Göçebe Bir Gezegende Yaşam
Bir yıldızın yörüngesinde dönmeyen, bir sistemin parçası olmayan gezegenler de var. Son 15 yıldır bu yetim gezegenlere dünya dışı yaşamın potansiyel adayı gözüyle bakılıyor.

Yaşam barındıran göçebe bir gezegen, kendine ait bir yolda evrende tüm hızıyla yol alıyor. Güneş Sistemi’mizdeki sekiz gezegenin aksine, bir yıldız etrafında eliptik yörüngede dönmüyor; tam aksine, galaksimizin kütle merkezinin etrafında, gezegen sistemleri arasındaki boşlukta hareket ediyor.

Bu yaşam taşıyıcılarını daha önce de  gördük, ama bilimkurguda. Star Trek: Deep Space Nine gibi TV dizilerinden tutun da popüler bilgisayar oyunlarına, hatta kitaplara varıncaya değin birçok yerde (örneğin Taht Oyunları serisinin yazan George R. R. Martin’in ilk kitabı Dying of the Light böyle bir gezegeni anlatıyor) başıboş, yetim ya da yıldızlararası gezegen kavramıyla onlarca yıldır karşılaşıyoruz. Fakat 1998’de Caltech’ten gezegen bilimleri profesörü David J. Stevenson, Yıldızlararası Uzayda Yaşam Barındıran Gezegen Olasılığı adlı makalesinde, bu gezgin gezegenlerin Dünya dışında yaşam için ideal konumlar olabileceğini öne sürdü.

Sıcaklık ya da enerji sağlayacak bir ana yıldız olmadan bir gezegende yaşamın nasıl başlayıp devam edebileceği sorusuna, “Güneş ışığı iyi bir şey; ama bildiğimiz kadarıyla yaşam için elzem değil;’ yanıtını veriyor Stevenson.

Bir Gezginin Doğuşu

Bu serseri gezegenlerin oluşum sürecine ilişkin bir fikir birliği olmasa da, Osaka Üniversitesi’nde astrofizikçi olan ve çalışmalarıyla birden çok başıboş gezegen adayının bulunmasını sağlayan Takahiro Sumi’ye göre, başlıca iki kuram var. “Başıboş gezegenlerin bir yıldız etrafında sıradan bir gezegen gibi oluşup savrulduğunu ya da yıldızlararası ortamdaki toz ve gaz ile yıldız gibi oluştuğunu düşünüyoruz.”

Astrofizikte Mikromercek Gözlemleri gökyüzü araştırması sırasında bulunan Jüpiter benzeri bir başıboş gezegenin sanatçı gözüyle canlandırılması.

Uzayda, sıcaklık denen şeyden payını almadan hızla ilerleyen yıldızsız bir başıboş gezegen hayal etmek kolay. Zira atmosfer basıncıyla gezegenin çekirdeğindeki radyoaktif bozunmanın iç ısısı bir araya gelince, gezegenin yüzey sıcaklığı ve yüzey özellikleri, akla Dünya denizlerinin en derin noktasındakine benzeyen sıvı okyanusların varlığını getirebilir.

Gerçekten de bu süreci mümkün kılan şey tam da bir yıldızın eksikliği. Güneş’e eşdeğer bir yıldızın morötesi ışığı atmosferi seyreltip basıncı düşürüyor ve bu da gezegenin zamanından önce, sıvı su barındıramayacak kadar soğumasına yol açıyor. Oysa bu su, bu gezegenlerde yeni yaşam biçimlerinin beşiği olabilir. Bu canlılar tek hücreli, bakteriyel yaşam biçimleri olsa da. Gezegenin büyüklüğü sıvı su için çok önemli. “Dünya kütlesindeki gezegenlerin atmosferi buna uygun.” diye devam ediyor Stevenson. “Kütle artarsa atmosfer aşırı yoğunlaşıyor ve merkezi aşırı sıcak oluyor. Kütlesi daha düşük olursa da aşırı soğuk oluyor. Fakat üç Mars kütlesiyle üç Dünya kütlesi arası uygun gözüküyor.”

Neyse ki bu büyüklükteki gök cisimleri dev gezegenlerin oluşumu sırasında güneş sistemlerinde meydana gelip daha sonra uzaklaşıyor. O yüzden de yaşam barındırması muhtemel başıboş gezegen adaylarının sayısında hiç sıkıntı yok.

Yıldızlar Kadar Olağan

Peki, keşfetmemizi bekleyen kaç başıboş gezegen var? “En az yıldızlar kadar yaygın olduklarını düşünüyoruz,” diyor Sumi. Samanyolu’nda 100-400 milyar yıldız olduğu düşünülürse bu rakam inanılmaz derecede yüksek geliyor. Fakat bazıları aslında bu rakamı da çok düşük buluyor.

Sanatçının fırçasından bir başıboş gezegen. Başıboş gezegenlerin sayısının yıldızlarınki kadar hatta çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Görsel Telif: Greg Stewart / Slac National Accelerator Laboratory

2013’te ABD’deki Kavli Parçacık Astrofiziği ve Kozmoloji Enstitüsü‘nün yürüttüğü araştırmalar, her büyüklükte başıboş gezegen sayısının galaksimizdeki yıldız sayısından 100.000 kat fazla olabileceğini gösterdi. Bu gezegenlerin var olduğunu biliyoruz ama önümüzdeki güçlük, saptanmalarının akıl almaz derecede zor oluşu. Şu anda başıboş gezegenleri yerçekimsel mikromercek etkisi denilen bir teknikle buluyoruz. Bu, genel görelilik kuramının öngördüğü etkiye göre, arka plandaki bir yıldızın ışığı, önünden geçen gezegenin etrafında bükülüyor ve daha parlak görünüyor. Şu ana kadar Yeni Zelanda`daki Mt John Gözlemevi ve Hawaii’deki Kanada Fransız Teleskobu ile başıboş gezegen adayları tespit edebildik. Fakat daha iyi gözlemler için Dünya kütleli yıldızlararası gezegenleri saptayabilmek duyarlılıkta donanıma gereksinim var. Bu da NASA’nın 2020’lerin ortasında fırlatacağı Geniş Alan Kızılötesi Gözlem Teleskopu (WFIRST) sayesinde olanaklı hale gelecek.

