Belli ses aralığında duyularımız gelişmiş. Peki o ses aralığı dışındaki sesleri duyabileceğimiz bir cihaz icat edilmiş mi? Mesela bir köpek başka ses aralığında havlamaktan ibaret olmayabilir mi?
Mikrofon.
Decibel meter
İcat edilen cihazlar sesi duyma frekansımıza uygun hale getiriyor olmalıdır. Evrim canlının ihtiyaçlarındaki karşılaşılan ortamın frekansıyla evrilmiştir. Onun altı ve üstü kulak zarı ve kupulalarda ayırt edebilecek bir etki yapamıyor görünmektedir. Yani kulak zarı etkisiyle titreşen iç kulaktaki sıvıyla hareket eden kupulalar çok yüksek frekanslarda ve düşük frekanslarda harekete, uyarıma neden olamamakta ve ayırt edilememekte görünmektedir. Duyma aralığında farklı frekanslara cevap veren kupulalar vardır.
Dalga aralığı çok sık olduğu için belkide titreşimler zarın, orta kulak kemiklerinin ve kupulaların bir uyarıyı tamamlamadan üst üste gelmesi etken olabilir. Yanı boyut önemli olabilir. Belkide uzayın boşluk olmamasına rağmen sesi iletmeme nedenide böyle bişeydir. çünkü uzay kuantsal enerji alanıdır. Boş deyildir.Belkide anlayamadığımız ölçülerde ses uzayıda etkiliyordur.
Yarasalar daha yüksek frekanslı sesleri duyabilmektedir. Köpeğimizde öyle olabilirdi. Ortam evrimine uygun ihtiyaçları olsaydı gibi.
Yarasalar daha yüksek frekanslı sesleri duyabilmektedir. Köpeğimizde öyle olabilirdi. Ortam evrimine uygun ihtiyaçları olsaydı gibi. Ama yine bir frekans aralığı olurdu sanırım. Bunu görmeyede uyarlayabiliriz. nasılki çok küçük, foton salınımı yoğun olamayacak kadar küçük bir şeyi göremiyoruz . mesela elektronu düşünelim salınan fotonunmu elektronunmu görünümü olur ikiside değil galıba foton yoğunluğunun çizdiği şekli görüyoruz galiba. Yani bizler makro düzey aralığında oluşmuş işleyişin düzeneğinde görünmekteyiz.
Foton icin dediginiz dogru.Baska bir yildiz sistemindeki, mesela cift yildiz sistemindeki bir gezegende evrim farkli islerdi.
İcat edilen cihazlar sesi duyma frekansımıza uygun hale getiriyor olmalıdır. Evrim canlının ihtiyaçlarındaki karşılaşılan ortamın frekansıyla evrilmiştir. Onun altı ve üstü kulak zarı, tüycükler, kısacası tüm sistemde ayırt edebilecek bir etki yapamıyor görünmektedir. Yani kulak zarı etkisiyle titreşen iç kulaktaki sıvıyla hareket eden basal membran, tüycükler çok yüksek frekanslarda ve düşük frekanslarda harekete, uyarıma neden olamamakta ve ayırt edilememekte görünmektedir. Duyma aralığında farklı frekanslara sistem etkisiyle cevap veren ses tüycükleri vardır.
Dalga aralığı çok sık olduğu için belkide titreşimler zarın, orta kulak kemiklerinin, basal mebran, ses tüycüklerinin esasen kısaca sistemin bir uyarıyı tamamlamadan üst üste gelmesi etken olabilir. Sistemimizin evrim ihtiyaçlarında buna gerek olmamış ve evrimisel sistemimiz buna cevap verememektedir. Yanı boyut önemli olabilir. Belkide uzayın boşluk olmamasına rağmen sesi iletmeme nedenide böyle bişeydir. çünkü uzay kuantsal enerji alanıdır. Boş deyildir.Belkide anlayamadığımız ölçülerde ses uzayıda etkiliyordur.
![Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]](https://www.fizikist.com/uploads/img/uzay-calismalarinin-onemi.jpg "Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]")