0

Hiç kafa karıştıracak bir şey yok gibi geliyor bana. Çünkü unuttuğumuz bir şey var. Evrenin tam bir denge halinde olduğunu gözlemlediğimizi söylerken, bunun sağlanması için daha önce ısı dengesi sağlanmış olmalıdır. Hani ben sormuştum, baskı altındaki sıvı kabın tamamını doldurur mu? diye. Burada bunu unutuyoruz. Baskı altındaki enerji her yerde aynı olan bir ısı dengesinde tüm kabı doldurmuş durumdadır. Yani her yeri, her zerresi aynı ısıda olmalıdır ki bu gün ölçülen mikro dalga kozmik fon ışıması her yönden aynı ısı değerinde gelsin. Çünkü şişmeden sonra saçılan malzemenin birbiriyle ısı dengesi sağlayabilmesi mümkün olmazdı. Isı dengesi patlamadan önce sağlanmış olmalıdır. Ayrıca bu ısının neler yapabileceğini, nelere sebep olabileceğini bilmiyoruz, bilemeyiz. Bu ısı, kütle çekimini bile baskılayabilecek bir derecede olmalıdır. Yani aslında genleşmek isteyen güç, evrenin kendisi kadar bir karadelik gücünü engelleyip, dışa doğru patlatan bir güç. Bu ısı derecesi ölçülemez bence çünkü ışık hızı limiti üzerinde bir basınç sağlayabilir ve karadelik çökmesini çok kolay durdurup, daha sonra patlatabilir. Bu aslında kendi kendisinden güç alan bir sistem. \"Asıl güç kütlesel çökme eğiliminde\" \"Bu güç çökmek isterken ısı yaratıyor, çünkü çökmesi için büzülmesi gerekir ve büzülme ise ısıyı arttırır.\" \"Çökmek isteyen güç ne kadar kuvvetli olursa olsun, kendi kuvveti öyle bir ısı yaratır ki kendisine engel olan bir basınç sağlar. \" \"O zaman sistem fazla ısıyı, basıncı dışarı atmak ister.\" (Tıpkı bir süper nova gibi) Yani dışarıdan bir basınç gerekmeden sistem kendi basıncını kendi gücüyle sağlar.

Necmi Tüfek 7 yıl önce 0
0

Biz (en azından ben) kendimizi daha bu işin içinden çıkartamadık ki, sizi çıkartabilelim.? Bu tamamen verilen cevaplarla yetinme düzeyine bağlı... :-) Bazı konuları farklı yorumluyor olsa da çok büyük oranda Necmi bey\'i tasdikliyorum. Ek olarak,(farklı olabilecek kısımlar için); Şişe ve içindeki sıvı benzetmesi çok uygun değil. Ama ortak bir noktaları var. Her ikisi de evrensel temel olan aynı kanun ve kuralları kullanarak bu şekilde hareket ediyorlar. Yani buz ve şişe örneği, benzer olmasa bile aynı fizik kanunları çerçevesinde hareket ediyor olmalı. Tabii bir şişe ve içindeki sıvı için kullanılan kanun sayısı, evreninkine oranla çok düşük olabilir. (Belki 50 kuralın sadece 2 tanesi gibi...) Bu yüzden tek başına açıklamaya muktedir değil. Evrenin genişlemesi boyunca, önce ısının (= enerjinin) homojen şekilde dağılmış olması şart. Şişede de durum benzer. İç basınç, (enerjisi) homojen. Evrenin ilk genişleme halindeki durumunda, tüm enerji parçacıklarının (KEP), potansiyel bir enerji durumunda olduğunu düşünüyorum. Bu sanırım Necmi Bey\'in negatif enerjisi yaklaşımına ve tanımına denk geliyor. Bu potansiyel enerji, bu enerji paketçiklerini tireşimden alıkoyuyor. Çünkü sistem çok düzenli ve homojen. Tüm enerji paketçikleri birbirini dengeliyor. Ardından bir tepki, hafif bir dokunuş ile zincirleme olarak bu denge yapısı bozuluyor. Burada benim için sorun, kapalı bir sistem olan evrenin bir dış kabının-zarının, olup olmadığını bilememek. Necmi Bey, nötr bir zar tanımı yaptı ve çok makul ... Ama diğer yandan böyle bir zar da , hatta zar\'a (şişeye) gerek olmayabilir. Yani, sadece durgun enerji denizinde genişleyen bir aktif enerji alanı olabilir. Her iki durumda da, Necmi Bey\'in belirttiği gibi doğal bir iç basınç ve genişlemenin aşamalı sınırları olacaktır. Bu iç gücü, potansiyel haldeki (KEPlerdeki) enerjinin kinetik hale dönüşmesinden karşılandığını düşünüyorum. BU enerji paketçikleri titreşme alanı buldukça, bireysel titreşim alanlarını genişletirken, toplu haldeyken evreni (uzay-zaman kısmını) de genişlemeye zorluyorlar.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0