabilirler. Bu durum nöronlar ve sinaptik bağlantıları yönünden nöral ağda zamandaki ateşlenme düzenine göre oluşan bir kodlama ve salınan nöroiletici kimyaların etkileri olarak görünmektedir. Farklı kimyaların olduğu nörosnaptik bağlanma düzeninde oluşan bir kodlama. Nöronların sistemik ve çevresel etkileşimle birbirine bağlandığı şekil ile nöroiletici kimyasının doğal bilgisi ve sistemle etkileşimi. Beyinde bilgi bu şekilde kodlanarak saklanırken bu bağlantıların farklı kimyalarla olması o kimya ile oluşan bilginin doğal etkileri ve sistemle, bedenle evrimsel etkileşiminide içeriyor görünmektedir. Farklı kimyasal nöroileticilerle oluşan bilgilerin doğal etkileri, beden, sistem etkileşimleri ve nöroiletici farklılığının etkileriyle etkileşim yoğunluğunun enerjisine göre değişik bilinç halleri oluşuyor görünmektedir. Tek duyu organı bile duyuları bileşiminden, sinir yolunun oluştuğu farklı nöroiletici kimyasının etkileri birleşiminden oluşuyor görünmektedir. Tıpki farklı duyu organlarının kimyasının bileşiminden oluşan bizler gibi.örnek olarak görme olayında ışığın farklı frekansları, kulakta sesin farklı frekanslarının aynı sinir yolunun ayrı taşınması gibi.Ayrıca iki organdan çıkabilen duyuların tek duyu gibi algılanması. İşte bilinçte duyulardan oluşan duyuların duyusu denebilecek bir birleşim görünümündedir. Nasılki tek duyu farklı bileşenlerinden oluşuyorsa, mikro oluşumun benzeride makroda olmakta, onun bileşimleride makroyu oluşturuyor görünmektedir. Görünüm uzayı oluşturanlar içinde böyle olmakta ve oluşan yeni enerji alanının uzay alanındaki etkileri kısmen farklılaşıyor görünmektedir. 4 fizik kuvvette böyle farklılaşmalardan ortaya çıkıyor olabilir. Farklı kimyalardan oluşan nöroiletici, düzenleyicilerin reseptörlerle bağlanmasıyla elektronlarından salınan ışığın farklı frekansı olan renkleri, seslerin farklı frekanslarını ve diyer duyuların kimyası nörosinaptık kodlanmayla birliktelik oluşturan bilgiler görünümündedir. Sistemin kimyasıyla birlikte çevresel etkileşimle oluşan doğal bir kodlamadır. Beynimizde bilgiler farklı kimya etkilerinin oluşturduğu nöroileticilerle birlikte nörosnaptik bağlanmaların düzeninde saklanıyor görünmektedir. Canlılıkta farklı düzen almış enerji, maddeler bileşiminden oluşan bilgiyle organize etkileşimli yeni bir düzen oluşmuş enerji alanı görünümündedir. Düzen oluşmuş enerji alanları etkileşiminden, yani bilgiler etkileşiminden oluşmuş yeni bir bilgi, organize büyük bir möleküldür. Elektrik enerjisi, elektromanyetik alan canlılık için çok önemli gözükmektedir. Zaten doğasında olan enerjisinin ölümle organizasyonu bozunur, bilinçte bozunarak yok olur ve enerji doğasına yayılır. Ölüm bir bozunmadır. Düşündüğümüz anlamda bir canlılık ve ruh yok gözükmektedir. Ama canlılık bu evrenin bilinen en ileri evrensel enerji alanıdır. Milyarlarca yılın birikimi, evrenin anlamıdır. Bu evrende canlılıktan daha anlamlı