Alternatif olarak, yakından geçen bir gezegeni incelemeyi deneyebiliriz. 2012 yılına ait kıyamet kehanetleri, Dünya’nın Nibiru adındaki bir başıboş gezegen tarafından yok edileceğini söylemiş ama boşa çıkmıştı. Yine de Samanyolu’nun hacmini başıboş gezegen sayısına dair abartısız bir tahmine bülünce, bize Güneş’ten sonra en yakın yıldız olan, 4,25 ışık yılı uzaklıktaki Alpha Centaurl C‘den daha yakında böyle bir gezegen olması gerektiği anlaşılıyor.

Neyse ki bu mesafe yine de çok büyük. O yüzden de, Mars boyutundaki Theia adlı gezegenin Dünya’ya çarparak adına Ay dediğimiz koca kaya parçasının kopmasına yol açan olayın tekrarlanmasından yana kaygılanmak boşuna.

Dünya’yla başıboş bir gezegenin çarpışma olasılığı çok düşük ama bu geçmişte gerçekleşti ve Ay’ın oluşmasını sağladı

Dünya’ya En Yakın Göçebe

Dünya’nın en yakınında başıboş dolaşan gezegen hakkında neler biliyoruz?

CFBDSIR 2149-0403 şu ana kadar keşfedilmiş bize en yakın göçebe gezegen. İsmi pek havalı durmasa ve teknik bakımdan belki de göçebe gezegen sayılamayacak olsa da, CFBDSIR 2149-0403 ya da tanı olarak CFBDSIR J214947.2-040308.9 adlı gök cismi, ilk defa 2012’de görüldüğünde gökbilimcileri bir hayli heyecanlandırdı.

Adını, bulunmasını sağlayan Kanada – Fransa ortak Kahverengi Cüce Araştırması’nın İngilizce baş harflerinden alan gezegen (adındaki IR, geniş açılı kızılötesi kamerayla bulunduğunu gösteriyor, rakamlar ise koordinatlar) bildiğimiz en yakın yıldızlar arası gezegen adayı. Ayrıca Güneş Sistemi’mize yaklaşık 100 ışık yılı mesafede.

Yakınlarda yaşam bulma umudunu rafa kaldırmamız gerekiyor çünkü metan içerse de, gezegen Jüpiter’in 4-7 katı büyüklükte, yani yaşam formlarını destekleyemeyecek kadar büyük. Bir yörünge takip etmese de, Avrupa Güney Gözlemevi‘nin dergisi Astronomy & Astrophysics‘e göre uzayda AB Doradus Hareketli Grubu adıyla bilinen bir yıldız grubuyla birlikte hareket ediyor olma olasılığı %87. Henüz yaşını ve oluşum biçimini bilmediğimizden bu cismin gezegen mi yoksa kahverengi cüce mi olduğu meçhul. Sonunda hangi sınıfa sokulacak olursa olsun, gökyüzünde dostlarıyla birlikte göç etmesi, dünya basınının ilgisini göçebe gezegenlerin gizemine çekiyor.

Bir bakışta başıboş gezegende yaşam

Hidrotermal Bacalar

Dünya’da, hidrotermal bacalar denilen deniz yatağı çatlaklarında eksiksiz organizma biyomları bulunuyor. Günter Wachershauser’in teorisine göre, sıcak ve mineral bakımından zengin su püskürten bu delikler, gezegenin çekirdeğinin yakınındaki aminoasitleri ön hücrelerin oluşabileceği bir ortama taşıyarak yaşam kıvılcımını çakmış olabilir.

Şimşek/Volkanik Şimşek

Hayat kıvılcımı fikri gerçek olabilir. 1953’te Milley-Urey deneyi gösterdi ki doğru atmosfer koşullarında şimşek/yıldırım benzeri tepkimeler inorganik maddelerden temel organik bileşikleri oluşturabiliyor. 2008’de aynı özgün materyallerle test tekrarlandı ve birden çok aminoasit keşfedildi.

Radyasyon

Toprağın derinliklerindeki bakteriler, uranyumun yaydığı radyasyonla beslenebiliyor. Hiç kimse bu başıboş gezegenlerde çok hücreli mutantların kol gezmesini, radyoaktif taşları mideye indirip ekstra uzuvlara sahip olmasını beklemiyor. Fakat radyasyonun yan ürünlerini ve civardaki bileşikleri metabolize edebilen dünya dışı bir bakteri fikri akla yatkın.

Büyük Donma

Apokaliptik çarpışmaların dışında, bir başıboş yaşamda yaşamın sona ermesine dair en muhtemel senaryo, soğuma, Doğru büyüklükteki başıboş gezegenlerin ısı tutuşu sonsuz değil. Milyarlarca yıl geçince sıcaklıklar düşecek, gezegendeki tüm yaşam sona erecek.

Kaynak
BilimFili.com, “Göçebe Bir Gezegende Yaşam”
http://bilimfili.com/gocebe-bir-gezegende-yasam

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum