Bir Ay Boyunca Ultra İşlenmiş Gıdalar Yersek Neler Olur?
Ultra işlenmiş gıdalar tüketmenin vücudumuza olan zararları ve İngiliz doktor Chris van Tulleken'in deneyimleri

Günümüzde pek çok insan hızlı ve kolay ulaşım sağlandığı için ultra işlenmiş gıdaları tercih etmektedir. Peki ultra işlenmiş gıdalar nelerdir ve çoğunlukla ultra işlenmiş gıdalardan oluşan bir beslenmemiz olursa vücudumuzda neler olur?

İşlenme durumlarına göre gıdaları işlenmemiş, işlenmiş ve ultra işlenmiş şeklinde üç ana sınıfa ayırabiliriz. Taze, kuru ya da dondurulmuş meyve ve sebzeler, et, balık, süt, tahıllar ve baklagiller gibi gıdalar işlenmemiş ya da minimum olarak işlenmiş gıdalar sınıfındadır. İşlenmemiş gıdaların bazı aşamalardan geçerek daha uzun ömürlü hale getirilmesi sonucunda oluşan paket sütler, sıvı yağlar, konserveler, ekmek, şeker ve tuz gibi marketlerde sıkça rastlayabileceğimiz endüstriyel gıdalar işlenmiş gıdalar sınıfına girmektedir. Ultra işlenmiş gıdalar ise basitçe işlenmiş gıdaların daha fazla işlemden geçmesi sonucu oluşan ve diğer sınıflara göre daha zararlı olan gıdalardır. Şekerli içecekler, çikolata ve cips gibi tatlı ya da tuzlu atıştırmalıklar, hamburger, patates kızartması ya da pizza gibi tüketime hazır ürünler ultra işlenmiş gıdalara örnektir. 

 

 

 

 

 

 

 

İşlenmemiş ya da az düzeyde işlenmiş gıdalar sağlıklı bir yaşam için gereken günlük besinler yönünden zengin içeriklere sahipken gıdalar işlemden her geçtiklerinde besin değerlerinin bir kısmını kaybederler. Ultra işlenmiş gıdalar ise karbonhidrat, doymuş yağ ve rafine şeker gibi fazlasının tüketilmesinden kaçınılması gereken unsurlar açısından oldukça zengindir. Fazla tüketilen ultra işlenmiş gıdalar obezite, hipertansiyon, diyabet gibi hastalıklara sebep olmaktadır. 

 

Gelişmiş ülkelerdeki çocukların günlük aldıkları kalorilerin büyük bir kısmı ultra işlenmiş gıdalardan gelmektedir ve bu konu çocukların fizyolojik gelişimleri konusunda endişelere yol açmaktadır. Yakın zamanda İngiliz doktor Chris van Tulleken, ultra işlenmiş gıdaların insan vücuduna etkilerini somut bir şekilde göstermek ve araştırmalara yardımcı olmak amacıyla bir diyete başladı. Bu diyet 30 gün sürdü ve yediklerinin %80’i ultra işlenmiş gıdalardı. Bu diyet sonucunda doktorun vücudunda çok fazla olumsuz değişiklik meydana geldi.

İngiltere’deki 5 kişiden 1’inin normal hayatında uyguladığı beslenme tarzını denediğini söyleyen Tulleken kahvaltısına kızarmış tavukla başladı ve içinde monosodyum glutamat (MSG) gibi kimyasalların olduğunu belirtti. Bütün bir ayını yüzünü güldüren ve damak zevkine hitap eden aşırı lezzetli yiyeceklerle dolu geçirdi. Ancak sonrasında vücudunun acı çekmeye başlaması pek uzun sürmedi. Sadece birkaç gün içerisinde eskisinden daha sık acıktığını ve hatta yemek yemeye can attığını fark etti. Üstelik sindirim sisteminin bozulduğunu ve tuvaletini yapmakta çok zorlandığını ifade etti. 30 günün sonunda 3 kilosu yağ olmak üzere toplamda 6.5 kg aldığını fark etti. Dr. Van Tulleken'in vücut kitle indeksi de ay içinde iki puan artarak onu aşırı kilolu aralığına çıkardı. Vücudunda bir dizi endişe verici hormon değişikliği de meydana geldi. Örneğin, kan testleri, yemek yeme isteğini harekete geçiren "açlık hormonlarında" yüzde 30'luk bir artış olduğunu ve beyne yememesini söyleyen "doygunluk hormonlarında" ise azalma olduğu ortaya çıkardı. Ayrıca, deneyden önce ve sonra yapılan beyin taramaları karşılaştırıldı ve beynin belli bölgeleri arasında beslenme tarzının sebep olduğu yeni fonksiyonel bağlantıların ortaya çıktığı gözlemlendi. Dr. Tulleken “Diyet, beynimin ödül merkezlerini tekrarlayan ve otomatik davranışları yönlendiren alanlarla ilişkilendirdi. Yani ultra işlenmiş yiyecekler yemek beynimin ben istemeden bile yapmamı söylediği bir şey haline geldi.” şeklinde açıklıyor ve bu tip bir davranışın bağımlılığı olan kişilerin beyinlerinde görüldüğünü belirtiyor. Gençler için böylesine doğal olmayan bir diyetin tehlikeli olduğunu belirten Dr. Tulleken “Benim endişem çocukların beyinlerinin hala gelişiyor olması ve beyinlerinin benim beynimden çok daha biçimlendirilebilir özellikte olması sebebiyle çocuklarda oluşacak değişikliklerin muhtemelen daha büyük olacağı anlamına geliyor.” diyor.


Yaşadıklarını ‘What Are We Feeding Our Kids’ adlı BCC programının bir parçasında kaydeden Dr. Chris van Tulleken’in deneyimlerine ayrıca BCC Youtube kanalındaki ‘UK doctor switches to 80% ULTRA-processed food diet for 30 days’ isimli videosundan ulaşabilirsiniz.

 

 

Referans:

https://www.iflscience.com/health-and-medicine/heres-happens-eat-mostly-ultra-processed-foods-month/

https://www.bbc.co.uk/food/articles/van_tulleken

https://www.youtube.com/watch?v=T4PFt4czJw0

 

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum