0

Faruk Bey, hoşuma gitse bile haddimi biliyorum sanırım. Herhangi bir konuda uzman ya da üstat olmadığımı rahatça ifade edebilirim. Belki biraz daha meraklı, heyecanlı ama fizik konusunda emek verenlerin, çalışanların yanında bir amatörüm. Bu şekilde değerlendirebilirseniz çok sevinirim. Evrendeki her şey enerjiden oluştu, Alternatif bir olasılıkka yok. Saydığınız tüm parçacık ve elementlerde sadece, enerjinin kütleli türevleri... Aralarındaki ilişkiler ile daha büyük sistemler (atomlar, moleküller veya daha büyük atomlar) kurmaları bir sonuç. Sebep değil. O yüzden önemlide değiller bu soru açısından. Önemli olan enerjinin, doğal halinin nasıl olabileceği. Akışkanlığına ve termodinamikteki eğilimlerine bakıyırsa, çok küçük birimlerden oluşması gerekiyor. Ki hep böyle ele alınmış. Bu durumda evren oluşmadan önce, tekilleşmiş enerji ışık yaymazdı. Çünkü kuanta halinde tekil iken, titreşimi de yoktu. Ancak kırılma-ilk etki- büyük patlama ile sistem simetrisi kırılınca quanta hareketlendi ve ilk fotonlar olarak evrende yerlerini almış olmalılar. Bu durumda büyük patlama ile evrenin bir ışık seline boğulduğunu ve her yerin foton olduğunu düşünebiliriz. Optimus'un tanımı, farklı açılardan da olsa, aynı durumu anlatıyor. :-) Kütlenin oluşması ise farklı bir durum. Kütlesiz enerji alanından, kütlenin nasıl doğduğu önemli bir bilmece. Sanırım doğru olmasa bile, doğru cevabı bulacaklara ilham olabilecek bir varsayım geliştirdim. (Genel bakış açısı olarak doğru olduğunu düşünüyorum. Ama doğrulamak-yanlışlamak için ayrıntılarda uzman bilgisi gerekiyor. Beni aşıyor.) Geçenlerde linkini paylaştığım pdf dosyasında ilgili konu var.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 5 yıl önce 0
0

Yorumlariniz çok değerli bana göre. Istifade etmek isteyen katılıp yorumlayıp katkı sağlamak veya aksi düşünce belirtmek isteyeni tutmuyoruz. Ben de kaldırımda yürüyen bir adamım. Sadece ilgi duyduğum konular üzerine açılan başlıklar ve sizlerin yaklaşımları beni bu platforma çekiyor. (Bu arada https://www.fizikist.com/beyin-firtinasi/39075/ konuya ilişkin yorumlarını bekliyorum herkesten) Konuya dönersek Big bang teorisini varsayımlar üzerinden varsayımlar bunlar üzerinden tekrar varsayımlar üzerine tekrar varsayımlar şeklinde uzayıp gitmesi sebebi ile hiç benimseyemedim açıkçası. Ama karadelik ile ilgili bir diğer başlıkta yaptığınız yorumlardan kendime alabildiğim kadarıyla bu teorinin karadelikler üzerinden, ayrı ayrı galaksiler bazında, mümkün olmasının kuvvetle muhtemel olduğu kanaatine vardım. Tam bu noktada Optimusun değindiği boyutuyla Samanyolunun dıştan fotoğrafını betimleyen ayeti düşündüğümüzde göğün yarilmasinin gerçekleşmesine sebep olacak tek şeyin galaksimizin merkezindeki karadeligin olabileceği daha gerçek ve daha doğru geliyor. Big bang kuramı ile uzayın bilinmeyenlerine ters bakıyoruz. Icten dışamı, dıştan içemi tartışılan bu teoriyi bir kenara bırakıp, merkeze uzaydaki ortalama sıcaklığı, basınçsızlık yani sıfır basıncı, surtunmesiz ortamı ve boşluğunda yalnızca belli bir iki gazın bozulmadan gaz halinde kalabileceği gerçeğini koyup duru düşünmek daha mantıklı geliyor. Gel gelelim ışık denen şey belki herşeyin kaynağı dediğiniz gibi. Belki dedim ama şu kesin ki herşeyin kaynağı yani başlangıcı olsun yada olmasın şuan herşeyi dönüştüren şeyin ya kendisi. Nereye koyacağımı genelde bilemediğim değişken.

Faruk Arslan 5 yıl önce 0
0

Frederik Pohl'un Hiçi (Hecche) serisinde (ülkemizde üçleme olarak çıktı ama toplamda 7 kitap) insanoğlu güneş sistemine yayılıyor. Madencilik için astroid kuşağına gittiklerinde, insandan binlerce yıl önce bu sistemin başka bir uygarlığa ev sahipliği yaptığını ve bunların bir gün aniden gittiklerini farkediyorlar. Geride bıraktıkları eşyalar üzerinden Altına hücum gibi, teknolojiye hücum dönemi başlıyor. Seri bu maceraperestlerden birinin etrafında geçiyor. Sonradan Hiçilerin bir karadelik içine olay ufkunun hemen üzerine yerleştiklerini buluyorlar. Çünkü hiçilerde kendilerinden daha eski ve gelişmiş bir uygarlık bulunca korkuya kapılıp, onlar gibi karadelikler içine saklanmışlar. Evrenimizde galaksi sayısı kadar belki daha fazla karadelik olduğuna kuvvetle inanıyorum. Çünkü Karadelikler maddenin tekrar özüne, doğal haline, tekilleşmiş özdeş durumuna geri dönüş araçları. Her galaksinin de kendi merkezinde, kütle çekim kuvvetlerini destekleyecek bir denge noktasına ihtiyaç duyuyor gibi. Yani karadelikler olmasa, galaksiler olmaz ya da hızla dağılırdı sanırım. Bildiğimiz tüm evrenin bile olay ufkunun üstündeki bölükde bir karadeliğin içi olma ihtimali var. Ama şimdilikbu konuda kanıt yok. Eğer bir gün başka bir yerlerde fizik kurallarının ve sabitlerinin farklı olduğunu tespit edersek, o zaman ele alınmalı. Big-Bang kuramı aslında bir tek şeyi gösteriyor. Evrenimizin bir zamanlar bir noktadan başladığını. Geri kalan varsayımlar, sahip olduğumuz fizik kanunları ile ulaşılan varsayımlar. Ancak kanımca, evrenin tüm içeriği henüz enerji iken, çok fazla fizik kanunu da olamaz. Örneğin radyoaktif bozunma yasaları geçersiz olmalı. Çünkü ortalıkta radyoaktif madde bile yok iken, bunun yasasları nalıl olsun? İlk kütleli parçacıklar ile kütle için temel yasalar ortaya çıkmış olmalı. Ama kütle oluşumu öncesi var olan ve enerji için geçerli temel kurallar, sonraki yasalara temel olmuş olmalı. Bu yüzden termodinamik yasalar ilk kurallardan türemiştir diye düşünüyorum. İkinci derece olanlarda, kütlesiz enerji alanının birleşip, yoğunlaşmasını ve kütle kazanmasını sağlayan yasalar olmalı. Yani etki-tepki mekanizması ve momentum kuralları... Bunlarla enerji alanları momentuma sahip olup, ardından biraz daha özel koşulların eklenmesiyle kütle oluşmuş olmalı... İşin metafizik açıklama kısmına bakarsak, aslında değişken sorunuzun cevabını tek cümle betimliyor, "O'ndan geldik, O'na döneceğiz."

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 5 yıl önce 0