1

Beynin çalışma sistemi henüz tam olarak keşfedilmiş değil. Ancak problem çözme esnasındaki gözlenen nöron aktivitelerine ve düşünce oluşum aşamalrına bakılırsa, günümüzdeki tasarlanan kuantum işlemci mantığına benzer bir çalışma mantığı var gibi... Yani hem yatay, hem de dikey çalışıyor. Burada "dikey"; neden-sonuç ilişkisine göre bildiğimiz mantık devreleri gibi çalışmayı kast ediyor. Yatay ise, bu dikey süreçler sonucu elde edilen verilerin olasılık dağılımına göre gruplanmasını kast ediyor. Zaten kararlarımızı genelde, en yüksek olasılık etrafındaki alan içinde veriyoruz. Karar aralığı belirlendikten sonra ise dikeyler içinde en basit ve hata içermeyen üzerinde odaklanıyoruz. Ancak bilgilerin nasıl depolandığı, nasıl çağrıldığı, aralarında ortak noktalar üzerinden bağlantılandırdığı henüz net değil. Her nöron bir açma-kapama anahtarı gibi davranıyor. Ancak bilgdiğimiz anahtarlardan farklı olarak, evet-hayır gibi ikili sisteme dayalı anahtar yerine , akson ve dentrit sayısına göre (bazen bu rakam 100'e çıkabiliyor) diğer nöronlarla farklı oranlarda devreleri tamalıyor. Yani her bir nöron sisteme farklı bir olasılık değeri ile cevap veriyor. Sonuçta bir kararı, bir sistemin dengeye kavuşması ile aynı kurallara tabii olduğunu söyleyebilirim. Her verinin farklı bir olasılık ağırlığı var ve bunlar arasında ilişkilere dayalı olarak toplamda dengeye kavuşuluyor. (Daha önce paylaştığım sistemler ve sudoku fonksiyonu konusu buna benzer. Burada sudoku çözümü, bize verilen kararı temsil ediyor. Her bir 9'lu grup, bir nöron hücresine denk gelirken, her bir hücredeki bilgi-sayı da tekil bilginin olasılık değerini ifade ediyor. Her dokuzlu gruptaki farklı dizilimde, temel bilgilerin değerlendirilmesiyle elde edilen ara sonucu temsil ediyor. https://yenievrenebirbakis.blogspot.com/2018/06/sistemler-nasl-olusuyor.html)

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0
0

Biraz beyin fırtınası yapalım isterseniz. Bir elma düşünün beynimiz bunu nasıl kaydeder? Mesala elmanın şekli geometrik olarak küreye benzer. Daha önce küreyi öğrendiğimize göre bunun kodu 55 olsun. Elbette rengi var ve rengi de daha önce bildiğimiz için 10 olsun. Ayrıca elma bir yiyecektir. Onun ortak kodu da 82 olsun. Kokusu, tadı, suyu derken ortaya şöyle bir değer çıkacaktır muhtemelen. 55/10/82/....vs. Tamam elmayı kodladık peki sonra? Bu kodladığımız yeşil ve iri bir elmaydı. Şimdi kırmızı ve küçük bir elma gördük diyelim. Beynimiz hemen sorguyu çalıştırdı önce geometrik benzerlik hımm küre şeklinde. Kürenin kodu 55 bütün 55 kodlamalar geldi şimdi yiyecek mi ona bakıyor. Evet yiyecek. 55 kodları çağırmıştı zaten şimdi de o kodlardan 82 olanları çağırdı yani yiyecek. Ve sonrasında elma olduğunu anladı. Elbette kırmızı elmanın yeni değişkenleri de yazıldı. Bebekliğimizi hatırlamayız belki fakat illa ki bir bebek gördük. Yeni bir nesneyi öğrenmeye çalışırken aynı değişkenleri kontrol eder. Yemeye uğraşır ki yiyecek mi onu anlar. Sağa sola çarpar ki acep ne kadar sert ne kadar yumuşak :) Bir gizemi çözdüğümüzü düşünelim. Ne bileyim gezegenleri ve dönüşünü düşünüyoruz. Sonuçta böyle bir bilgi yok beynimiz de. Tıpkı yeni bir nesneye karşılaşmak gibi. Gezegeni düşündüğümüz an sorgu çalışmaya başladı. Geometrik olarak küreye benzer. Yiyecek değildir :)) vs. Eğer futbol oynadıysak bir futbol topuna, basketbol oynadıysak basketbol topuna benzeteceğiz. Hatta bir de o top parmak üzerinde çevrilmeye çalışıldıysa dönüş açısı hızı bile benzetilir artık :)) sorgu çalıştı ve bütün benzerler bulundu. Bu benzerler arasında geometrisi benzemese bile sadece dönüşü benzediği için çocukken çevirdiğiniz topaçta var. Şimdi beyniniz devam ediyor sorguya ve tam o an basketbol topu ve topaçın kodları birbiriyle harmanlandı. Gezegenin dönüş açısı ve eğimi hakkında yepyeni bir değişken ortaya çıktı. Yeni bir fikir. Buraya kadar tamam. Şimdi yeni fikrinizi anlatacaksınız diğer insanlara. Yine benzerlikler üzerinden ilişkilendirerek bir anlatım olacak. Yeni fikrinizi anlattığınız insanlar da yine aynı kodlama ve sorgu sayesinde sizin yeni fikrinizi kaydedecek. Sanırım tam bunu söylediğimde sizin de gözünüze çarptı. Hepimizin öğrenilen geometri de ki küre değeri 55 olmayacak. Veyahut yiyecek kodu 82 olmayacak. Fakat hepimiz bir değeri yiyecek olarak kodlayacağız. Belki de her madde kendi kodunu barındıran bir iz taşıyor. Ve bu izleri bir şekilde bizler beynimize kaydediyoruz. Sonuçta bunların hepsi beyin fırtınası adına. Kim bilir?

ümit toma 4 yıl önce 0