0

Öncelikle sallamıyorsun diye bir şey yok. Sadece yazım tavrına ve şekline tepki veriyorum. Yaklaşımlarını olumsuz/saldırgan algılıyorum. (Conan The Destroyer, Robert E. Howard) Ama bu değer vermemek değil. İkincisi açıklayıcı detay yok. Hüküm var. Kestirip atıyorsun. Çok kısır. Bunu herkes yapıyor. Bilimsel dayanağı olmasına rağmen bir değeri yok. Yeni bir kavrayış sağlamıyor. Üçüncü bir şey, eğer fikir geliştireceksen, başkalarını değil, kendini sorgulamayı öğreteceksin karşındakine. Bu yok, Mavi ışık daha enerjik diye herkes söylüyor. Bu genel, kabul edilmiş yargı. Bunun farklı olduğunu ve tüm fotonların eşdeğer enerjiye sahip olduğunu, bizim mavi-kırmızı diye ayırt etmemizin, alıcıda-uyarılanda dalga frekansları sonucu oluşan yoğunluktan (girişim genliği) kaynaklandığını iddia ediyorum. Ve aynı formülü E=hf dayanak gösteriyorum. Deney örnegi olarak kısa dalga (mavi civarı) bir dalgayı al ve 1 nanosaniyelik bölümünü dalga boyu kırmızı olacak şekilde genişlet. (Bu bir enerji değeri çalışması olduğu için, dalgaların frekansının değişmemesi gerçeğini dikkate alma. İlgisiz çünkü.) Sabit hızı korumak korumak için, frekansı değişmek zorunda. Yeni frekansı ve dalga boyu ile bir nona saniyede kaç period tamamladığına bak. Bulacağın enerji değeri kırmızı ışıkla uyumlu olacak. Oysa eğer fotonda yüklü olsaydı enerji, dalga boyu ne olursa olsun, foton enerjisini koruyacağı için sonuç farklı olurdu. Kırmızıya kayma da, maviye kayma da bu şekilde, Doppler açısındana düşünürsen, sonuç birim sürede kaç dalga sırası aldığın ile değişiyor. Her dalga sırasının enerji miktarı ile değil. Aynı şey...

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 3 yıl önce 0