İklim Değişikliği
Günümüzde yaşadığımız ve gelecek için bizi bir hayli endişelendiren bir problemimiz var: “İklim Değişimi”. Özellikle son 50 yılda ivme kazanan değişim ve nedenlerine bakalım istiyorum bir sonraki yazıda da çözüm yollarını tartışabiliriz.

İklim değişimi, iklimi tanımlamamızı sağlayan etmenlerin ve hava olaylarının alıştığımızın dışında seyretmesidir diyebiliriz. Ancak, belli bir bölgede iklimi tanımlarken hava şartlarının uzun süreli gözlemlenmesi ne kadar önemli ise iklim değişikliğinden bahsetmek için de aynı önem söz konusu. 



2013 yılı aylık ortalama sıcaklıkları ocak, şubat, mart, nisan, mayıs, haziran, ağustos ve kasım
aylarında 1981–2010 normallerinin üzerinde; ekim ve aralık aylarında normallerinin altında;
temmuz ve eylül aylarında ise normalleri civarında gerçekleşmiştir. 1

Yani birkaç gün boyunca mevsimsel beklentimizin dışında sıcaklıklar ya da yağışlar olması iklim değişikliği olarak adlandırılamaz. Bu değişimlerin yıllara yayılmış olması ise ciddi problemlerin göstergesidir. Örneğin son birkaç yıldır kış aylarında beklediğimizden epey sıcak ya da tam tersi iklime aykırı soğuk günler yaşamaya başladık. Beklenen yağışlar olmadığı için barajların su seviyelerinde düşüş meydana geldi ve bu da birkaç gün süren su kesintilerine neden oldu. “Eskiden dere yatağı olan yer kurak bir araziye dönüştü.” , “Falanca gölün kıyı çizgisi geriye çekildi.” gibi haberleri duymaya başladık hatta bu haberleri kanıksadık. Yukarıda bahsettiğimiz olaylar, iklimde değişikliğinin belirtileri. Bunların haricinde mevsimlerin başlangıç ve bitiş tarihlerinde yaşanan ötelenmeler de dikkat çeken bir konu. 

İklim değişimi son asırda hayat standartlarımız ve sağlığımız açısından tehdit unsuru olmaya başladı. Değişimin temel nedenleri giderek artan insan populasyonu, kaynakların yanlış kullanılması ya da kaynaklara verdiğimiz ciddi hasarlar olarak sıralanabilir. Populasyonumuzun giderek artması, üretimin seri hala gelmesini mecbur kıldı. Yani sanayileşme kaçınılmaz oldu. 1800’lerde sanayileşmenin ciddi bir boyut kazanması başlangıçta hayatımızı kolaylaştırsa da günümüzde kontrol altına almaya çalıştığımız bir probleme dönüştü. Şu an dünya nüfusu 7 milyarın üzerinde, artık daha çok fabrikaya daha çok arabaya-otobüse, daha çok eve , daha çok enerjiye kısacası herşeyin daha çoğuna ihtiyacımız var. Bu gereksinimleri elbette karşılamak zorundaydık. Ancak üretimimizi doğal kaynaklar hiç bitmeyecek gibi yaptık. Üstelik doğadan faydalanırken atık maddeleri arıtmayı ve çevreye zarar vermeyecek şekilde yok etmeyi, fabrika bacalarını filtrelemeyi, boş odada yanan ışığı söndürmeyi, akıtan musluğumuzu tamir etmeyi ihmal ettik. Bu ihmallerin sonucunda doğa bize geri dönüt verdi: Küresel ısınma ve soğuma nihai olarak da iklim değişiklikleri. Maalesef hepimizin tek tek neden olduğu bu ihmaller 7 milyar kat büyüdü ve ciddi bir problem haline geldi. Peki şimdi ne yapmalıyız? 


Sanayi devrimi ile birlikte küresel ısınmanın baş etkeni seragaz birikimlerindeki değişiklikler 2


Bu problemi yok edemesek de aza indirgeyebiliriz. Öncelikle küresel ısınmanın sebebi olan sera gazlarında azalma sağlamalı, doğal kaynakları tüketme konusunda evrensel bir bilinç oluşturmalı, bilinçlenmenin yanında bir an evvel ciddi önlemler almalıyız. Bir sonraki yazıda iklim değişimine neden olan faktörleri, bu faktörleri ortadan kaldırma ya da en azından azaltmanın yöntemlerini inceleyelim.

Kaynak
[1] http://www.mgm.gov.tr/FILES/iklim/2013-yili-iklim-degerlendirmesi.pdf
[2] http://climatevolunteers.com/?page=iklimDegisikligi

Ebru Şimşek
Boğaziçi Üniversitesi / Fizik Yüksek Lisans - Boğaziçi à niversitesi Fizik Mezunu Boğaziçi à niversitesi Fizik Yüksek Lisans Öğrencisi Deneysel yüksek enerji ve parçacık fiziği

0 yorum