0

Burtay Bey, Hep söylediğim gibi internette pek çok hatalı bilgi var. Doğru rakamlar şöyle; Güneş, her saniye 4 milyar 600 milyon ton kütleye eşdeğer enerji yayar. Bu miktar dünyadaki ortalama bir dağın kütlesi kadar. Sadece önem arz eden tek rakam, azalma oranının binde 7 olduğu. Yani hidrojen atomu helyuma dönüşürken kütlesinde binde 7 oranında bir azalma olduğu gözüküyor. Şimdi bu binde 7, kütle azalması denecek bir azalma mıdır? Bir elektron fotonlar soğurduğu zaman enerjisi arttığında kütlesi arttı mı diyoruz? Binde kaç kütlesi arttı mı diyoruz? İşte daha dar yere sıkışmak zorunda kalan parçacıklar da bir miktar foton yayarak hızlarını dengelerler. Bu kütle azalması değil, fazla enerjinin atılmasıdır. Kütle, parçacıkların hızlarında hala mevcuttur. Ayrıca biraz mantık yürütmek gerekiyor. Güneşin son derece sıcak, yoğun ortamında parçacıklar neden kütle kaybetsin? Aksine kütleleri artmaz mı? Neden azalıyor? Çünkü aynı hacme daha çok parçacık sıkışıyor ve bu yüzden hareketleri ve enerji durumları dengelenmek zorunda. Yoksa ışık hızına çok yakın devinen kuarklar ışık hızını aşmak zorunda kalırlar. Bu yüzden binde 7 oranında enerjiyi dışarı atar ve dengeyi sağlarlar. Eğer bir parçacığın enerjisinde binde 7 oranında değişimler meydana geliyorsa siz buna kütle kaybı der misiniz? İşte ben demiyorum. Binde 7 lik azalma enerjinin azalmasıdır sadece. Bu da gereklidir denge açısından. Yine de söylüyorum, isteyen istediği şekilde inanıp değerlendirebilir. Bunun bir sakıncası yok. Ama bence güneş, kütleçekimi sayesinde (Ve de tüm yıldızlar) saçtığı enerjiden daha fazlasını üretirler ve çoğunlukla da enerji fazlalığı patlamalarına neden olur. Eğer gerçekten ışınımla kütle kaybedilseydi bence hiç bir yıldız patlamazdı. Saygılar, sevgiler ve iyi tatiller...

Necmi Tüfek 6 yıl önce 0
1

Öncelikle Mehmet Ali'ye bizi onurlandırdığı için teşekkür ederim. :-) Tatil de kısmet ise pazartesi başlıyor. Ama önce taşınabilir ev içi klima protopimi tamamlamayı umuyorum. (Klimaları sıcak havayı dışarı atma sorununu, başka bir yolla çözdüğümü sanıyorum. Isıyı kabul edilebilir bir şekilde depolama imkanı geliştirdim. Böylece ısıyı hava ile atmak için, dış ünite ya da dışarıya açılan boruya ihtiyacım kalmadı...) Bu kadar dikkat dağıttıktan sonra... Mum dibini aydınlatmıyor. Hem yazdıklarımızdaki hataları görmüyoruz, hem de çoğu zaman ortak noktalarını farklı terimlerle ifade edince görmüyoruz gibi.. 4 milyon 600 bin "ton" , ile 4 milyar 600 milyon "kg" arasında fark yok... Ama 4 milyar 600 milyon "ton", 1000 kat büyük bir rakam... %0.7 ile binde 7 arasında bir fark yok. Sanırım yazarken, o sayfada ilk kullanılan ölçü değerlerine bağlı kalarak cevap yazmak, daha sonra konu başka alanlara yönelirken de önemli olacak... Bunları yazdım, çünkü ortaya çıkan uzlaşmazlıkların bir kısmı bu ölçü birimlerinin farklı ifade edilmesi ve algılanmasından çıkmış gibi... Mehmet Ali çok güzel bir noktaya parmak basmış. Bildiğimiz atomların kütlesi içinde, onu oluşturan parçacıkların toplam kütlesi çok düşük bir yüzde de... Atom kütlesinin çoğunu atom içi boşluğa yayılmış ve bağları oluşturan enerji bağlarından oluşuyor. Parçacıkların çoğunun toplamı %3 civarı... Necmi Bey'in yaklaşımı açısından bu atomu oluşturan temel parçacık sayısının değişmemesi ön planda gibi. Bu şekilde bakınca; Haklı... Eski temel parçacıklar, yeni oluşan atomda kullanılıyor. Temel parçacık sayısı açısından bir değişme yok. Diğer yandan Mehmet Ali ve Vide Supra'da parçacıkları bir arada tutan bağların kırılması sonucu açığa çıkan enerjiye daha çok vurgu yapıyorlar. Proton veya nötron oluşturan temel parçacıklara atıf yapmıyorlar. Bu kütle araçları arasına Necmi bey ayrıca parçacıkların hızlarından dolayı sahip oldukları momentumdaki enerjiyi de dahil ediyor ki, bu konuda da o'na hak veriyorum. Şimdi elimizde üç tane enerji kaynağı var. 1) Katı, 3 boyutlu kütleleşmiş parçacıkların enerjisi 2) Akışkan, 2 boyutlu bu kütleleşmiş parçacıkları bir arada tutan enerji alanının kendisi 3) Tüm olarak özellikle katı-kütleli parçacıklar üzerinde hızdan dolayı toplanmış ve momentumdaki enerji. Güneş'te Hidrojen'den Helyum'a dönüşümde açığa çıkan enerjinin kaynağı hangisi? Sorunun temeli bu. Eğer önceki ve sonraki kütleli temel yapıtaşı parçacık sayısı değişmiyorsa ki, öyle gözüküyor, geriye bunları "bir arada tutan bağ enerjileri" kalıyor. Çünkü momentumlardaki enerji yeni oluşan atomların yapısında da korunuyor gibi... (O yeni atomlarda "hızlı" gibi...) Atomların yapısındaki kütlenin büyük çoğunluğunun, bu bağ enerjilerinin Higgs alanı ile etkileşiminden doğduğunu düşünürsek, bu bağ enerjisinin bir kısmının kaybını, genel olarak bir kütle azalması olarak saptanması da normal-doğal olacaktır bence... ( Enerji kaybındaki oran çok düşük olabilir ve hatta ivmelendirme ile bu telafi de edebilir. Ama ivmelendirme için de enerji gerekecek...) Yıldızların patlamaları konusunda ayrıntılı bilgiye sahip değilim ... Ama mekanizmanın ilginç ve mantıklı aşamalara dayandığını hatırlıyorum...

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 6 yıl önce 0
0

@Mehmet Ali, uğraşma artık :-) Tamam, Haklısın.

Hiç Kimseyle Tartışmaz 6 yıl önce 0