bişey varmıdır? Tüm canlılar yoldaştır. Milyarlarca yılın birikimleridirler. Ve her birikim, her canlı bir deneyim katılımı sunar. Buralara kadar birlikteliğimizle gelebildik. Bir kısmı yok olurken kalanlar sürekli yeni türleri evrimleştiriyor. Yeni ortamlarda farklılaşıp evrimleşiyorlar.Bu evrende bir anlam oluşturan tüm canlılara yaşam nedenim olarak bakıyor, minnet duyuyorum. Her şey birdir, birliktir. Bütünlüğümüz varlığımızı sağlayan birlikteliktir. Bütün ve parçaların etkileşimi. Varlığın birliği. Anıların birbirleriyle çok yönlü nöronal sinaptik bağlantıları olup yaşantı sürecinde ilişkilenip, ortam uyaranları etkisiylede hatırlanırlar. Nöronal ağların ve sinaptik bağlantılarının bilgiyi, anılarımızı saklamadaki düzenleniş halleri ortam etkileşimleriyle yeniden şekilleneceğinden anılarımız sabit olmayıp güncelleniyor görünmektedir. Enerjinin bilgiye yani düzen almış enerji haline dönüşmesi etkileşimle oluşup evriliyor gözükmektedir. Evrimi şekillendiren fizik yasalarıyla enerjinin, doğanın bütünsel etkileşimidir.Yönlendirici güç fizik yasalarıyla bütünlüğün etkileşiminde gözükmektedir. Alanla, çevreyle olan yoğun döngüsel etkileşim ve bu etkileşimin çok yönlü olmasıdır. Tesadüfte evrimin etmeni ama canlının alanla, çevresiyle olan madde, enerjisel etkileşim döngüsü onu yönlendirip evrimleştiriyor görünmektedir. Tesadüfte bir etken olmasına rağmen tesadüf diye görülen bazı dna mutasyonları hücredeki maddelerin miktar olarak değişimi, uzun zamanda vücuda giren yeni moleküllerin eklenmesiyle, alanın etkisiyle dna nın elektromanyetiğinin değişmesi vs… etkisiyle oluşuyor olabilir. Zaten zaman sürecindede hiçbir şey sabitliğinide tam olarak koruyamıyor. Canlı ortamla, canlılarla etkileşen ortamın parçasıdır. Her şey kendinde var olanla işlediği için olanın işleyişi kendini korumaya çalışır. Düşünceler, inanışlarda böyledir. Dna’ da var olanla işlerke, kendini korumuş olurken varlığın doğasında onu aşan çevreyle etkileşiminde, zaman sürecinde değişim kaçınılmaz görünmektedir. Aynı nehirde iki kere yıkanılmıyor. Maddede enerjidir. Canlılar; Enerjinin, maddenin düzen oluşmuş halindenmi oluşuyor? Enerjinin farklılaşarak birleşmeleri, atomaltı, atomların, möleküllerin farklı birleşmeleri ile yeni bir denge, yeniden düzen alan bir enerji alanı oluşuyor görünümdedir. Farklı atom, mölekül birleşmeleriyle oluşan proteinlerde farklı özellikler gösteren farklı bir bilgi olarak görünüyor. Bilgiyle ayırt edebilen canlılık evrimsel süreçte etkileşimleriyle bilgi oluşturmakta yani temelde madde, enerji düzenliyor görünmektedir. Düzenlenen enerjinin bir kısmıda genetik bilgi olarak saklanmaktadır. Sinir sisteminde bilgilerse çoklu sinir ağlarının düzenleniş şekli ve işleyişi görünümündedir. Canlı bütün olarak bilgi yani düzen almış enerji izlenimi vermektedir.Beynimiz bilgiyle evrilip örülmüş bilgi düzenleyici gibidir. Ekosistemde bütün olarak enerji düzenlenmesi