0

Evrenin sınırını oluşturan varsayimsal bir duvar düşünelim .bu duvara ulaşabilirmiyiz .ışık hızına yakın hızla genisleyen evren yuzunden önce varsayimsal bu sınır duvarini yakalamamız gerekir.o halde biraz hizlanalim varsayimsal aracımızın gazına biraz daha basalım ışık hızına ulaşamıyoruz ama duvardan biraz daha hızlı gitmeyi basriyoruz (((((evren ışık hızında genislemedigi icin belki başka açık bı kapı vardir henüz farketmemis olabiliriz yani üst bı evren e geçmek))))elimizdeki bilime şimdilik çok hassas ve uzak kalan parantez içi olasiligi göz ardı edersek içindekilere göre duvara ulaşmasına diyelimki üç saniye kalsin.yinede o duvara ulaşamayız ulassak yinede gecemeyiz ...zamanimiz buna yetecek kadar uzun değil.bizim üç saniyemizde güneşlerin kimi doğar kimi ölür Samanyolu andromedayla çoktan birlesmis dünya ve güneş yok olmuştur.bizim üç saniyemiz dolmak üzere iken kıyamet kopmuştur.bu problem çözülmez gibi durmuyor çünkü küçük bir kaçış payı var buda evrenin genişleme hızı ile ışık hızı arasındaki küçük fark ..ha bide duvarı geçmek uzere olduğunuz son üç saniyede (aracın içindeki zaman) arkanıza baktiginizi hayal edin..farklı olarak diyelimki arkadaşınız ışık hızına bir saniyede çıkan bir arac edinmiş (galeriden ikinci el )sizde inanmadiniz .ozaman al ilk denemeyi sen yap dedi bindiniz ikinizin kolunda saniyenin 1000 /1 ölçüm yapan saatleriniz aracın çalışıp hizlanmasiyla 1 saniyeden geri saymaya başladı..arkadasiniz milyon yıl beklese bile arkadaşınızla aynı anda geri sayan saatiniz 0 zamana ulaşamadan kıyamet kopar..yani ışık hızına ulaşacak kadar enerji olsa teknoloji oosa bile buna yetecek zaman yoktur.cinku zamanın olmadığı yerde bilgi yoktur . Bilinc bilgi taşıdığı için varlık buluyorsa etki alanı da zamanı yaratır. Pek çok açıdan Işık hızına çıkamayız yaklaşmak ise çok zaman gerektiyor..bilgiyi transfer etmek kuantum dolaniklik belki işe yarar.bu evren TV bizde içindekiler istek dışına cikmak için elektronik devrelerin içinde bizi var eden ekektirik akımınin çekiminden kurtulmamız gerek ama ondanda önce dış dünyada kendimizi nasıl var edebiliriz bilgisini edinmemiz gerekir.once bilgi .bilgi zamanın önüne geçebilir.yani ışığı geçebilecek bir şey varsa o da bilgidir.insan ve cin toplulukları siz evrenin sınırlarından kurtulup dışına kacamassiniz gidemessiniz aslada gidemeyecek siniz. Ancak çok büyük bir güç ve bilgi sahibi olunmasi haricinde imkansız değil.....bu söz rahman suresi 33veya 31 de geçer..yani bilimsel olarak aslında çok tutarlı.cunku evren ışık hızı ile genislemiyor.aslina bakarsanız arada küçük bir kaçış yada kurtuluş payı bırakılmış gibi.yani devenin iğne deliğinden geçmesi yada sahibinin gölgesini geçmesi gibi..sözün sahibi bizgogu genusletmekteyiz de diyorsa üstüne üstlük başka konu aralarında göklerin 7 kat olduğunu bazi yerde gökler ve yer de yaşayanlar olduğunu bilgisini veriyorsa.bu arada bizim yerde yaşadığımızı bize enyakin göğü de yıldızlarla süslediği ni bildiriyorsa.ne diyebiliriz.bence yalanı yok gayet tutarlı.tutarli olan her şey kanitlanmasa bile bilimsel sayılır.cunku istatislik bir bilim dalıdır.butun bu verilere dayanarak diyebilirim ki evrenin sinirlari ötesinde başka üst evrenler ve oralarda da bilincler vardır ve gerekli satlar elde edilirse kıl payı bir hassasiyetle bir üst evrene sıçrama yapılabilir ancak buda bedensel değil bilinç şeklinde farklı bir varlığa burunmeyi gerektirebilir biz yaparmiyiz basarirmiyiz evet dersem istatislik verileri hiçe sayıp bilimden uzaklasmis hayir dersem istatislik verileri dikkate aldığım için bilime daha uygun davranmış olurum..

Emre Sarıkaya 4 yıl önce 0