Neden İklim Değişikliği Hala İnsan Sağlığı için En Büyük Tehdittir?
Kalp krizi, felçten tutun bulaşıcı hastalıkların yayılmasından psikolojik travmaya kadar birçok sorun kirli hava ve sürekli artan sıcaklıklarla bağlantılıdır.

Dünyanın dört bir yanındaki insanlar, iklim değişikliğinin dünyaya nasıl zararlar verebileceğine doğrudan şahit oluyor. Sürekli artan sıcaklıklar orman yangınlarının, kasırgaların ve görmezden gelinmesi imkânsız olan diğer felaketlerin artmasına neden oluyor. Dünya ölümcül bir pandemiyle boğuşurken bilim adamları iklim değişikliğinin insan sağlığına yönelik en büyük tehdit olduğuna dair uyarılarına devam ediyor.

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ağustos ayında ABD, Avrupa ve Sibirya'da orman yangınlarının şiddetlendiği sıralar yaptığı bir açıklamada "iklim değişikliğinin yol açtığı risklerin herhangi bir hastalığın riskini geride bırakabileceğini" söyledi.

5 Eylül'de 200'den fazla tıp dergisi dünya liderlerini harekete geçmeye çağıran ortak bir başmakale yayınladı. “Bilim kesindir”, “Sanayi öncesine kıyasla ortalamanın 1,5°C üzerinde olan sıcaklıklar ve biyolojik çeşitlilikteki kayıplar dünya sağlığında geri dönülmesi imkansız sorunlar yaratıyor” yazdılar.

COVID-19'un yarattığı tehlikelere rağmen makalenin yazarları, dünya hükümetlerinin “salgını hızla önlemek için pandeminin geçmesini bekleyemeyeceğini” yazdılar. Bunun yerine herkesin iklim değişikliği ile COVID-19’u aynı hızla ele alması gerektiğini savundular. İklim değişikliğinin çok belirgin olmamakla beraber gizli etkileri de olsa bilim adamları felaketi önlemek için çok geç olmadığını söylüyorlar.

Hava Kirliliği

İklim değişikliği, çoğunlukla fosil yakıt emisyonlarıyla dünya atmosferindeki karbondioksit ve diğer sera gazlarının artmasına neden olur. Fosil yakıtların yakılmasının da insan sağlığına doğrudan olumsuz etkisi vardır. Bunun nedeni kirli havanın akciğerlere ve kalbe nüfuz ederek, hatta kan dolaşımına girerek felç ve kalp krizine neden olabilecek küçük parçacıklar içermesidir. Bu parçacıklar, organlara doğrudan zarar verebilir veya bağışıklık sistemi savaşmaya çalışırken inflamatuar bir tepki oluşturabilir. Hava kirliliğinin yılda 3,6 milyon ila 9 milyon arasında erken ölüme neden olduğu tahmin ediliyor.

London School of Hygiene and Tropical Medicine'de çevresel değişim ve halk sağlığı profesörü, aynı zamanda Planetary Health kitabının yazarı Andy Haines, rakamların değiştiğini ve halk sağlığının herkes için önemli bir yükümlülük olduğu konusunda hemfikir olduğunu söylüyor.

Stanford Üniversitesi'nde Sean N. Parker Alerji ve Astım Araştırmaları Merkezi müdürü Kari Nadeau hava kirliliğinin zararlı etkilerine karşı en hassas kişilerin 65 yaş üstü insanlar olduğu ve diğer pek çok kişinin de risk altında olduğunu dile getiriyor. Astımlı çocuklar kadar sigara içen veya elektronik sigara kullananlar da risk altında sayılıyor.

Hava kirliliğine alerjisi olanlar kişilere de etkileri bulunmaktadır. Karbondioksit havanın asitliğini arttırır. Bu da bitkilerden daha fazla polen çekilmesine sebep olur. Bazı insanlar için bu durum uzun mevsimsel alerji nöbetlerine maruz kalmak anlamına gelebilir. Diğerleri için ise hayati tehlike oluşturabilir.

Nadeau halihazırda solunum yolu hastalığı olan insanlar için bunun bir sorun olduğunu vurguluyor. Polen solunum yoluna girdiğinde vücut polenden kurtulmak için mukus üretir ve sonrasında akciğerleri doldurup boğabilir.

Polen seviyesinin çok fazla olduğu durumda sağlıklı insanlar bile benzer sonuçlar yaşayabilir. 2016'da Avustralya'nın Victoria eyaletinde şiddetli bir fırtına yüksek düzeyde polenle birleşerek The Lancet'in "dünyanın en büyük ve en yıkıcı fırtına astım salgını" olarak tanımladığı şey yaşandı. Çok fazla kişi astım krizi geçirdi, acil servisler doldu ve olay sonunda 10’dan fazla kişi öldü.

İklim değişikliği, orman yangınlarının artmasına neden olmakla beraber orman yangınında çıkan duman oldukça zehirleyici olabilmektedir. Yakın tarihli bir araştırmaya göre, ABD'deki tehlikeli hava kirliliğinin yüzde 25'ini yangınlar oluşturmasını Nadeau, dumanın yangında yol boyunca tükettiği kauçuk lastikten zararlı kimyasallara kadar her şeyin parçacıklarını içermesiyle açıklıyor. Bu parçacıklar çok küçük olmakla beraber bir kişinin ciğerlerine ve organlarına derinlemesine nüfuz eder. (Orman yangın dumanı solunmasının vücudu nasıl etkilediği)

Aşırı Isı

Isı dalgaları ölümcüldür. Araştırmacılar başlarda iklim değişikliği ile ısı dalgalarının ve diğer şiddetli hava olaylarının zararlı etkileri arasında direk bir bağlantı bulamadılar. Haines, kanıtların arttığını, artık sağlık durumunun iklim değişikliğine bağlı olduğunu gösteren kanıtlı birçok çalışmanın olduğunu ifade ediyor.

Son olarak Haines, Nature Climate Change'de yayınlanan ve ısıya bağlı ölümlerin üçte birinden fazlasını iklim değişikliğine bağlayan bir araştırmaya işaret ediyor. O sırada National Geographic'in bildirdiği çalışmada klimaya veya insanları ısıya karşı daha savunmasız hale getiren diğer faktörlere erişimin daha az olduğu bazı ülkelerde insan sayısının daha da yüksek olduğunu vurguladı (İklim değişikliği ısı dalgalarını daha da ölümcül hale getiriyor.)

Nadeau bunun nedeninin insan vücudunun 98,6 ° F'nin üzerindeki sıcaklıklara göre tasarlanmadığından kaynaklandığını söylüyor. Isı, kasları parçalayabilir. Vücudun ısıyla başa çıkmak için terleme gibi bazı yöntemleri vardır. Nadeau “Fakat dışarısı sürekli sıcak olduğunda bununla baş edemez, kalp kaslarınız ve hücreleriniz bozulmaya ve ölmeye başlar” diyor.

Aşırı sıcağa çok uzun süre maruz kalırsanız ve ısıyı yeterince dışarı atamazsınız ve vücutta birçok soruna neden olabilir. Ter, sodyum ve potasyum gibi gerekli mineralleri vücuttan atar bundan dolayı kalp diğer organlara kan pompalamak için daha fazla çalışmak zorunda kalır. Bu durum yaşandığında da kalp krizi veya felç ile sonuçlanabilir.

Isıya fazla maruz kalmanın neden olduğu dehidrasyon, böbreklerin düzgün çalışması için suya ihtiyacı olduğundan böbreklerde ciddi hasara neden olabilir. Nadeau, böbrekleri zaten iflas etmeye başlayan insanlarda, örneğin yaşlılarda ölümle sonuçlanabileceğini söylüyor. Bu durumun da giderek arttığını belirtiyor.

Çalışmalar ayrıca yüksek sıcaklıklarla erken doğum ve diğer gebelik sorunları arasında bağlantı kurmaktadır. Haines, Nedeni belli olmamakla beraber bir hipoteze göre aşırı sıcaklığın fetüse giden kan akışını azalttığı düşünülüyor.

Gıda Güvensizliği

İklim değişikliğinin sağlığı etkileyebileceği doğrudan olmamakla beraber daha az zararlı da olmayan nedenlerinden biri de gıdalardır.

İklim değişikliği hem mevcut gıda miktarını azaltır hem de gıdaların besleyiciliğini azaltır. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) özel raporuna göre artan sıcaklıklar, değişen yağış düzenleri ve şiddetli hava olayları nedeniyle mahsul verimi düşmeye başladı. Araştırmalar atmosferdeki artan karbondioksitin, insanların hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu çinko, demir ve protein besinlerini bitkilerden alabileceğini göstermiştir. Kötü beslenme kalp hastalığı, kanser ve diyabet gibi çeşitli hastalıklarla da bağlantılıdır. Ayrıca çocuklarda bilişsel işlevlere zarar verebilir ve büyümeyi engelleyebilir.

İklim değişikliği, deniz mahsullerini de tehlikeye atıyor. Yükselen okyanus sıcaklıkları, birçok balık türünün daha soğuk sular aramak için kutuplara göç etmesine sebep oldu. Haines, subtropik bölgelerdeki balık stoklarının azalmasının kıyı bölgesinde yaşayanların beslenmesinde protein için balığa bağımlı olmasından dolayı büyük etkisi olduğunu söylüyor.

Kanada'nın Kuzey Kutbunda iklim değişikliği ve gıda güvenliği üzerine çalışan Quebec'teki Laval Üniversitesi tıp fakültesinde profesör olan Tiff-Annie Kenny, bu durumun özellikle yerli topluluklar için zararlı olabileceğini söylüyor. Alternatif protein kaynakları bulmaları yaşadıkları bölgede olmaması ya da çok pahalı olmasından zor olduğunu söylüyor, "Peki bu insanlar yerine ne yiyecek?" sorusunu soruyor.

Bulaşıcı Hastalıklar

Dünya ısındıkça, kenelerin ve sivrisineklerin yaşamayı sevdiği bölgeler artmaya başlıyor. Bu hayvanlar, Zika virüsü, dang humması ve sıtma gibi hastalıkların bilinen taşıyıcılarıdır. Nadeau, Yengeç ve Oğlak dönencesini geçerken sivrisinek ve kenelerin bu tür hastalıkları yaymaya daha çok fırsat bulduğunu söylüyor.

Nadeau, "Eskiden Ekvator yakınında küçük bölgede bulunuyordu. Şu an Kuzey Avrupa ve Kanada'nın ısınmaya başlamasıyla Zika virüsünü tahmin etmeyeceğiniz yerlerde de bulabilirsiniz" diyor.

Ayrıca sıcaklık ve nem gibi iklim koşulları da sivrisineklerin yaşam döngüsünü etkiler. Haines, bazı bölgelerde iklim değişikliğinin sivrisineklerin dang humması bulaştırma riskini artıracak şekilde değiştirdiğini gösteren kanıtlar olduğunu söylüyor.

İklim değişikliğinin kolera, tifo ve parazitler gibi su yoluyla bulaşabilecek hastalıkların artmasının çeşitli nedenleri vardır. Haines, bazen kirli suyla temas etmeleriyle doğrudan nedeni olabilir ya da kuraklık nedeniyle insanlar ellerini yıkayamadığında veya daha tehlikeli tatlı su kaynaklarından içmek zorunda kaldıklarında dolaylı nedeni olabileceğini söylüyor.

Akıl Sağlığı

İklimle bağlantılı herhangi bir felaketin ortak bir sonucu akıl sağlığı üzerindeki zarardır. Çevresel değişimlerin neden olduğu sıkıntı o kadar önemlidir ki, ayrı bir ad solastalji verilmiştir.

Nadeau, ABD'de orman yangınlarından kaynaklanan acil servis ziyaretleri üzerine yaptığı çalışmalarda ruh sağlığına etkinin belirgin olduğunu söylüyor ve gelişen en şiddetli sorun nedir sorusuna psikoloji diyor. Orman yangınları ve kasırga gibi şiddetli hava olayları kişide çok stres ve kaygı sorunu yaratarak uzun vadede travma sonrası stres bozukluğu, hatta intihara yol açabilir.

Diğer bir ortak faktör iklim değişikliğinin savunmasız kişilerde orantısız zarar meydana getirmesidir. 2 Eylül'de Çevre Koruma Ajansı (EPA), ırksal ve etnik azınlığı bulunan toplulukların özellikle risk altında olduğunu gösteren bir analiz yayınladı. Rapora göre, eğer sıcaklıklar 2°C (3,6°F) artarsa, siyahilerin ölümlerde en yüksek artışın olduğu bölgelerde yaşıyor olma ihtimali yüzde 40’tan fazladır. Yüzde 34'lük bir başka oranın ise çocuklarda astımın arttığı bölgelerde olma ihtimali yüksektir.

Ayrıca iklim değişikliğinin etkileri tek başına ortaya çıkmaz. Bir topluluk hava kirliliği, gıda güvensizliği, hastalık ve aşırı sıcakla aynı anda karşı karşıya kalabilir. Kenny, bunun özellikle gıda güvensizliği ve yoksulluğun yüksek olduğu topluluklarda yıkıcılığının daha çok olduğunu ifade ediyor. İklimin getirebileceği bu etkileri anlamanın zor olduğundan yeterince incelenmeyen bir konudur.

Umut için sebepler var

Son yıllarda bilim adamları ve çevre aktivistleri, iklim değişikliğinin sağlık etkilerine ilişkin daha fazla araştırma yapmaya başladılar. Haines, “Şaşırtan bir konu, iklim değişikliği ve sağlık için finans kıtlığı olmasıdır” diyor. "Bu nedenle eldeki deliller parça parçadır.”

Yine umut yok değil. Paris Anlaşması'nda dünyanın dört bir yanındaki ülkeler, emisyonlarını azaltarak küresel ısınmayı 2°C'nin (3,6°F) altında, tercihen 1,5°C (2,7°F) ile sınırlamayı taahhüt etmişlerdir. Haines, Emisyon azaltıldığında hem sağlığımıza hem de dünyaya fayda sağlayacağını söylüyor.

Nadeau, COVID-19’un dünya liderlerine daha büyük ve daha stratejik düşünme fırsatı sunduğunu savunuyor. Örneğin pandemi birçok ülkenin sağlık tesislerini yeniden yapılandırmasına neden olan verimlilik ve eşitlikle ilgili belirgin sorunları ortaya çıkardı. Bu süreçte hastanelerde yenilenebilir enerjiye yöneltebileceklerini, atık ve emisyonları azaltmak için yeni yollar arayabileceklerini söylüyor.

Nadeau, "Bizim elimizde," diyor. "Hiçbir şey yapmazsak çok büyük sorun olur."

 

Amy Mckeever
National Geographic

Çeviri
Fizikist

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum