Samanyolu Galaksisi Düşündüğümüzden Çok Daha Islak Bir Yer Olabilir.
Samanyolu Galaksisi Düşündüğümüzden Çok Daha Islak Bir Yer Olabilir.

Kırmızı cüce yıldızların yörüngesinde dönen ötegezegenlerin yeni bir analizi, bileşimi yüzde 50'ye kadar sudan oluşan ıslak gezegenler olan bir "su dünyaları" popülasyonunu gözden kaçırmış olabileceğimizi gösteriyor.

Bilim insanları, birçoğu için suyun hidratlı minerallere bağlı olacağını umuyorlar. Bununla birlikte, bulgunun Güneş Sistemi dışındaki yaşam arayışımız üzerinde etkileri olabilir.

Chicago Üniversitesi'nden astronom Rafael Luque, "Galaksideki en yaygın yıldız türünün yörüngesinde dönen bu kadar çok su dünyasının kanıtı görmek şaşırtıcıydı" diyor. "Bunun, yaşanabilir gezegen arayışı için muazzam sonuçları var."

Çıplak gözle tek bir kırmızı cüce göremesek de, bu yıldızlar inanılmaz derecede çoktur. Küçük, serin ve loş kırmızı cüceler, en fazla Güneş'in kütlesinin yalnızca yarısı kadardır.

Düşük füzyon oranları, yıldızların uzun ömürlü olmasını sağlar; 13,8 milyar yaşında olan Evren, bir kırmızı cüce yıldızın tahmini 100 milyar yıllık ömrünün tamamını yaşaması için yeterince yaşlı değil.

Samanyolu'nun yıldız nüfusunun tahmini yüzde 73'ü kırmızı cüce yıldızlardan oluşuyor. Bir an için bunun hakkında bir düşünün, ne kadar fazla olduklarını böylece algılayabilrsiniz.

Çok loş ve kırmızı oldukları için, kırmızı cücelerin yörüngesindeki ötegezegenleri bulmak zor. Şimdiye kadar 5.084 doğrulanmış ötegezegenin sadece küçük bir yüzdesi kırmızı cüce yıldızların çevresinde bulundu.

Bununla birlikte, araçlarımız giderek daha sofistike hale geliyor - bu, bilim insanlarının bu küçük yıldızların yörüngesinde dönen düzinelerce küçük dünyayı karakterize edebilmelerine yetmeye başlıyor.

Bilim insanlarının bir ötegezegeni karakterize etmek için baktığı iki ana sinyal vardır. İlki, yörüngedeki ötegezegen bizimle yıldız arasından geçerken, yıldız ışığının düzenli olarak sönmesidir.

İkincisi, yörüngedeki ötegezegen hafif bir yerçekimi kuvveti uyguladığı için, yıldızdan gelen ışığın dalga boylarının uzaması ve kısalmasıdır.

Bu ölçümlere sahipseniz ve yıldızın ne kadar uzakta olduğunu (ve dolayısıyla ne kadar ışık yaydığını) biliyorsanız, ötegezegenin yarıçapını ve kütlesini ölçebilirsiniz.

Bu yoğunluk, ötegezegenin bileşimini anlamak için kullanılabilir. Düşük yoğunluğun, bir gaz devi gibi, çok fazla atmosferi olan bir ötegezegen anlamına gelmesi muhtemeldir. Yüksek yoğunluğun, Dünya, Venüs veya Mars gibi kayalık bir dünya anlamına gelmesi muhtemeldir.

Luque ve meslektaşı gökbilimci Enric Pallé, kırmızı cüce yıldızların yörüngesinde dönen 43 ötegezegen üzerinde bir yoğunluk çalışması gerçekleştirdi.

Tipik olarak, bu ötegezegenler iki kategoriye ayrılmıştır: kayalık ötegezegenler ve kalın atmosferli gazlı gezegenler. Ancak Luque ve Pallé, tuhaf, üçüncü bir kategorinin ortaya çıktığını gördü: gazlı olamayacak kadar yoğun, ancak tamamen kayalık olamayacak kadar yoğun olmayan ötegezegenler.

Sonuçları, bu orta menzilli ötegezegenlerin kaya bileşiminin daha hafif bir şeyle karıştırıldığıydı… belki de su gibi. Ancak, fırtınalı denizlerle dolu bir dünya hayal etmek cazip gelse de, bu gezegenler yıldızlarına yüzeylerinde sıvı su için çok yakındır.

Eğer suları yüzeyde olsaydı, atmosferlerini şişirecek, çaplarını daha da büyütüp yoğunluklarını azaltacaktı.

Luque, "Ama bunu örneklerde görmüyoruz" diyor. "Bu, suyun yüzey okyanusu şeklinde olmadığını gösteriyor."

Bunun yerine, bu dünyalar Güneş Sistemindeki başka bir nesne gibi görünebilir - Jüpiter'in kabaca yarısı kaya ve yarısı su olan uydusu Ganymede, su kayalık, buzlu bir kabuğun altına gizlenmiştir. Veya su moleküllerinin cam ve minerallere bağlı olduğu senaryolar geçerli olabilir.

Bununla birlikte, eğer ekibin sonuçları doğruysa, keşif, bu dünyaların oluştukları yerde oluşamayacağını gösteriyor. Bunun yerine, yıldızlarından, kaya ve buzdan daha uzakta şekillenmeleri ve şimdiki konumlarına içeriye doğru göç etmeleri gerekirdi.

Ancak, daha fazla kanıt olmadan, şu ya da bu şekilde bu model lehinde bir hüküm vermek şu aşamada mümkün değildir.

Araştırma Science dergisinde yayınlandı.

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum