Sera Etkisi
Sera etkisi, iklim değişikliğinin temel nedenidir diyebiliriz.

Sera etkisini tanımlamadan önce sera kavramı üzerinde durursak sorunun nereden kaynaklandığını anlayacağımızı düşünüyorum. Bildiğiniz gibi seralar, sebzelerin yetiştirilmesi için oluşturulmuş kapalı alanlardır. Eğer daha önce bir seranın içerisine girdiyseniz yeterince sıcak bir ortam olduğunu farketmişsinizdir. Hatta deyim yerindeyse, adeta boğucu bir etki yaparlar. Seralar kapalı oldukları için iç ısılarını genel itibariyle muhafaza ederler. Isıyı muhafaza etme noktası bizim için önemli. Peki küresel ısınmanın baş aktörüne sera etkisi adını vermek de nereden çıktı? Bu soruyu yazının devamında yanıtlamak üzere şimdilik cebimize atalım.

Öncelikle daha temel bir soru sorayım; Dünya nasıl ısınır? Elbette Güneş’ten gelen ışınlar sayesinde. Güneş ışınları uzunca bir mesafe katedip dünyayı çevreleyen atmosferden süzülerek bizlere ulaşır. Bu süzülme canlılar için hayati öneme sahiptir. Mesela; cilt kanserine neden olma özelliğiyle tanıdığımız ultraviyole ışınlar atmosferde tutulurlar. Bu konuda daha çok ozon tabakasının adını duyarız. Ama zaten ozon tabakası atmosferin mezosfer katmanında yer alır.Zararlı ışınlardan kurtulduktan sonra geriye kalan görünür ışıktır. Görünür ışık, günlük yaşamımızda ışık diye tabir ettiğimiz, gözümüzün algılayabildiği frekansa sahip olan ışık demektir. Dünyaya ulaşan bu ışınlar yerin ısınmasını sağlar. Isınan her cisim gibi yer de ısındıktan sonra ışıma yapar. Ancak ısınmanın şiddetine göre dışarıya yayılan ışınlar farklılık gösterir. Yerin ısınma sonucu yaydığı ışınlar ise kızılötesi aralığındadır. Bu ışınların bir kısmı atmosferin yapısında bulunan sera gazları dediğimiz karbondioksit, metan ve su buharı tarafından soğurulurlar. Eğer atmosferin yapısını bozmamış olsaydık bu problem olmayacaktı. Fakat sanayileşmenin hızlanması ile beraber doğal işleyişe zarar verdik. Atmosferde bulunan sera gazlarının oranlarında meydana gelen büyük değişimler, ışınların gerekenden çok soğurulmasına ve dünyanın fazla ısınmasına neden oldu. Yani atmosfer tıpkı sera gibi ışınları muhafaza ederek gezegenimizi ısıtıyor. Bu döngü devam ettikçe ısınma oranımız da artıyor haliyle. Şimdi sera etkisi olarak anılması daha anlamlı geliyordur herhalde. Isı muhafazasında baş rol karbondioksite aittir. Karbondioksit ise fabrikaların, arabaların, ısınmada kullandığımız yakıtların temel ürünüdür. 


Yukarıdaki tabloya göre atmosferdeki gazların artışı konusunda durum pek içaçıcı değil. Maalesef bu değerleri normale çevirebilmek olası görünmüyor. Yapabileceğimiz en iyi şey bugünün zarar boyutunda kalmayı başarmak. Bir sonraki yazıda da küresel ısınma hakkında bireysel ve toplumsal bilinçlenme ile bu ciddi problemimize karşı alabileceğimiz önlemler konusunu ele alalım derim.

Kaynak

Ebru Şimşek
Boğaziçi Üniversitesi / Fizik Yüksek Lisans - Boğaziçi à niversitesi Fizik Mezunu Boğaziçi à niversitesi Fizik Yüksek Lisans Öğrencisi Deneysel yüksek enerji ve parçacık fiziği

0 yorum