Buket hanim karadeliklerin olay ufkuna girildiginde giren seyi icine ceker yutar nasil bir delik acabiliriz?

hayal ediyoruz ona göre birşeyler söylüyorum. Kara delik diyelim ki solucan deliğini yuttu. Hiç parçalara ayırmadan. Bu durumda solucan deliği yok olur ve gene bir şey kalmaz. Solucan deliğini yutsada bir şey değişeceni sanmam. Eğer solucan deliğinin iki ucu bağımsız olursa , kara deliğinde solucan deliğinin bir ucunu hiç parçalara ayırmadan yuttuğunu varsayarsak kara deliğe girip çıkabiliriz. Bu biraz ışınlama oldu. Bu söylediğim imkansız bir şey sadece hayal. Kara deliklerin içini böyle bir durum olsa öğrenebilirdik.

ama solucan deliğini uzayın bir parçası olarak sayarsak solucan deliği yok olmaz. Kara delik evrenin başka bir ucundan çıkabilir. Böyle bir durum da şöyle işimize yarar. Dünyamıza bir kara delik yaklaşırsa solucan deliği açabilecek bir durumdaysak kara delikten kurtuluruz.

Solucan delikleri teoriksel olarak 3 kısımdan oluşurlar. Giriş ( ağız ) , boğaz ( orta nokta ) ve çıkış ( ağız ). 2 ağzı ve bir boğazı vardır solucan deliklerinin. Şimdi diyelim ki; solucan deliğinin giriş kısmını kütleçekimsel bir kuvvet ile karadeliğin olay ufkuna ittik. Solucan delikleri ile ( bose-einstein tarzı ) karadeliklerin en büyük ortak özellikleri ikisi de uzay-zamanı büküyor bir şekilde. Sanırsam başka ortak noktaları yok. Solucan deliğinin giriş ağzının olay ufkunda bulunan kütleçekim diskinde döndüğünü hayal edelim. Bu olay gerçekleşirken karadelik nasıl davranır ? X-ray ışınları yayar mı ? Diğer yandan teorik anlamda bir solucan deliği ( portal ) aktif iken büyük miktarda " enerji " gerektirdiğini söyleyen bilimsel çalışmalar var. Ve bu enerjinin " kara madde " olmasını söyleyen bilimsel olduğundan emin olmadığım çalışmalar da var. O zaman bu kozmo-fantastik olay gerçekleşirken " kütle çekim " dalgaları oluşur muydu ? Yada en saçma nokta. Eğer biz içine içine bakmadığımız o solucan deliğini, bir karadeliğin olay ufkuna ittiğimizde o solucan deliğinde seyehat etmekte olan bir uzay aracı olsa idi; Uzay aracı, karadelik solucan deliğini yutarken solucan deliği ile yutulur muydu ? Yoksa aniden enerjisini karadeliğe kaptıran solucan deliği çökerdi ve uzay aracıda bilinmeyen bir uzay-zaman koordinatına mı düşerdi ? Süper kütleli bir karadelik solucan deliğini yutuyor ve eğer biz solucan deliğinin içindeki işşsiz " uzay aracını" düşünüyor isek; evet bugünlük tutarlı saçmalama yeterli demektir.

Güç dengeleri açısından karadelik ve solucan deliği çok farklıdır. Karadelik çökmüş madde yığınıdır. Çekim gücü ışık hızını aşmıştır ve artık ondan dışarıya hiç bir şey çıkamaz. Yani her şeyin içine düştüğü ve hiç bir şeyin çıkamadığı bir yapıdır. Solucan deliği henüz düşünce halinde bir yapıdır. Temel fikir; maddesel olmayan enerjiyi toplayıp kendi üzerine bükerek ortası boş bir kara delik yaratmaktır. Ama kontrolün her an kaybedilebileceği çok yüksek enerji gerektirir ve insan uygarlığının böyle bir enerjiyi toplayıp kontrol etmesi şimdilik hayal ötesi bir düşüncedir. (Makul boyutlarda) Yani, bir kara deliği yerinden oynatabilecek tek güç ondan daha güçlü bir kara deliktir. Solucan deliği prensip olarak kara delikten daha fazla enerjiye sahiptir. Eğer yeteri kadar büyük bir solucan deliği mümkün olursa bir karadeliği yutabilir. Yerinden oynatabilir. Ama bundan sonrası biraz farklı gelişebilir. Solucan deliğinin ortası çekimsiz bir alandır. Yani çevresindeki çekim gücü ortadaki uzayı hem boş hem de vakumlanmış bir hale getirir. Burası negatif basınç alanıdır ve içine çektiği madde derhal genleşir ve deliğin çeperini meydana getiren enerjinin çekimi ile adeta lime lime edilip dağıtılır ve yok edilir. İşte o sırada karadeliğin sahip olduğu güç açığa çıkar ve hep birlikte patlayıp havaya uçarlar. Tüm güç kontrolsüz olarak çevreye yayılır ve muhtemelen kıyamete benzer bir aktivite haline gelebilir. (Söz konusu güç, yüzlerce güneş kütlesine eşdeğerdir) Biraz karamsar bir hayal gücü çalışması oldu sanırım ama bence olacak olan budur.

Sn.Buket Gökpınar ; ülkemizde "KANDİLLİ RASATHANESİ" artık amatör sayılabilecek rasatlar yaparak uzay ortamı kayıt altına almaya çalışır. Fakat ülkemizde ki astronomi bölümü mezunlarının çok büyük bir bölümü farklı işlerle uğraşır.Bu tip araştırmaları da başta profesyonel fizikçiler olmak üzere ekserisi amatör olmak üzere farklı meslek erbabı insanlar yapar.Ama en acısı da yapılan araştırmalar ,yabancı meşeyli makalelerin okunması yada Türkçeye çevrilmesiyle olur. Yani değerli kardeşim burada yazı yazanların tamamı yazdıkları yazıları bir yerlerden bulup buluşturup yazarlar. Gelelim sizin solucan deliği sorunuza,teknik anlamda ne bu gün ne de yarın teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin böyle bir şey elimizdeki malzemelerle mümkün değil,malzeme derken kainatın tamamına yayılmış bizim de yapı taşlarımızı oluşturan atomlardan bahsediyorum. Eğer bir gün birileri kalkıp ta ben ışık kuarklarının oluşturduğu atomlardan farklı bir ,madde nüvesi yaptım derse , o zaman bir şey diyemem.Ama bu haliyle bilim-kurgu filmlerinde kullanmayı adet haline getirdikleri tırışkadan şeylerle bir yerlere varmayı düşünüyorsanız ,size ve sizin gibi düşünen arkadaşlarıma boşuna yorulmayın derim. Kara delikler içinde yazılarımı okursanız bir nebze fikriniz değişebilir. Bu arada Türkiyede bu konuda kendi fikri olarak bu konuya değinen ve ısrarla bu konuyu işleyen tek kişi benim. Bunu da üzülerek beyan edeyim. Saygılarımla.

Albert Einstein ve Nathan Rosen, Genel Görelilik kuramını kullandıklarında uzay-zaman içerisinde köprülerin varolduğu önermesinde bence bir tür ışınlanma aradılar.Soruda kara deliğin solucan deliğini yutacağını düşünürsek,solucan deliğinin kara delikten çıkacağı varsayımında da bulunabiliriz.Teknoloji ilerlediğinde bence kara deliği çok ama çok daha keşfedeceğimizi düşünüyorum.Buradaki en önemli temel silahlarımız solucan deliği ve fiziksel hesaplamalar olacaktır diye düşünüyorum..