Kanser tedavisinde yeni yaklaşım: Fotodinamik Terapi
İnsanlık olarak tarih boyunca karşı karşıya kaldığımız en büyük sorunlardan birisi kanserdir. Dünyanın her yerinden bilim insanları ve araştırmacılar, bu sorunu çözmek için tahmin edilemeyecek kadar çok para ve zaman harcamaya devam ediyorlar.

Karşılığında elde ettiğimiz çözüm önerileri kısıtlı, fakat gelecek vaat eden çözümler. Bu yazıda sizlere, kesin çözüm olma potansiyeli olan farklı bir kanser tedavisi yöntemi olan ‘Fotodinamik Terapi’ den bahsedeceğim.

Yıllardır kullanılan ve kabul görmüş kanser tedavi yöntemleri arasında hepimizin bildiği; cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi var. Fakat bu yöntemler fazlaca yan etkiye sahip ve hastaların yaşam kalitesini hatırı sayılır derecede düşürüyor.

Son 30 yıldır bilim insanları ve araştırmacılar yeni ve etkili bir kanser tedavi yöntemi olmaya aday; lazer terapisi üzerinde çalışmalar yürütüyor. Şu ana kadarki sonuçlar lazer terapinin, geleneksel tedavi yöntemlerini gölgede bırakıp, kalıcı bir tedavi yöntemi olabileceğine işaret ediyor (1).

Lazer terapi yöntemlerinin en etkilisi ve en gelecek vaat edeni ise; ‘Fotodinamik Terapi’ (Photodynamic Therapy - PDT). PDT yöntemi temelde; lazer ışığı ve özel olarak bu ışığa tepki veren bir molekülden (photosensitizer) oluşuyor. PDT; prostat kanserinde, küçük hücreli akciğer kanserinde, kolon kanserinde, göğüs kanserinde ve cinsel organ kanserlerinde kullanılabiliyor (1-2).

Şekil-1: Fotodinamik terapinin çalışma prensibi; ışıkla etkileşen özel molekül (photosensitizer), ışıkla tepkimeye girdiğinde bulunduğu hücredeki oksijenle birleşerek bir yanma tepkimesi oluşturuyor ve bu da kanser hücresinde ölümcül bir sonuç yaratıyor.

Yukarıda bahsettiğimiz özel molekül spesifik olarak seçilmiş bir dalga boyundaki ışıkla etkileşime geçtiğinde kimyasal bir tepkime veriyor. Bu tepkime, çok temel olarak ekzotermik bir reaksiyon; yani, etraftaki oksijeni yakarak ısı açığa çıkarıyor. Bu ısı artışı hücresel boyutta olduğunda kanser hücreleri çok hızlı bir şekilde yapısal bozunmaya uğrayıp, ölmeye başlıyor. İnsan vücudundaki bu sıcaklık artışına ‘hipertermi’ (hyperthermia) deniyor. PDT yönteminin en temel dayanağı bu hipertermi etkisi (3).

Şekil-2: Hiperterminin kanser hücrelerinin kan damarlarına verdiği hasar sonucu kanser hücrelerinin ölümünü gösteriyor.

Kanser hücreleri için sıcaklık sınırı 42.5°C ve bu sıcaklığın üstüne çıktığımızda, kanser hücreleri, hücre ölümüne (apoptosis) uğruyor. Kanser tedavisi için kullanılan hipertermi, bütün vücudun sıcaklığını arttırmıyor, sadece kanser hücreleri olan bölgede lokal bir ısı artışı sağlanıyor, dolayısıyla bu da hastaya herhangi bir rahatsızlık yaşatmıyor (3).

PDT, umut verici bir kanser tedavi adayı olmasına rağmen, her hastada aynı sonucu vermeyebiliyor. Henüz tam anlamıyla süreci etkileyen faktörler belirlenip anlaşılamadığı için oturmuş bir tedavi yöntemi sayılamaz. Ancak hali hazırda, deri kanserlerinde (melanoma) yaygın olarak kullanılan ve iyi sonuçlar alınan bir yöntem. PDT üzerinde araştırmalar devam ediyor ve bu yöntem gelişmeye devam edecek, bu da belki ilerleyen yıllarda farklı kanser türlerinde de kabul gören bir tedavi yöntemi olmasını sağlayacak.

Kaynaklar
1. Dolmans D, Fukunura D, Jain R. Photodynamic Therapy for Cancer. Nat Rev Cancer 3:380-387.2003
2. Gollnick S, Brackett C. Enhancement of anti-tumor immunity by photodynamic therapy. Immunol Res 46: 216-226. 2010
3. Hall EJ: Hyperthermia In: Radiobiology for the Radiobiologist. 5th edition. Lipincott Williams & Wilkins. 495-520. 2000

Görsel Kaynaklar
Şekil 1: http://www.hakanbuzoglu.com/wp-content/uploads/ 2015/04/Fotodinamik-tedavi-300x225.jpg
Şekil 2: http://www.lemmo.com/hyperthermia/hyperthermia-background/

Yağız Oyun
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü / Fizik Yüksek Lisans - theyagizo

0 yorum