0

"Bunu nerden çıkardım işte yukarda yazmışsınız parçacıklar birbirine yaklastıkça titresimleri artar, çok çok daha yaklasırlarsa duruyormuş, titresimsiz gibi gözükürler vs. yanlıs anlamadıysam yani. Şayet boşluğun böyle bir enerjisi varsa bu enerjiyi ortaya çıkarmak için einsteinin yolu izlenebilir mi?" kısmı için biraz ara verdim. Boşluk enerjisi veya vakum enerjisi deyi bir şey duşmuşsunuzdur. Hatta bilim kurgu dizilerinde, Sıfır Modülü olarakta geçiyor. Bunu şuna benzetiyorum. Marianna çukurunda açılmış bir boş alan.(Suyun olmadığı). Suyun buraya akmak için muazzam bir basınç kuvveti olacaktır. Eğer siz bu boşluğu sürekli hale getirebilirseniz, bu akıştan (potansiyel farkından) sürekli enerji elde edebilirsiniz. Bir jeneratör misali türbin sürekli üretim yapabilir. Ama yapılabilir mi? Belki planc düzeylerinde mümkün ama daha büyük boyutlarda çok zor. Bu yapıyı açık bırakmak için sürekle destekleyici enerji harcamak gerekecek. Bence bu durumda, marianna çukurunda çay kaşığını çevirerek bir girdap boşluğunu elle oluşturmak daha kolay olurdu...:-) Buradaki enerji açığa çıkartılabilinir mi? (atom parçalanması gibi); Hayır... Atom parçalanması esnasında esasen açığa çıkan enerjinin çoğu, temel parçacıkları bir arada tutan bağların açılmasından çıkıyor. Kaybolan kütlenin çoğu da bu bağlardan kaynaklanan kütle. Ama elektronlar ve protonların kaybı yok . en fazla proton ve nötron sayısı farklı, farklı elementlere dönüşüyorlar. Bunlar daha az sayıda parçacık içerdiğinden, daha kararlı olabiliyorlar. Çok parçacık daha fazla birleşim olasılığı içerdiği için, daha kırılgan gibi... (10 legodan oluşan bir sistemin mi yoksa 1000 legodan oluşan sistemin mi bütünlüğünü etki altında korumak daha kolaydır?) Belki karanlık enerji denilen şey, bu taspit edilemeyen bölümdür. Peki evrende sıfır noktası alanları var mı? Bence var. Karadeliklerin merkezleri, olay ufkundan sonraki kısımlar doğal sıfır noktaları olmalı. Şöyle düşünün, su moleküllerini çok ısıtırsanız, buhar haline geçerler. Su molekülleri sahip oldukları kinetik ereji ile içinde bulundukları sistemde oraya, buraya çarparlar. Toplam kinetik enerjileri de zaten buhar gücü olarak kullanılıyor bu şekilde. Peki bu molekülleri , zorla çok dar bir huniden geçirirseniz, moleküllerin hareketleri kısıtlanır ve uzayda işgal ettikleri hacim azalır. Bu sürekli olursa, su moleküllerinin durgunlaşıp, yoğunlaştıkları ve toplandıkları bölge, düşük basınç alanı olur. Diğer taraftaki buhardaki moleküller ha bire bazı molekülleri buraya doğru iter.(Mesela iki aynı vektörlü molekülün toplam kuvvetinin, bir tane molekülü itmesi gibi...) Bu bir varsayım benimki ama akışkan dinamiğine uygun. ( 2-3 yıl evvel Birleşmiş Milletlerin bir yan kuruluşu, Afrika da, kulubelerde doğal soğutma yapmak için bu dinamiği kullanmıştı :-) Ev duvarından ağzı içeriye olacak şeklinde yerleştirilen, dibi kesilmiş pet şişelerle, evlerin ısısı dışarıya göre 7-8 derece düşürülüyordu.) Fizik kuralları, ister devasa yapılar olsun, ister ise basit farketmiyor, aynılar...

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0
0

"Bunu nerden çıkardım işte yukarda yazmışsınız parçacıklar birbirine yaklaştıkça titreşimleri artar, çok çok daha yaklaşırlarsa duruyormuş, titreşimsiz gibi gözükürler vs. yanlış anlamadıysam yani. Şayet boşluğun böyle bir enerjisi varsa bu enerjiyi ortaya çıkarmak için Einstein’ın yolu izlenebilir mi?" kısmı için biraz ara verdim. Boşluk enerjisi veya vakum enerjisi deyi bir şey duymuşsunuzdur. Hatta bilim kurgu dizilerinde, Sıfır Modülü olarak ta geçiyor. Bunu şuna benzetiyorum. Marinana çukurunda açılmış bir boş alan.(Suyun olmadığı). Suyun buraya akmak için muazzam bir basınç kuvveti olacaktır. Eğer siz bu boşluğu sürekli hale getirebilirseniz, bu akıştan (potansiyel farkından) sürekli enerji elde edebilirsiniz. Bir jeneratör misali türbin sürekli üretim yapabilir. Ama yapılabilir mi? Belki Planck düzeylerinde mümkün ama daha büyük boyutlarda çok zor. Bu yapıyı açık bırakmak için sürekle destekleyici enerji harcamak gerekecek. Bence bu durumda, marinana çukurunda çay kaşığını çevirerek bir girdap boşluğunu elle oluşturmak daha kolay olurdu...:-) Buradaki enerji açığa çıkartılabilinir mi? (atom parçalanması gibi); Hayır... Atom parçalanması esnasında esasen açığa çıkan enerjinin çoğu, temel parçacıkları bir arada tutan bağların açılmasından çıkıyor. Kaybolan kütlenin çoğu da bu bağlardan kaynaklanan kütle. Ama elektronlar ve protonların kaybı yok . en fazla proton ve nötron sayısı farklı, farklı elementlere dönüşüyorlar. Bunlar daha az sayıda parçacık içerdiğinden, daha kararlı olabiliyorlar. Çok parçacık daha fazla birleşim olasılığı içerdiği için, daha kırılgan gibi... (10 legodan oluşan bir sistemin mi yoksa 1000 legodan oluşan sistemin mi bütünlüğünü etki altında korumak daha kolaydır?) Belki karanlık enerji denilen şey, bu tespit edilemeyen bölümdür. Peki evrende sıfır noktası alanları var mı? Bence var. Karadeliklerin merkezleri, olay ufkundan sonraki kısımlar doğal sıfır noktaları olmalı. Şöyle düşünün, su moleküllerini çok ısıtırsanız, buhar haline geçerler. Su molekülleri sahip oldukları kinetik enerji ile içinde bulundukları sistemde oraya, buraya çarparlar. Toplam kinetik enerjileri de zaten buhar gücü olarak kullanılıyor bu şekilde. Peki bu molekülleri , zorla çok dar bir huniden geçirirseniz, moleküllerin hareketleri kısıtlanır ve uzayda işgal ettikleri hacim azalır. Bu sürekli olursa, su moleküllerinin durgunlaşıp, yoğunlaştıkları ve toplandıkları bölge, düşük basınç alanı olur. Diğer taraftaki buhardaki moleküller ha bire bazı molekülleri buraya doğru iter.(Mesela iki aynı vektörlü molekülün toplam kuvvetinin, bir tane molekülü itmesi gibi...) Bu bir varsayım benimki ama akışkan dinamiğine uygun. ( 2-3 yıl evvel Birleşmiş Milletlerin bir yan kuruluşu, Afrika da, kulübelerde doğal soğutma yapmak için bu dinamiği kullanmıştı :-) Ev duvarından ağzı içeriye olacak şeklinde yerleştirilen, dibi kesilmiş pet şişelerle, evlerin ısısı dışarıya göre 7-8 derece düşürülüyordu.) Fizik kuralları, ister devasa yapılar olsun, ister ise basit fark etmiyor, aynılar...

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0
0

"şayet boşluğun enerjisini açığa çıkarabilirsek, yararsak diğer dalga/evren ile arada bir köprü oluşturabilir miyiz?veya otomatik oluşmaz mı?" Yani; bir bakıma evren içi veya varsayımsal olarak evrenler arası "Solucan Deliği"... Teori de, Evet olabilir...Pratikte, imkansıza yakın. Solucan delikleri bir bakıma karadeliklerin yanal yüzey alanları ile aynı zar (2 boyutlu alan) olmak zorunda, Bunun diğer anlamı ise marianna çukurunda, iki ucu açık bir silindiriin içini boş (uzaysız) tutmak demek. Suyun içeri girmemesi veye silindirin ezilmemesi iççin gerekli kuvvet ne kadar olabilir? (Bir pompa ile içindeki suyu, giren sudan daha hizlı boşaltmak için...) Bence solucan delikleri de benzer yapıda olmalı ister evren içi olsun, ister evrenler arası (eğer varsalar). Bu yüzden ancak Planck boyutlarında mikro solucan delikleri (oda geçici ve açık tutmak için çok az enerji gerektiğinden) mümkün geliyor. (Mariana çukurunda çay kaşığı ile bir insan geçecek kadar bir boşluk açma ile bir atomun geçeceği kadar boşluk açma farkı gibi...) Bir tek şu olabilir. Eğer uzay da (durgun su da) başka evrenler var ise, bunların genişleme dalgalarının keşiştiği yerlerde böyle ama tek yönlü köprüler olabilir. Tek yönlü çünkü, her iki evrenin aynı enerji miktarına ve yoğunluğuna sahip ve aynı genişleme aşamasında olma ihtimali düşük. Birinden biri , daha az enerji yoğunluğuna sahipse, yoğundan aza akış olmalı. Gerçe karadelikler için böyle bir varsayım üretildi ama, bu durumda bazı galaksi merkezi karadeliklerin milyarlık yaşlarına bakılırsa, evrenin enerji içeriğinde düzenli bir düşma görülmesi gerekirdi. Ya da bizden daha yoğun bir evrenden açılan solucan deliği olsaydı, (Ak delikler) bu sefer sürekli enerji artışı ve üstelik gözlemlenebilir bir kaynak tespit etmemiz gerekirdi. Sonuçta, evren'in ilk 380 bin yılından sonra gerçekleşen olayları, uzayda gezinen fotonlar ile tespit edebiliyoruz. (Uydu teleskoplar vasıtasıyla) Ama bu tür bir "net-kesin" gözlem yok.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0
0

"Şayet boşluğun enerjisini açığa çıkarabilirsek, yararsak diğer dalga/evren ile arada bir köprü oluşturabilir miyiz?veya otomatik oluşmaz mı?" Yani; bir bakıma evren içi veya varsayımsal olarak evrenler arası "Solucan Deliği"... Teori de, Evet olabilir...Pratikte, imkansıza yakın. Solucan delikleri bir bakıma kara deliklerin yanal yüzey alanları ile aynı zar (2 boyutlu alan) olmak zorunda, Bunun diğer anlamı ise marinana çukurunda, iki ucu açık bir silindirin içini boş (uzaysız) tutmak demek. Suyun içeri girmemesi ve "şayet boşluğun enerjisini açığa çıkarabilirsek, yararsak diğer dalga/evren ile arada bir köprü oluşturabilir miyiz?veya otomatik oluşmaz mı?" Yani; bir bakıma evren içi veya varsayımsal olarak evrenler arası "Solucan Deliği"... Teori de, Evet olabilir...Pratikte, imkansıza yakın. Solucan delikleri bir bakıma kara deliklerin yanal yüzey alanları ile aynı zar (2 boyutlu alan) olmak zorunda, Bunun diğer anlamı ise marinana çukurunda, iki ucu açık bir silindirin içini boş (uzaysız) tutmak demek. Suyun içeri girmemesi veya silindirin ezilmemesi iççin gerekli kuvvet ne kadar olabilir? (Bir pompa ile içindeki suyu, giren sudan daha hızlı boşaltmak için...) Bence solucan delikleri de benzer yapıda olmalı ister evren içi olsun, ister evrenler arası (eğer varsalar). Bu yüzden ancak Planck boyutlarında mikro solucan delikleri (oda geçici ve açık tutmak için çok az enerji gerektiğinden) mümkün geliyor. (Marinana çukurunda çay kaşığı ile bir insan geçecek kadar bir boşluk açma ile bir atomun geçeceği kadar boşluk açma farkı gibi...) Bir tek şu olabilir. Eğer uzay da (durgun su da) başka evrenler var ise, bunların genişleme dalgalarının kesiştiği yerlerde böyle ama tek yönlü köprüler olabilir. Tek yönlü çünkü, her iki evrenin aynı enerji miktarına ve yoğunluğuna sahip ve aynı genişleme aşamasında olma ihtimali düşük. Birinden biri , daha az enerji yoğunluğuna sahipse, yoğundan aza akış olmalı. Gerçi kara delikler için böyle bir varsayım üretildi ama, bu durumda bazı galaksi merkezi kara deliklerin milyarlık yaşlarına bakılırsa, evrenin enerji içeriğinde düzenli bir düşme görülmesi gerekirdi. Ya da bizden daha yoğun bir evrenden açılan solucan deliği olsaydı, (Ak delikler) bu sefer sürekli enerji artışı ve üstelik gözlemlenebilir bir kaynak tespit etmemiz gerekirdi. Sonuçta, evren'in ilk 380 bin yılından sonra gerçekleşen olayları, uzayda gezinen fotonlar ile tespit edebiliyoruz. (Uydu teleskoplar vasıtasıyla) Ama bu tür bir "net-kesin" gözlem yok. ye silindirin ezilmemesi iççin gerekli kuvvet ne kadar olabilir? (Bir pompa ile içindeki suyu, giren sudan daha hızlı boşaltmak için...) Bence solucan delikleri de benzer yapıda olmalı ister evren içi olsun, ister evrenler arası (eğer varsalar). Bu yüzden ancak Planck boyutlarında mikro solucan delikleri (oda geçici ve açık tutmak için çok az enerji gerektiğinden) mümkün geliyor. (Marinana çukurunda çay kaşığı ile bir insan geçecek kadar bir boşluk açma ile bir atomun geçeceği kadar boşluk açma farkı gibi...) Bir tek şu olabilir. Eğer uzay da (durgun su da) başka evrenler var ise, bunların genişleme dalgalarının kesiştiği yerlerde böyle ama tek yönlü köprüler olabilir. Tek yönlü çünkü, her iki evrenin aynı enerji miktarına ve yoğunluğuna sahip ve aynı genişleme aşamasında olma ihtimali düşük. Birinden biri , daha az enerji yoğunluğuna sahipse, yoğundan aza akış olmalı. Gerçi kara delikler için böyle bir varsayım üretildi ama, bu durumda bazı galaksi merkezi kara deliklerin milyarlık yaşlarına bakılırsa, evrenin enerji içeriğinde düzenli bir düşme görülmesi gerekirdi. Ya da bizden daha yoğun bir evrenden açılan solucan deliği olsaydı, (Ak delikler) bu sefer sürekli enerji artışı ve üstelik gözlemlenebilir bir kaynak tespit etmemiz gerekirdi. Sonuçta, evren'in ilk 380 bin yılından sonra gerçekleşen olayları, uzayda gezinen fotonlar ile tespit edebiliyoruz. (Uydu teleskoplar vasıtasıyla) Ama bu tür bir "net-kesin" gözlem yok.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0
0

"Şayet boşluğun enerjisini açığa çıkarabilirsek, yararsak diğer dalga/evren ile arada bir köprü oluşturabilir miyiz?veya otomatik oluşmaz mı?" Yani; bir bakıma evren içi veya varsayımsal olarak evrenler arası "Solucan Deliği"... Teori de, Evet olabilir...Pratikte, imkansıza yakın. Solucan delikleri bir bakıma kara deliklerin yanal yüzey alanları ile aynı zar (2 boyutlu alan) olmak zorunda, Bunun diğer anlamı ise marinana çukurunda, iki ucu açık bir silindirin içini boş (uzaysız) tutmak demek. Suyun içeri girmemesi veya silindirin ezilmemesi iççin gerekli kuvvet ne kadar olabilir? (Bir pompa ile içindeki suyu, giren sudan daha hızlı boşaltmak için...) Bence solucan delikleri de benzer yapıda olmalı ister evren içi olsun, ister evrenler arası (eğer varsalar). Bu yüzden ancak Planck boyutlarında mikro solucan delikleri (oda geçici ve açık tutmak için çok az enerji gerektiğinden) mümkün geliyor. (Marinana çukurunda çay kaşığı ile bir insan geçecek kadar bir boşluk açma ile bir atomun geçeceği kadar boşluk açma farkı gibi...) Bir tek şu olabilir. Eğer uzay da (durgun su da) başka evrenler var ise, bunların genişleme dalgalarının kesiştiği yerlerde böyle ama tek yönlü köprüler olabilir. Tek yönlü çünkü, her iki evrenin aynı enerji miktarına ve yoğunluğuna sahip ve aynı genişleme aşamasında olma ihtimali düşük. Birinden biri , daha az enerji yoğunluğuna sahipse, yoğundan aza akış olmalı. Gerçi kara delikler için böyle bir varsayım üretildi ama, bu durumda bazı galaksi merkezi kara deliklerin milyarlık yaşlarına bakılırsa, evrenin enerji içeriğinde düzenli bir düşme görülmesi gerekirdi. Ya da bizden daha yoğun bir evrenden açılan solucan deliği olsaydı, (Ak delikler) bu sefer sürekli enerji artışı ve üstelik gözlemlenebilir bir kaynak tespit etmemiz gerekirdi. Sonuçta, evren'in ilk 380 bin yılından sonra gerçekleşen olayları, uzayda gezinen fotonlar ile tespit edebiliyoruz. (Uydu teleskoplar vasıtasıyla) Ama bu tür bir "net-kesin" gözlem yok.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0
0

Asimetri'nin kaynağını sorgularsak, sanırım bunu bize en iyi matematik açıklar. Kütle, tek bir enerji paketçiğinin daha fazlasının bir araya gelmesi ile oluşmuş olmalı, (Tek kalan enerji paketçikleri; ya karanlık enerji sebebi olan pakeçikler ya da elektromanyetik dalgalarda foton olarak varlığını sürdürüyor olabilir bence...) Bir araya gelen paketçiklerin vektörleri ve titreşim fazları uyuştuğunda, artık ortak hareket eden bir sisteme dönüşmüş olabilirler (ilk kütleli parçacıklar). Ama başa dönelim, asimetrinin ortaya çıkışına... Durgun su moleküllerine dönersek, büyük patlamanın etkisi ile ilk nokta paketçik üzerindeki enerji, belirttiğiniz gibi eşdeğerli olarak yayılacaktır. Ancak kısa bir süre sonra, bazı paketçikler üzerinde daha yüksek gerilim birikirken, bazıları da oransal olarak çok daha az kuvvet altında kalacaktır. Her enerji paketçiğinin bir titreşime sahip olduğunu unutmamalıyız. iki paketçik bir araya geldiğinde bu titrişemler, yapıcı ya da yıkıcı girişim yapacaktır. Yapıcı girişimler daha geniş bir alanı işgal ederken, yıkıcı girişimlerin kapsayacağı titreşim alanı daha dar olacaktır. http://www1.lsbu.ac.uk/water/images/Brownianmotion.gif İlk kütleli parçacıkların oluşması ile bazı titreşim alanları ortaya çıkan boş alanlar, bu diğerleri için daha fazla alan sağlamış olacaktır. Böylece ister istemez paketçiklerin ve paketçik gruplarının izledikleri yollar düzensizleşecek ve simetri kırılacaktır.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0
0

Asimetri'nin kaynağını sorgularsak, sanırım bunu bize en iyi matematik açıklar. Kütle, tek bir enerji paketçiğinin daha fazlasının bir araya gelmesi ile oluşmuş olmalı, (Tek kalan enerji paketçikleri; ya karanlık enerji sebebi olan paketçikler ya da elektromanyetik dalgalarda foton olarak varlığını sürdürüyor olabilir bence...) Bir araya gelen paketçiklerin vektörleri ve titreşim fazları uyuştuğunda, artık ortak hareket eden bir sisteme dönüşmüş olabilirler (ilk kütleli parçacıklar). Ama başa dönelim, asimetrinin ortaya çıkışına... Durgun su moleküllerine dönersek, büyük patlamanın etkisi ile ilk nokta paketçik üzerindeki enerji, belirttiğiniz gibi eşdeğerli olarak yayılacaktır. Ancak kısa bir süre sonra, bazı paketçikler üzerinde daha yüksek gerilim birikirken, bazıları da oransal olarak çok daha az kuvvet altında kalacaktır. Her enerji paketçiğinin bir titreşime sahip olduğunu unutmamalıyız. iki paketçik bir araya geldiğinde bu titreşimler, yapıcı ya da yıkıcı girişim yapacaktır. Yapıcı girişimler daha geniş bir alanı işgal ederken, yıkıcı girişimlerin kapsayacağı titreşim alanı daha dar olacaktır. http://www1.lsbu.ac.uk/water/images/Brownianmotion.gif İlk kütleli parçacıkların oluşması ile bazı titreşim alanları ortaya çıkan boş alanlar, bu diğerleri için daha fazla alan sağlamış olacaktır. Böylece ister istemez paketçiklerin ve paketçik gruplarının izledikleri yollar düzensizleşecek ve simetri kırılacaktır.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0