Dalgadan parçacığa geçişte meydana gelen değişimi, bir tas suya bir damla su damlatınca tastan yukarı yükselen ve küresel bir şekil alan yeni damla(parçacık) oluşumuna benzetebilir miyiz?O da dalgadan
Yalnız burada olan işin su şeklindeki hali de olabilir sadece ya da en azından elektromanyetik dalgadan parçacık oluşumuyla ve buna benzer tüm süreçlerle ortak bir yanı var olan bir süreç midir acaba diye düşünüyorum.
"Dalgadan parçacığa geçiş" derken neyi düşünüyorsunuz bilmem ama bir cismin dalga özelliği onun küçüklüğü ve hızıyla orantılıdır. Hareketinden dolayı tüm maddi şeylerin dalga özelliği vardır. Büyük cisimler için bunun farkına varılması zordur ama küçükler için varoluşsal bir özelliktir. Neden varoluşsal? Çünkü bir cismin dalga özelliğini ortadan kaldırırsanız cismin kendisi de yok olur. Yani parçacıkken başka, dalgayken başka bir "şey" değildir. Meydana geldiği andan itibaren hem dalga hem de parçacık özelliklerini muhafaza eder. Bunlar birbirlerinden ayrı şeyler değildir. Yani birinden diğerine geçiş diye bir şey olmaz. Birlikte vardırlar.
Foton başka bir şey, ışık başka bir şey diye düşünen kişiler var gördüğüm kadarıyla. Bu bağlamda düşünseler o zaman durumun farkına varabilirler.
Beni böyle düşünmeye iten şey çifte yarık deneyinin sunumunsa geçen şu cümle: "Bir gözlemci elektrona baktığında ise ilginç bir şey oluyor ve o ana kadar dalga gibi davranan elektron, sanki gözlendiğini farketmiş gibi parçacık gibi davranıyor ve yarıklardan birini tercih ediyor". İşte bu ifade bana dalga ile parçacık ayrı bir şeydir diye düşündürdü ve yukarıdaki bir tas su örneğini verdim.
Beni böyle düşünmeye iten şey çifte yarık deneyinin sunumunda geçen şu cümle: "Bir gözlemci elektrona baktığında ise ilginç bir şey oluyor ve o ana kadar dalga gibi davranan elektron, sanki gözlendiğini farketmiş gibi parçacık gibi davranıyor ve yarıklardan birini tercih ediyor". İşte bu ifade bana dalga ile parçacık ayrı bir şeydir diye düşündürdü ve yukarıdaki bir tas su örneğini gözümün önüne getirdi.
sanırsam kuantum boyutunu öğreniyorsun ve bu seni zorluyor çok normal olduğu gibi düşün bildiğinle kıyaslama bilmediğin olarak gör
Bazı şeyleri anlatırken fizikçiler kısaltmalar ya da benzetmeler yaparlar. Bunlar aktarılırken yorum yapılmadan aktarılır. Yani aslında "Bir gözlemci elektrona baktığında" derken, gözlemci yerine kullanılan düzeneğin gözlendiğini söylemiş olurlar. Çünkü zaten bir elektron hiç bir şekilde gözlemci olsun veya gözlemci yerine kullanılan düzenek olsun gözlenemez. Ancak dolaylı yoldan yani çarpma sonucu elektron yok olduğunda meydana gelen ışıma gözlenmiştir. Parçacıklar ancak yok olduklarında meydana gelen etki nedeniyle gözlenebilirler. Nedeni çok basit aslında. Çünkü kuantum boyutunda "belirsizlik" ilkesi var. Hiç bir parçacığın yeri yani konumu gözlenemez. Yani parçacık gözlenemez. Belirsizlik ilkesi buna izin vermez. Bu yüzden parçacığı gözlemek için bir düzenek kullanırsanız parçacık olarak görürsünüz. (İki yarık örneğinde bu yarıkları gözlemek anlamına geliyor.) Yarıkları gözlerseniz elektronun sadece birinden geçtiğini görürsünüz. Yarıklara bakmadan varış yerini gözlerseniz o zaman da dalga özelliğinin girişim deseni karşınıza çıkar. Yani olayın özü şu; Sizin düzeneğiniz parçacık özelliğini görmek için kurulmuşsa parçacık özelliği görürsünüz. Dalga özelliğini görecek şekilde kurulmuşsa o zaman dalga özelliği yüzünden girişim olur ve şeritli sonuç ortaya çıkar. Belirsizlik ilkesi bu iki şeyin yani konum ve hızın aynı anda ölçülmesine izin vermediği için ikisini birden ölçecek bir düzenek yapamazsınız. Bu mümkün olmaz. Yani aslında garip veya sihirli bir şey yoktur ama bunu anlatırken nedense gizemli bir şeymiş gibi göstermek hoşlarına gidiyor belki de...
Hayır, benzemiyor. "Emin cevap" vermeden önce kavramam gereken konular var hala bakıyorum... Şu anki halde, rüzgarla süükenirken kinetik enerjisi artan su damlacıklarının, su yüzeyindeki durumuna benziyor. Bu kaynakları anlmaya çalışıyorum... Benden daha fazla faydalanabilirsiniz belki de... http://math.mit.edu/~bush/wordpress/wp-content/uploads/2017/12/Pucci-Slits-2017.pdf http://math.mit.edu/~bush/wordpress/wp-content/uploads/2017/12/Saenz-NatPhys-2017-.pdf
Hayır, benzemiyor. "Emin cevap" vermeden önce kavramam gereken konular var hala bakıyorum... Şu anki halde, rüzgarla sürükenirken kinetik enerjisi artan su damlacıklarının, su yüzeyindeki durumuna benziyor. Bu kaynakları anlamaya çalışıyorum. (Belki siz daha fazla verim alabilirsiniz. anlayışım, bilgimle sınırlı çünkü...) http://math.mit.edu/~bush/wordpress/wp-content/uploads/2017/12/Pucci-Slits-2017.pdf http://math.mit.edu/~bush/wordpress/wp-content/uploads/2017/12/Saenz-NatPhys-2017-.pdf
![Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]](https://www.fizikist.com/uploads/img/uzay-calismalarinin-onemi.jpg "Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]")