izlenimi vermektedir. Düşünmek, öğrenmek, konuşmak, parçalar halinde alınan duyusal bilgilerin birleştirilip, düzenlenip bilinç oluşturulması evreleri, hareket etmek, oyunlar oynamak vb gibi yapılan hemen her şey canlı açısından enerji düzenlemesi görünümü vermektedir. Canlılar temelde entropiyi artırırken, enerji düzenleyip yani bilgi oluşturup varlıklarını sürdürebiliyor izlenimi vermektedir. Canlılıkta, bilinçte maddenin bilgiyle etkileştiği enerji alanı birlikteliği görünümündedir. Canlılık bilgiyle etkileşen madde-enerji etkileşim bütünlüğü izlenimindedir. Bilinç: Genel anlamda duyuların duyusu birleşimi olduğu, farklı duyulardan alınan bilgilerin etkilerinin nöronal bağlantısallıkla sistemle, bedenle etkileştiği ve tekrar çevreyle organize etkileşip sistemce algılandığı süreç, elektromanyetik alan görünümündedir. Bilgilerin yani düzen oluşmuş enerjilerin düzenlenip etkileşmesi, bütünleşmesidir. Beden duyu organı bileşimi olup duyuların bir araya gelip etkileşimin yakınlaşmasıyla beyin oluşuyor görünmektedir. Beden duyulardan oluşmakta ve bilincin bileşeni olarak görünmektedir. Beyindeki etkileşim elektrokimyasal,elektriksel ileti hızında ve olası elektromanyetik alanda olması bilinç oluşumunda zaman bakımından çok önemli gözükmektedir.Canlılar evrimsel yaşantıları süresince enerji düzenleyip, bilgi oluşturup saklamaktalar. Bilgilerin beynin elektromanyetik alanında çevre ve beden bilgileriyle organize yoğun etkileşip bu etkileşimin sistem üzerindeki etkilerinin tekrar algılanıp birleştirilmesi bilinç sürecini oluşturmakta, bunu iyi düzenleyip organize edebilen insan beyni bilinç evriminde önde olmaktadır. Çoğu canlı türünün kendilerine has bilinçleri ve duyguları olmalıdır. Canlılık: Organize olmuş, düzen oluşmuş etkileşimli enerji alanı, bilgiyle etkileşen, işleyen enerji alanı görünümü vermektedir. Canlılık kısmen farklı bilgilerin oluşturduğu duyulardan oluşmuş görünümdedir. Farklı kimyaların taşıdığı bilgiler birleşimindende bilinç oluşuyor görünmektedir. Canlılık ekosisteminin birlikte evrimi boyunca farklı kimyalar oluştururken aslında enerji düzenleyip bilgi oluşturup geliştiriyor olmaktadır. Farklı bilgilerdende farklı duyular oluşup zamanla gelişirken bilinçte bilgiyle evrimleşiyor görünmektedir. Böylece bilincin evrimsel yolculuğu devam ediyor. Canlılık çevresiyle ve kendini oluşturanlarıyla temelde o kadar yoğun elektrokimyasal, elektriksel bir etkileşimdirki zamanda süreklilik oluşur.Ölüm: Organize yoğun etkileşimin, düzenin bozunup ödünç alınan enerjinin normaline dönmesidir. Ölümle bilincinde bozunup yok olduğu anlaşılmaktadır. Canlılıkta elektrik enerjisi çok önemli olduğu anlaşılıyor. Canlılık hız farklılığından oluşuyor görünümdedir. Yaşadığı ortamın ve kendisinin mekanik kısmının hızına göre iç elektrokimyasal, elektriksel yoğun etkileşim hızı önemli etken olarak gözüküyor. Mekanik bedenin iç elektrokimyasal, elektriksel