Ömer Bey,
Evren var olurken madde antimadde simetrisi madde lehine milyarda bir oranda bozulduğu için bu şekildeki madde evreninde bulunduğumuz söylenir. Ve bu da gerçekten böyle olduğu için şimdiki evrendeyiz. Ama, bu simetri antimadde lehine bozulmuş da olabilirdi. O zaman da yine kendimizi madde olarak görür ve simetrisini antimadde olarak tanımlardık. (Bunun için hiç bir engel olmadığı savunuluyor.)
Öyle bir evrende olsaydık, elektron-elektron çarpışması ne sonuç veriyorsa yine aynı sonucu elde ederdik. Bilindiği gibi, elektron "lepton" sınıfındandır. Leptonlar, elektron-muon ve tau isimleriyle tanımlanan üç farklı ağırlıkta parçacık grubudur. Yani bir çarpışmanın enerjisi ne kadar yüksekse o ağırlıkta lepton elde ederdik. Artı çok enerjik fotonlar ve kaçıp giden nötrinolar elde ederdik.
Tabii ki pozitron elde etmek çok zor ve zahmetlidir. Bir de üstelik bunları karşılıklı hızlandırıp çarpışmalarını sağlamak gerekir. Elektrik yükleri yüzünden birbirlerini itecekler ve çarpışmayı reddedeceklerdir. Bu yüzden yüksek hıza ulaştırmak, elektrik itme gücünü yenebilecek seviyede hızlandırmak gerekir. Eğer bu yapılabilirse çarpışma sonucu yine çok enerjik fotonlar, enerji seviyesine göre anti muon veya anti tau meydana gelebilir. Elbette nötrino ve anti nötrinolar da.
Yani bence, antimadde-antimadde çarpışması olursa madde değil yine antimadde sınıfından daha ağır parçacıklar oluşur. Aynı bizim madde evrenimizde olduğu gibi.
![Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]](https://www.fizikist.com/uploads/img/uzay-calismalarinin-onemi.jpg "Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]")