0

Fotonlar da dahil olmak üzere evrenimizdeki her parçacık, \"Higgs alanı\" dediğimiz bir alan içerisinde hareket ederler. Bunu su içerisinde yüzmeye benzetebilirsiniz; ya da sert rüzgarlı bir havada, rüzgara karşı yürümeye. Nasıl ki su içerisinde veya rüzgara karşı ilerlemek zorsa, parçacıklar da Higgs alanından geçerken zorlanırlar ve bu onlara kütle kazandırır. Farklı parçacıklar Higgs alanıyla farklı şiddetlerde etkileşime geçerler. İşte bu sebeple bazı cisimler daha ağırdır, bazı diğerleri daha hafiftir. Fotonlar da Higgs alanından geçerler; ancak onunla hiç etkileşmezler, olduğu gibi içinden geçer giderler. Bu ne anlama gelir? Fotonlar bu alanla etkileşmedikleri için, onların hızını kesecek hiçbir unsur yoktur. Bir diğer deyişle, serbest bir şekilde, hiçbir engele takılmaksızın uzayda hareket ederler. Dolayısıyla tek sınırları, halihazırda var olan sabit hızları gibi gözükmektedir. Bu hız fotonun, dolayısıyla herhangi bir diğer parçacığın da çıkabileceği en yüksek hızdır. Çünkü kütlesiz olup, hiçbir kütle kazandırıcı alanla etkileşmeden gidip de, daha yüksek bir hıza çıkmanız bu evren şartlarında mümkün değildir; mümkün olsaydı, fotonlar o hıza çıkabilirlerdi. Çünkü kütlesizden daha kütlesiz bir yapı var olamaz; dolayısıyla fotondan daha \"hafif\" olup da, daha hızlı gitmesini hayal edebileceğimiz bir parçacık var olamaz. Evren\'imiz bu hızla sınırlanmıştır. Peki bu hız neden bu şekildedir ve saniyede 300.000 kilometre civarındadır? Bu, evrenimizin dokusuyla ilgili bir şey. Belirttiğimiz gibi, \"evren bu şekilde olduğu için\" böyle. Bir başka evrende, bu sınır tamamen başka bir sayı olabilirdi. Ancak şu anda var olduğumuz evrenden söz ediyorsak, sınırımız budur. Bu tür evrenimize has sabitlere \"evrensel sabit\" adı verilir.

Onur Gözen 7 yıl önce 0
0

Fotonlar da dahil olmak üzere evrenimizdeki her parçacık, \"Higgs alanı\" dediğimiz bir alan içerisinde hareket ederler. Bunu su içerisinde yüzmeye benzetebilirsiniz; ya da sert rüzgarlı bir havada, rüzgara karşı yürümeye. Nasıl ki su içerisinde veya rüzgara karşı ilerlemek zorsa, parçacıklar da Higgs alanından geçerken zorlanırlar ve bu onlara kütle kazandırır. Farklı parçacıklar Higgs alanıyla farklı şiddetlerde etkileşime geçerler. İşte bu sebeple bazı cisimler daha ağırdır, bazı diğerleri daha hafiftir. Fotonlar da Higgs alanından geçerler; ancak onunla hiç etkileşmezler, olduğu gibi içinden geçer giderler. Bu ne anlama gelir? Fotonlar bu alanla etkileşmedikleri için, onların hızını kesecek hiçbir unsur yoktur. Bir diğer deyişle, serbest bir şekilde, hiçbir engele takılmaksızın uzayda hareket ederler. Dolayısıyla tek sınırları, halihazırda var olan sabit hızları gibi gözükmektedir. Bu hız fotonun, dolayısıyla herhangi bir diğer parçacığın da çıkabileceği en yüksek hızdır. Çünkü kütlesiz olup, hiçbir kütle kazandırıcı alanla etkileşmeden gidip de, daha yüksek bir hıza çıkmanız bu evren şartlarında mümkün değildir; mümkün olsaydı, fotonlar o hıza çıkabilirlerdi. Çünkü kütlesizden daha kütlesiz bir yapı var olamaz; dolayısıyla fotondan daha \"hafif\" olup da, daha hızlı gitmesini hayal edebileceğimiz bir parçacık var olamaz. Evren\'imiz bu hızla sınırlanmıştır. Peki bu hız neden bu şekildedir ve saniyede 300.000 kilometre civarındadır? Bu, evrenimizin dokusuyla ilgili bir şey. Belirttiğimiz gibi, \"evren bu şekilde olduğu için\" böyle. Bir başka evrende, bu sınır tamamen başka bir sayı olabilirdi. Ancak şu anda var olduğumuz evrenden söz ediyorsak, sınırımız budur. Bu tür evrenimize has sabitlere \"evrensel sabit\" adı verilir.

Onur Gözen 7 yıl önce 0
0

Fotonlar da dahil olmak üzere evrenimizdeki her parçacık, \"Higgs alanı\" dediğimiz bir alan içerisinde hareket ederler. Bunu su içerisinde yüzmeye benzetebilirsiniz; ya da sert rüzgarlı bir havada, rüzgara karşı yürümeye. Nasıl ki su içerisinde veya rüzgara karşı ilerlemek zorsa, parçacıklar da Higgs alanından geçerken zorlanırlar ve bu onlara kütle kazandırır. Farklı parçacıklar Higgs alanıyla farklı şiddetlerde etkileşime geçerler. İşte bu sebeple bazı cisimler daha ağırdır, bazı diğerleri daha hafiftir. Fotonlar da Higgs alanından geçerler; ancak onunla hiç etkileşmezler, olduğu gibi içinden geçer giderler. Bu ne anlama gelir? Fotonlar bu alanla etkileşmedikleri için, onların hızını kesecek hiçbir unsur yoktur. Bir diğer deyişle, serbest bir şekilde, hiçbir engele takılmaksızın uzayda hareket ederler. Dolayısıyla tek sınırları, halihazırda var olan sabit hızları gibi gözükmektedir. Bu hız fotonun, dolayısıyla herhangi bir diğer parçacığın da çıkabileceği en yüksek hızdır. Çünkü kütlesiz olup, hiçbir kütle kazandırıcı alanla etkileşmeden gidip de, daha yüksek bir hıza çıkmanız bu evren şartlarında mümkün değildir; mümkün olsaydı, fotonlar o hıza çıkabilirlerdi. Çünkü kütlesizden daha kütlesiz bir yapı var olamaz; dolayısıyla fotondan daha \"hafif\" olup da, daha hızlı gitmesini hayal edebileceğimiz bir parçacık var olamaz. Evren\'imiz bu hızla sınırlanmıştır. Peki bu hız neden bu şekildedir ve saniyede 300.000 kilometre civarındadır? Bu, evrenimizin dokusuyla ilgili bir şey. Belirttiğimiz gibi, \"evren bu şekilde olduğu için\" böyle. Bir başka evrende, bu sınır tamamen başka bir sayı olabilirdi. Ancak şu anda var olduğumuz evrenden söz ediyorsak, sınırımız budur. Bu tür evrenimize has sabitlere \"evrensel sabit\" adı verilir.

Onur Gözen 7 yıl önce 0
0

Mansur Bey, Işığın hızı her hal ve şartta sabittir, değişmez. O zaman, başka şeyler değişir demeliyiz. Olayı şöyle tasvir edeyim; Bir araçla hızlanıyorsunuz. Farlarınız da açık olsun. Işık hızının çok yakınına %99 dan daha yakına kadar aracınıza verdiğiniz güç (yakıt) aracı hızlandırmakta kullanılır. Bu arada sizin farlarınızdan çıkan ışık ile ortamdaki diğer ışıklar arasında fark olmaz. Hepsi kendi açılarından ışık hızındadırlar. Ama, verdiğiniz güç bir yandan aracınızın eylemsizlik kütlesini arttırır. Yani artık aynı güçle, aynı hızı sağlayamaz olursunuz. Araç ağırlaşır. Siz daha çok güç verdikçe araç daha da ağırlaşır. Bu bir paradoksa yol açar. ne kadar güç harcarsanız harcayın, aracınızı daha fazla hızlandıramazsınız, aksine eylemsizlik kütlesini yani ağırlığını arttırırsınız. (Higgs viskozitesi) Bu bir şeyi değiştirir. Sizin ışığınızın rengi artık kırmızıya kaymaktadır. Kütle arttıkça kırmızıya kayma artar. Hız değişmez ama dalga boyu uzamaya başlar. Bunun da bir limiti vardır. Enerji vermeye devam ederseniz kütle o kadar artar ki ışık artık kütleden uzaklaşamaz olur. Bükülmeye başlar. Son merhalede mecburen aracınızı karadelik yaparsınız ve ışık artık hiç yayımlanamaz. Bu arada şiiriniz çok güzeldi. Bir hayat felsefesi, ancak bu kadar kısa, öz ve melodik bir tınıyla anlatılabilir. Sizi kutlarım.

Necmi Tüfek 7 yıl önce 0
0

Madde Higgs alanında hareket ederken zorlanır ve kütle kazanır. Foton ise Higgs alanıyla etkileşmediği için yavaşlamaz ve sabit hızda (yaklaşık 300.000 km/sn) hareket etmeye devam eder. Fotonun bu hızda hareket etmesinin sebebi, kütle kazandırıcı Higgs alanı ile etkileşmiyor olmasıdır. Maddeyi bu hıza çikarabilmeniz için Higgs alanı ile etkileşmemesi gerekmekte. Aksi takdirde hızlanıp ışık hızına yaklaştıkça; daha da hızlanabilmek için giderek artan bir kuvvet uygulamalısınız. Sonuçta ışık hızına çok yaklaştığınızda, kütlesi sonsuza yaklaşan cismi daha da hızlandırabilmek için, sonsuza yakın enerji gerekir. Bu sorunu ütopik bir teknoloji ile sağlamayı başarsanız bile bence karadelik oluşturmak yerine Higgs alanının dokusunu bozarsınız. Bu da evrenin tamamına yayılacak bir bozulmayı tetikler. Uzay-zaman dokusunun ve bildiğimiz anlamda 3 boyutlu evrenin sonuni getirirsiniz. Bilmediğimiz farklı fizik kuralları olan, farklı bir boyutsal uzayı olan, farklı bir Higgs alanına sahip yeni bir evrene geçişi tetiklersiniz ki bence bu insan eliyle yapılabilecek bişey değildir. Hatta ne kadar gelişmiş olursa olsun, hiçbir teknolojik medeniyetin bir cismi ya da parcacığı ışık hızına kadar hızlandıramayacağını düşünüyorum. Solucan deliği açabilirsiniz belki ama uzayda hızlanarak, maddesel formunu kaybetmeden, herhangi bir nesneyi ışık hızına çıkartamazsınız.

Berk Yılmaz 7 yıl önce 0
0

Madde Higgs alanında hareket ederken zorlanır ve kütle kazanır. Foton ise Higgs alanıyla etkileşmediği için yavaşlamaz ve sabit hızda (yaklaşık 300.000 km/sn) hareket etmeye devam eder. Fotonun bu hızda hareket etmesinin sebebi, kütle kazandırıcı Higgs alanı ile etkileşmiyor olmasıdır. Maddeyi bu hıza çikarabilmeniz için Higgs alanı ile etkileşmemesi gerekmekte. Aksi takdirde hızlanıp ışık hızına yaklaştıkça; daha da hızlanabilmek için giderek artan bir kuvvet uygulamalısınız. Sonuçta ışık hızına çok yaklaştığınızda, kütlesi sonsuza yaklaşan cismi daha da hızlandırabilmek için, sonsuza yakın enerji gerekir. Bu sorunu ütopik bir teknoloji ile sağlamayı başarsanız bile bence karadelik oluşturmak yerine Higgs alanının dokusunu bozarsınız. Bu da evrenin tamamına yayılacak bir bozulmayı tetikler. Uzay-zaman dokusunun ve bildiğimiz anlamda 3 boyutlu evrenin sonuni getirirsiniz. Bilmediğimiz farklı fizik kuralları olan, farklı bir boyutsal uzayı olan, farklı bir Higgs alanına sahip yeni bir evrene geçişi tetiklersiniz ki bence bu insan eliyle yapılabilecek bişey değildir. Hatta ne kadar gelişmiş olursa olsun, hiçbir teknolojik medeniyetin bir cismi ya da parcacığı ışık hızına kadar hızlandıramayacağını düşünüyorum. Solucan deliği açabilirsiniz belki ama uzayda hızlanarak, maddesel formunu kaybetmeden, herhangi bir nesneyi ışık hızına çıkartamazsınız.

Berk Yılmaz 7 yıl önce 0