işleyişi etkileşimi hızlandırmakta,canlılığın, bilincin oluşmasına neden oluyor görünmektedir.Canlılık, ruh ve bilinç çok yoğun etkileşimli enerji alanımızın etkileri ve zamanda oluşturduğu sürekliliktir. Canlılıkta bilinçte enerjinin bilgiyle organize etkileşimidir. Canlı olmak,ruh ve bilinç arasında fark olarak, gelişmişlik düzeyleri, organize etkileşim halleri, bilgi yoğunluğu, özellikle bilinçte görme ve duyma bilgileri ağırlıklı olup inandığımız anlamda bir ruhun varlığı doğru gözükmüyor. Bilgiyle organize etkileşen hücredeki kimyasal işleyiş elektrikseldirde. Hücreyi oluşturanlar elektrokimyasal(çünkü kimyasal bağlar aynı zamanda elektrikseldirde) esasen elektrik,elektromanyetik olarak bağlanmıştır.Bioenerji, biofoton denilense zaten atomsal, moleküler olarak foton etkileşiminde olduğumuz, zaten enerji alanı olduğumuzdur. Organize yoğun işleyen hücre ve hücrede bütünden elektrokimyasal, elektriksel etkilerle canlılık hareketleniyor, hücredeki canlılık oluşuyor görünümdedir. Evrimsel süreçte hücreleri çoğalıp gelişen canlının çevresinden ve kendisinden haberdarlığı, çevreyle uyumu ve hızlı olabilmesi vs…için evrimleşen iletişim hücreleri yani sinir sistemi ağları evrilmiştir. Hücredeki kimyasal ama temelde elektriksel etkileşimlerle beraber sistemin sinir sistemi ağıyla elektrokimyasal, elektriksel ileti hızında çevresiyle ve kendi bütünlüğüyle çok yoğun organize etkileşimi 4 boyutlu yoğun iletide süreklilik oluşturup çok hücreliliğin organizasyonunda canlılık durumunu oluşturuyor izlenimi vermektedir. Tek hücresi ile hücrelerinden oluşan yapının canlılığı oluşturmadaki yönü, bilgi ile organize enerji etkileşimi, elektriksel etkileşimi temelde aynı gözükmektedir. Sinir sistemi ağı çoklu bağlantısallıkla elektrik hızda oluştuğu için, 4 boyutlu yoğun bağlantısallık olduğu için kesintisizlik durumu oluşuyor görünümdedir. Canlılarda sanılan halde ruh anlamlı gözükmemektedir. Ruhu ilkel benlik,duygusal bilinç, ilkel bilinç olarak hatta canlılığın enerjisi olan elektrik enerjimiz, elektromanyetik alanımız olarak düşünebiliriz. Ruh dediğimiz geleceğe aktarılan evrim, evrimsel gelecek özlemidir. İç dünyamızın düzenlenme, dengelenme isteğidir. Sonuç olarak canlılıkta, ruh dediğimizde, bilinçte aslında bilgi olan maddi yapımızla, onun yine bilgiyle yoğun işleyen, etkileşen enerji alanı bütünüdürler. Maddi varlığın bilgiyle etkileşiminden oluşup birleşen enerji alanı, elektromanyetik alan ve maddi halle enerji alanının yine enerji olan bilgiyle etkileşim bütünlüğüdürler. Canlılık, ruh ve bilinç birbirinin bütünleridirler. Evrimsel zamanda gelişerek organize etkileşen canlı ruh dediğimiz daha gelişmişlik durumuna ulaşmıştır. Ruh dediğimiz durum gündelik hayatın bilgisinden çok bedenin daha evrimsel olarak arkaik yapılarının, duyguları oluşturan beynin alt yapı ağları olan limbik sistem bağlantılarının enerji akışını daha yoğun olarak oluşturuyordur. Bilinç ruh ve canlılığı kapsıyor. Son halin, bütünün ifadesi olarak görünüyor. Belkide canlılık evrenin en organize enerji alanıdır. Bilinç canlılığın koşulu olarak gözükmüyor. Bilinç nerde başlar cevabı zor ama canlılarda gelişmişlik düzeyine göre daha gelişmiş olduğu anlaşılıyor. Çoğu canlı türlerinde kendilerine has bilinç olmalıdır. Duyguları vardır. Canlılarda bilincin en geliştiği yön kendini koruma,sağ kalma olabilir. Bilinç ile zaman algısı paralellik gösterebilir. Zamanın örülmesi nöronal örülmeye, bağlantısallığa paralel gözüküyor. Aynı durum bilinç içeriği içinde geçerli görünürken zaman algımız doğal zaman içinde oluşmuş zamanlama görünümündedir. Acaba minimum içerikli bilinç oluşabilmesi için ne kadar zamanda ve ne kadar yoğunlukta bilgi, nöron etkileşimi gerekiyordur?Bilinç oluşabilmesi için çevresel etkileşimlede alınan bilgilerin birleştirilip, düzenlenip, organize etkileşip etkileşimin sistemide etkilemesi ve tekrar algılanması gerekli görünmektedir. Tabii canlılar için bu doğal ve etkileşim sonrası aynı kalması olası deyil zaten. Enazından sürdürülebilir evrimi için ve bilinçli olabilmesi için yapay zekadada böyle olmalı belkide. Bilinç: Duyuların duyusu, yeni bir duyudur denebilir.Şöyleki; Beş duyu organımız evet, ancak tüm bedenimizi duyu organlarından oluşan bir sistem olarak alırsak yanlış olmaz. Çünkü beynimiz bedenimizin yaklaştırılıp haberleşmesi kolaylaştırılmış temsilinide içermektedir. Tek bir duyu yoluyla ulaşamadığımız doğanın bilgisine farklı duyu yollarıyla ulaşabiliyoruz. Işık, ses ve farklı kimyaların taşıdığı sinyaller. İşte farklı duyulardan alınan bir olayın bilgilerini tekrar birleştirip olayı oluşturuyoruz. Buna örnek olarak iki gözümüzle aldığımız görüntünün tek görüntü olarak birleştirilmesi ve farkına bile varılmamasıdır. Aldığı bilgileri elektrokimyasal hızda iletip olası elektromanyetik alanda birleştirmektedir. Sistem evrimsel sürecin çok erken evrelerinde çok hücreli hale geçiş sürecinde kendi yapısından, çevresinden haberdarlığı hızlı tepki verme, avlanma, kaçabilme vs nedenlerle hızlı haberleşme hücreleri yani sinir hücreleri evrimleşmiş olmalıdır. Gelişimin ileri evrelerinde duyular artmış, düzenlenip gelişmiş, sinir ağları(Haberleşme ağları) organizasyonu artarak canlının çevre ile etkileşimi belirginleşmiş görünmektedir.Çevreden ve kendimizden haberdarlığımız ve hızlanmamız için, sağ kalmamız,.. vs… gelişen sinir sistemi ve duyu organları tek duyu yoluyla alamadığımız bilgileri, doğanın bilgisini farklı duyularla alıp birleştirip yeniden oluşturması durumu. Yani gelişen bir olayın sesini, görüntüsünü, vs… bilgilerini farklı duyu yollarından alırken sinir sisteminde tekrar bir araya gelmeliki olay tamamlansın ve bir tepki, cevap oluşabilsin. (Sinir sistemi duyuların bileşimi görünümündedir. Duyuların bileşiminin bilinci oluşturması onlardan fazlası yeni bir duyu gibidir. Bütünün etkileşimi parçalarından fazlası oluyor. Sonuçta duyularda enerji, maddede enerji her şey enerjidir. Maddenin, enerjinin düzen almış hali görünümünde olup yeni bilgilerle etkileşip evrimleşiyor görünümündeyiz) İşte bu çok ilkel duyular gelişmeye başlarken bile doğal koşulların etkisinde duyulardan alınan bilgilerin birleştirilmesi durumu evrimsel süreçte düşüncenin vede bilincin yolunu açmış gözükmektedir.Canlı dışarıda olan bir olayın farklı duyularla alabildiği bileşenlerini sinir sisteminde tekrar bir araya getirip, birleştirip, olayı beyninde oluşturup sistemin etkileşimiyle tepki verebilmeye evrilmiştir. Farklı duyu yollarıyla aldığı bilgileri tekrar birleştirip beyninde oluşturmaya evrilmiştir. Ki dışarıyı yetenekleri ölçüsünde fark edebilmesi, beyninde algılayabilmesi, oluşturabilmesidir. Duyulardan alınan bilgilerin etkileşimi zamanla beynimizin bilgiyle şekillenip büyümesine neden olmuş görünümdedir. Ve böylece etkileşip, birleşen, düzenlenen bilgiler düşüncenin, bilincin oluşumuna yol açmış izlenimi vermektedir. Evriminde iyi gelişen insan beyni bilinçlilikte önde olmaktadır. Duyulardan alıp zamanla hafızamızda biriktirdiğimiz bilgileri farklı şekillerde düzenleyip, deneyimlerimizle birleştirip yeni şeyler düşünürüz. Aslında bişey öğrenirkende böyledir. Çünkü sistem birleştirip anlam çıkarmaya, tanımlamaya evrilmiştir. Bilgi yani enerji düzenliyor görünmekteyiz. Tabi bu sadece düşünsel anlamda deyil. Her şey çevresiyle etkileşmekte olduğu anlaşılmaktadır. Canlılıkta çevreyle etkileşiminde evrilip var olabilmiştir. Bilinçte canlının çevreyle ve kendisiyle çoklu bağlantısallıkla çok yoğun organize etkileşiminin sonucudur. Öyleki etkileşim vücuda yayılıp etkileri duyularla tekrar algılanmalıdır. Beyin cortex’inde yani beynin en üst 6 katmandan oluşan kabuğu ve beynin alt kısımlarındaki nöron gölcüklerinde izolasyon maddesi olan myelin kılıfı yoktur. Bilincimizin temelde elektromanyetik alanda oluştuğunu düşündürüyor. Bilincin duyuların duyusu olduğunu içeriğinden anlayabiliriz. Canlılık çok ilginç belkide evrenin en ileri evrensel enerji alanıdır.Duygular ne olabilir?Beş duyu organımızla birlikte vücudumuzu duyu organları birleşimi olarak görürsek. Duygular kaynaklarını duyu organlarından mesela göz, kulak,deri, dil, burun, cinsel organlardan ve beyne ulaşan bütün duyulardan (enerji kaynaklarından) alıyor izlenimi doğuyor. Duygular: evrimsel süreçte bilgi düzenleyip oluşturma yeteneğimizin az olduğu dönemlerdeki davranış modellerimiz, bizi bütünleyen, zamanımızı sürdüren, düşüncelere moral ve motivasyon verebilen bugünki neocortex'in köken aldığı limbik sistem nöronal yapı oluşumlarıdırlar. Ve bu oluşumların sistemik etkileridirler.İnançta bir duygudur ve düşünceyi uzun zamanda motive eden, zamanda sürdüren nöron ağlarının bağlantısallığını ve enerjisini veren önemli duygulardandır. Duyguları eğer olumsuz yönlendirilirse o zamanda zihni böler enerjisini düşürürler.

Yunus Ilik 4 yıl önce 0
0

Bilgi nedir? Evrensel kaynağı ne olabilir? … Maddede yoğunlaşıp düzen oluşmuş enerji alanıdır. Bilgi: Maddenin, enerjinin düzen oluşmuş halinden ve etkilerindenmi oluşmaktadır? Bu düzen oluşmuş hal ay çiçeği taneleri gibide olabilir ama bu bize şekli ve kütlesiyle uzaya yaptığı etkileri ve benzeri bilgileri verir. Düzen oluşmuş hal derken esas olarak enerji alanlarının birleşip düzenlenmesiyle oluşan ve kendi iç alanında ve diş alanında farklı etkileşimlere neden olan kısmen farklılaşmış yeni bir enerji alanıdır. Örnek verirsek fotonun, elektronun, kuarkların, atomların, möleküllerin farklı özellikleri, İki hidrojen ve bir oksijenin birleşmesiyle oluşan su gibi. Mikrodan makroya enerjinin tüm düzen oluşmuş halleri ve etkileşimleri bilginin evrensel kaynağı olabilir. Uzay alanının yoğunlaşarak düzen alıp enerji haline dönüşmesi, yoğuşup düzen almış enerjinin farklı atom parçacıklarını oluşturması, atom parçacıklarının uzay etkileşimlerinde düzen alıp atomları oluşturması ve atomların birleşip düzenlenerek mölekülleri, Dna’yı, canlıları oluşturması. Bu durum enerji birleşmeleriyle oluşan yeni, kısmen farklılaşmış bir enerji alanı etkileri, düzenlenişi görünümünde olup bilgi olarak algılayabildiğimiz kısmi farklılıklarımı oluşturmaktadır? Farklı şekilde birleşmelerle oluşan alanların oluşturdukları farklı yoğunluklarda enerji seviyesi etkileri. Enerji oluşumları uzayın etkilerinde kendini oluşturanların bileşiminde dengelenip bir düzen oluşturuyor görünümünde. Birleşen alanlar farklılaşmış enerji düzeyi, frekansı oluşturuyor görünümde. Maddenin, enerjinin her türlü düzen oluşmuş hali, etkileri bilgi dediğimiz şeyin temelini, evrensel kaynağınımı oluşturuyor? Kütlesel topaklanıp şekillenme, cisimlenmede makro düzeyde bir düzen oluşumu görünümündedir. (Enerjinin yoğuşup topaklanması uzaysal alanda aynılığın bozulmasıyla bir dengesizlik, düzensizlik olarak gözüken oluşumun kendinde bir düzen olarak gözüküyor.) Enerji alanlarının birleşmesiyle oluşan yeniden şekillenen enerji alanı ve etkileri. Düzen almış alanın yaydığı ve ışıkla taşınan bilgi ve ışığın kendisinde olan bilgi. Maddenin, enerjinin düzenli titreştiği ses dalgaları. Ses dalgalarının kulak zarını titrreştirip iç kulaktaki sıvının farklı ses frekansıyla hareket eden basal membranın hareketiyle uyarılan, hareket eden tüycükler. Bu tüycüklerin zamandaki uyarım düzeninde nöronal sinaptik bağlantı düzeni ve o düzende ses tellerini gırtlak, ağız, baş, boyun birlikte uyarması ve hava ile titreşmesi ile sesi yeniden oluşturabilmemiz. Tekrarla kalıcı nöronal sinaptik bağlantılara, hafızaya dönüşmesi. ( ‘’Duyma olayı’’ bölümüne bakabilirsiniz) Duyu yolakları ve beynimizin ana hatları varsa, üzerinde sürekli farklı bilgi taşındığından kısa süreli hafıza oluşup uzun süreli hafıza oluşmuyor izlenimi var. Ve kısa süreli hafızada akılda tutmaya çalışırken beynimize yeni girdiler oluşturmamak, akılda tutarken dikkatimizi o bilgide toplamak ve yeni girdiler oldukça silinip unutulması durumu.Tekrarla beyindeki hypocampus bölümü ( Hafızayı düzenleyen beynin bağlantısal bölümü) diğer bilgilerlede daha uzun süreli bağlantı düzeni oluşturuyor. Çok kısada olsa, belki fark edemesekte biraz gecikmeli anlam vermemizin nedeni alınan bilginin diğer bilgilerle