1

Kaynaklar bana değil, Doğukan Şimşek\'e ait. :-) Bakteri Meksika Körfezi açıklarındaki BP platformundaki petrol sızıntısından sonra , kalan petrol atıklarını temizlemesi için kullanılmış. Ancak özellikle Gulf Stream akıntısı ile tüm Atlantik\'e yayılmış. Sintine suları ya da enfekte olmuş canlılarla Akdeniz\'e geçmesi an meselesi ya da geçmiş de olabilir. Canlı bakterinin yapısını bilmiyorum. Yaşamak için enerji eldesinde, organik molekülleri parçalarken çıkan enerjiyi kullanıyor olabilir. Yapay olması, farklı nitelikler taşıyan bakterilerden uygun genlerin birleştirilmesi demek... Ancak normalde üretirken, bir zayıflıkta verilmiş olmalı. Yani aşırı üreme sonucunda durdurmak için bir Aşil Topuğu... Ancak bakteriler çoğalırken sadece kendilerini kopyalamazlar. Bir kısım öğrenilmiş bilgiyi de aktarırlar. Ayrıca diğer bakterilerle gen alışverişinde de bulunurlar. (Üstelik, farklı tür saldırdıkları bakterilerin genetik materyalinden de seçici gen alabildiklerini hatırlıyorum ama emin değilim.) Doğa da her bakterinin dükmanı olan bir faj türü virüs var. Bunlar konukçu bakterinin hücresine girip, kendi yapısını dağıtır ve genetik materyalini bakterininki ile birleştirir. (Mesela benlerin büyük bir kısmı bu tür bir işlemin sonucu) Bakteri çoğaldıkça, faj\'ında genetik materyali kopyalanır. Belli bir bölünme sayısından sonra ise bu genler ayrılarak, bakterinin organik dokusundan kendi yapılarını oluşturular. sonra bakteriyi parçalayarak çıkarlar. Ancak yapay bir bakterinin doğal düşmanı yoktur. Daha doğrusu henüz gelişmemiştir. İlk olarak hangi bakteriden faydalandılarsa ( genetik materyali çıkartılmış ana hücrenin ait olduğu) onun özellikleri incelenmeli. Çünkü sadece ana genler yapay olsa da RNA\'ları orijinal hücreye aittir. Sonra eklenen genlerin özelliğine bakmalı. Doğaya salınan yapay bir bakterinin antibiyotiklere dirençli olması çok şüpheli. Bu direnci ne zaman ve nasıl geliştirmiş olabilir ki? Büyük ihtimalle hazırlanırken eklenmiş olmalı. Bu da biyolojik silah kapsamında bir ürünün farkı kullanımını akla getiriyor. Bu kadar geniş bir alana yayılıp, çoğalınca hedeften sapmış, kontrolden çıkmış olması mümkün. Normalde doğaya salınmadan önce, binlerce kez deneye tabii tutulmuş olması lazım. Bu durumda muhakkak göz önüne alınmış olmalı. Bu nedenle nasıl başa çıkılır net bir fikrim yok. Nasıl ve hangi yöntemlere bir bakteri ürettiklerine göre cevap değişken... Bir biyolog durumu çok daha isabetli değerlendirip, ele alacaktır. site takipçilerinden var ise, bilgisini paylaşır belki... Belki zayıf olduğu bir kimyasal, bir sıcaklık derecesi, belli bir frekanstaki ışık, bir başka akraba bakteri türü (gen karışması ile onu zayıflatacak) ya da bir faj olabilir. Eskiden bakteriyofajlarla hastalık tedavisinde SSCB epey yol almıştı. Hastalık yapan bakterinin fajlarını, atık sulardan, çöplerden, lağımlardan, derelerden temin edip geliştiriyorlardı. Bakteri kökenli bir çok hastalığı hem daha hızlı hem de daha ucuza tedavi edebiliyorlardı ama SSCB yıkılışından sonra, ilaç endüstrisi bu ekonomik yöntemi geliştirmektense, daha pahallı ve uzun süreli antibiyotiklere yöneldi. ancak şu an 6ncı ya da 7nci nesil antibiyotiklere de direnç gelişiyor. İşin kötü yanı, genetik çeşitliliğin azalması bu tür felaketleridaha da yaygınlaştırcak gelecekte...

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0