1

Yukarıdakilerin hepsinin doğruluk payları, değişken oranlarda var. Bunlara ek bilgi ekleyebilirim sadece. Canlı vücudu, ortama uyum sağlamak üzere çeşitli refleksler geliştirmiştir. Bunlardan en önemlilerden biri de, organizma ısının sabit tutulması. Eğer ihtyacın üstünde ise ortam ısısı, derinin yüzey alanı genişler, soğuk ise azalır. (Erkek arkadaşlar doğal ortam sıcaklığı 34 santigrad derece olması gereken erbezi torba derilerini gözlemleyebilir. Sıcakta ısı kaybetmek için genişler, soğukta büzüşür :-)) Soğuk suyu yiyince (duşta, denizde) bir kaç mekanizma birden hareket geçiyor. Önce yüzey alanını azalmak için, deri geriliyor. Kaslar kasılarak en az hacime, en çok kütleyi sığdırmak (silinderleştirmek) için reaksiyon veriyor. Kılcal kan damarları büzüşüyor, böylece deri altı yağ tabakası koruyuculuğu artıyor. Gezinen kan miktarı düştüğünden, içten dışarı ısıı aktarımı azalıyor. Kaslar titreme biçiminde kasılma ile enerji tüketimini ve ısıyı artırmaya çalışır.Oksijen az geldiğinden (daralmış kılcal damarlar) oksijensiz enerji tüketir. Laktik asit üretir. Bu da kramplara neden olur... Sıcak temasında ise daha çok aşırı ısınmaya karşı tepki olarak reaksiyonlar veriliyor. Önemli olan şu, normalde size çok soğuk gelen bir ortamda bir süre yaşadıktan sonra, vücut ortama uyum sağlıyor. Örneğin, 20 derecedeki suda başlangıçta yüzerken zorlanırsınız. Ancak vücuda adaptasyon süresi verirseniz, vücud aşırı tepki vermeden suda bir süre klamanıza fırst tanır. Eğer yüzme gibi ısı üreten bir kas hareketi yapıyorsanız, bu süre uzar. Burada ilginç olan nokta; aynı olayı tekrarlamanız durumunda olanlar; vücut daha önce belki dakikalarca süren adaptasyon süresini, saniyelere indiriyor: Kılcal kan damarları daralıyor, deri altı yağ tabakası kalınlaşıyor, Kaslarda daha fazla glikoz ve oksijen bulunuyor. Sıcak ile temasta ise farklı mekanizmalar devreye giriyor. Bu nedenle , algıladığımız farklı oluyor. Ancak çok yüksek ısı ve soğuk ile birebir ilk temaslardai sinir sistemi aradaki farkı anlamıyor. Yani farklı tepkiler için, maruz kalınan ısı türünün eşik değerleri var. Bu konularda en ciddi çalışmaları maalesef, Alman nazi doktorları yapmış. Insan vücudunun sınırları hakkında çeşitli şeyleri, zavallı kurbanları üzerinde denemişler. (Basınç, oksijensizlik, yanma, zehirler, boğulma, donma, yorgunluk, açlık, susuzluk, uykusuzluk, eksik vitaminler, aşırı vitaminler, çeşitli kimyasallar.... vs. Yani bugün kobaylar üzerinde uygulananan herşeyi neredeyse...)

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0