etkileşim, hafızadakilere ulaşım süreside olabilir. Cisimlerin şekilsel halinden ışıkla yayılan bilgi, ağırlıkları, möleküllerin tat ve kokusunun, sıcaklığının algılanması vs… Zaman; uzay alanı ve alanın yoğunlaşıp düzen oluşan enerji, madde halindeki etkileşimlerden, hız farklılıklarından oluşuyor olabilir. Ama zaman için yeterli gözükmüyor. Belkide uzay, zaman, enerji, madde aynı şeyin farklı görünümleridir. Zaman algımız, bilgimiz ise doğal zaman içinde bir zamanlama görünümünde olup nöronal etkileşim düzeniyle oluşuyor görünmektedir. Zaman algımız nasıl oluşuyor olabilir? (‘’Zamandaki bilinç’’ bölümüne bakabilirsiniz) Canlılarda etkileşebildiği kadarıyla bilgi olarak bu farklılık etkilerindenmi evrimleşmekte ve algılamaktadır? Farklı kimyalardan oluşup evrimleşen yapımızın etkilerinin farklı sinir yolaklarını, farklı duyuları, aynı duyu içinde farklılıkları oluşturması, farklı bilgilerle oluşup, bilgiler oluşturarak evrimleşen sistem, canlılık ekosistemi. Vücudumuz duyular bileşiminden oluşuyor görünümdedir. Bu durumda çevresel etkilerin, bilgilerin etkisinde evrimleşip duyu yolları gelişen canlıların tesadüfünde bir etmen olmasına rağmen sadece tesadüfle oluşmadığı görünümündedir. Canlılar farklı kimyalar, proteinlerle bilgi oluşturan evrimsel bir ekosistem görünümündedir. Canlılar farklı bilgileri, duyuları farklı kimyalarla, proteinlerle alıp, farklı kimyalarla farklı sinir yolakları oluşturuyor görünmektedir. Doğanın, ekosisteminin kimyası değiştikçe yeni bilgilerle evrimimiz etkileniyordur. Herşey gibi canlılık ekosistemsel bir bütünlük etkileşimi olduğu anlaşılmaktadır. Bilgide enerjidir ve yine enerjiyle etkileşip enerjiyle yayılmakta, taşınmaktadır. Mesela cismin görüntü bilgilerini ışıkla alıyor. Maddenin titreşimini ses olarak, tadı, kokusu möleküllerle… gibi. Her şey kendini oluşturanların bileşiminden meydana gelmekte ve çevresiyle etkileşiyor olduğu anlaşılmaktadır. Atomaltını, kuantum dünyasınıda içeren enerji alanları, mikrodan makroya çokluğun etkileşimleriyle ortaya çıkan farklılaşmış enerji halleri, enerji seviyeleri, yoğunlukları, madde…Sonuç olarak enerjinin her türlü düzenlenmeleri doğanın bilgisini oluşturuyor görünmektedir? Farklılaşmış hallerde, yoğunluklarda, enerji seviyelerinde düzen almış enerjilerimi bilgi olarak algılamaktayız? Öyleyse her şey enerjidir ve bilgide içeriyordur. Işıktaki enerji seviyeleri renklide görmemize neden oluyor.(‘’Görme olayı’’ bölümüne bakabilirsiniz) Canlılar olarak bilgiyle doğadaki farklılığı ayırt ediyoruz. Beynimiz bilgiyle evrimleşip şekillenen bilgi düzenleyicidir. (Bedende bağlantılarıyla dna’nın açılımı olduğuna göre evrimsel bilgi ve etkileşimi olmalı) Maddede enerji olup canlılar maddenin, enerjinin düzen almış hali ve etkileşiminden oluşan bilgi görünümündedir. Dna’nın farklı düzende dizilişi, farklı düzende atom ve möleküllerin birleşmesiyle oluşan aminoasit, proteinlerin çeşitliliğinin yeni bir enerji alanı oluşturuyor görünümde olup farklı özellikler göstermesi. Bilinçte bilgilerin etkileşiminden oluşan elektromanyetik alan olabilir. Canlılar evrimleri boyunca çevresiyle etkileşip madde, enerji düzenleyip bilgi oluşturup bilgiyle şekilleniyor görünmektedir. Canlılar düzen oluşmuş enerji etkileşimi görünümündedir.

Yunus Ilik 4 yıl önce 0