0

Sadece Samanyolu\'nun değil, tüm sarmal galaksilerin merkezinde bir süper karadelik olduğu neredeyse kesin. Ancak bu galaksilerin çökeceği anlamına gelmiyor. Eğer dönmeyi durdursalardı bu mümkün ... Rotasyonal ivme bunu dengeliyor. (Aksi halde, benzer ilke çerçevesinde güneş sistemindeki her şeyin de güneşe çoktan düşmesi gerekirdi) Karanlık madde için; Kütleli madde olup ta ışıkla ya da başka bir maddeyle etkileşime girmemesi mümkün değil. Çok küçük bir parçacık olsa mesela nötrino\'dan bile küçük, bu seferde bu parçacığın çok yüksek hızda olması gerekir. Yani bu seferde galaksilerin içinde ve etrafında durağan şekilde toplanamaz...Oysa her galaksinin kütlesine bakıldığı zaman, kütlesini oluşturan madde miktarı ile uyguladığı toplam kütleçekim kuvveti arasında fark var. Zaten buradan karanlık madde doğdu... Daha önceki bir paylaşımda belirttiğim gibi, sistemlerin sinejik kütlesi, sistemi oluşturan parçacıkların birebir kütlelerinin toplamından fazladır. Aradaki fark, karanlık madde, bu kütlelerin arasındaki boşluktaki bir \"oluşumdan\"(?) kaynaklanıyor. Her ne kadar buna karanlık madde deniyor olsa da, bence bu bir madde değil anlık, değişken (toplam sayısı ise nerdeyse sabit) enerji yoğunlaşmaları. İki dalganın üstüste geldiği ve tepe/dip noktası yaptığı geçici alanların, evrenin dokusuyla yaptığı etkileşimler.... Karanlık enerji farklı bir konu; negatif değerli bir kütleçekimi olarakta tanımlanıyor. Yani kütleleri birbirinden ayrılmaya zorlayan bir etki. Bana göre bu ekstra bir kuvvet çok gereksiz bir tanım. Daha doğrusu yanlış bir tanım. Bir olgunun sonucunu, olgudan tamamen farklı olarak isimlendirmeden dolayı bu kargaşa -ayrım ortaya çıkıyor. Bana göre evren, \"düşük enerji yoğunluklu bir süper akışkan\" dokuya sahip. Bu enerji yoğunluğu, kendisinden çok daha az veya hiç enerji yoğunluğu olan bir bölgede genişliyor. Çünkü iç basınç, dış basınçtan yüksek. Bu basınç farklarından kaynaklanan genişlemeyi, karanlık enerji olarak, eksi işaretli bir kuvvet olarak tanımlıyoruz. Keza karanlık enerji, galaksileri dağıtmıyor. Onları daha geniş bir alan yayılmaya zorlamıyor. Eğer kütlenin bilmediğimiz bir özelliği ile bağlantısı olsaydı, kütle yoğunluklarının olduğu yerlerde (galaksilerde) , galaksilerinde aynı oranlı olarak genişlemesi gerekirdi. Oysa bu yönde tasdik edilmiş hiç bir gözlem yok, bildiğim kadarıyla ... Galaksiler arasındaki mesafe hızla artıyor ama, galaksiler, kütleçekim nedeni ile varlıklarını sürdürüyorlar.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0
0

Rotasyonel ivme (dairesel hareket) bu hareket cisimlerin kuvvet etrafındaki rotasyonu nu belirler yani bu ivmelenme olmasa dediğin gibi güneş sistemindeki gezegenler güneşe düşmez aksine çekim alanından çıkıp dairesel hareketini düz bir çizgiye bırakır ve sanılanın aksine güneş sitemizde güneşle birlikte ileri doğru hareket ederek döner ve bu dönüşe helical dönüş denir senin dediğin heliocentric dönüş oluyor dönme durmasa dahi superkaradeliğin çekim kuvvetinden ötürü evet Samanyolu superkaradeliğe doğru çöküşe geçer bu çöküş milyarlarca yılı bulabilir ama sonunda kaçınılmaz A teslim olacaktır ve işte karanlık enerji burda devreye giriyor ve oluşturulan modellemeler bize Samanyolu dahil tüm Galaksileri birbirinden ve kendi merkezinden çekim kuvvetin de güçlü bir hızla genişlemeye başladığını teorik olarak gösteriyor. Kütleçekimselmerceklenme ile evrende nekadar Karamadde olduğunu ve üç boyutlu haritaşandırılmasını çıkaran modeller mevcut Karamadde henüz keşfedilmemiş parçacıklardır ve bu parçacıkların kütlesi olmak zorunda da değildir. \"Bu basınç farklarından kaynaklanan genişlemeyi, karanlık enerji olarak, eksi işaretli bir kuvvet olarak tanımlıyoruz. \" Yukarda belirttiğin yorum antimadde açıklamasına benziyor karanlık enerji yi bence razı daha araştır ve banada bulduğun kaynakları atarsan bende bilgilerimi tazeleyeyim varsa yanlışımız sayende düzelteyim yorumun içinde teşekkürler...

dark matter 7 yıl önce 0
0

Yazınız biraz karışık geldi. Tam anlayamadım ama anladığım kadarıyla devam ediyorum. İnşallah yanlış anlama yoktur. Eğer güneşin kütleçekimi bir anda kalksa; yazdığınız gibi gezegenler ve diğer kütleler, rotasyonal ivmeden kaynaklı momentumları nedeniyle, doğrusal bir harekette güneşten uzaklaşırlar, fırlarlar. Ama yazdığım gibi, sadece dönmeyi durdursalar ki bu durumda güneşin kütleçekimi duruyor. Güneşe düşerlerdi... Onları bu durumdan kurtaracak bir ivmeye sahip değiller... Karadeliğin etrafında dönen nesnelerin zamanla karadeliğe düşecek olmaları da doğru. Ama açıklamasını eklememişsiniz gibi, bu nesnelerin açısal momentumlarının azalmasından kaynaklanıyor. Yani hızları zamanla azalıyor, bu sefer de merkeze yaklaşıyorlar. Enerjiyi mümkün olduğunca denge de tutmanın yolu bu. \"Samanyolunun ortasında bulunan superkaradeliğin varlığını artık çoğu fizikçi kabul ediyor bu Karadeliğin çekim gücü samanyolunun içe doğru bir çökmeye götürmesi gerekirken tam tersine samanyolunun çökme durumunun aksine artarak hızla genişlediği kabul gören bir teori buna istinaden çevremizdeki nesnelerin uzaklaşır hızı değil aksine tüm evren hızla genişliyor bunuda açıklayabildiğimiz en iyi teori karanlık enerji. \" paragrafına göre, karanlık enerjinin, samanyolu galaksisini de genişlettiğini belirtiyorsunuz. Bu konuda son verileri bilmiyorum ama katılmıyorum. Saptırılmış bir bilgiden doğmuş bir teori gibi gözüküyor. Parçacık olup kütlesi olmaması değişik bir kavram, sayenizde tanıştım. Başka örneği varsa bu durumun şayet, parçacık kavramını yeni baştan öğrenmem gerekecek. Burada fotonu kütlesi olmadığı için önermeyin, çünkü onun momentumu var. Yani bir hızı... Sizin tanımınıza göre, hem parçacık olacak, hem kütlesi olmayacak, hem de sabit-durağan olacak .... \"Basınç farklarında... \" kısmı bana ait bir varsayımdandır. Bilimsel bir temeli ve değeri yoktur. Ancak kesinlikle, anti madde ve tanımı ile alakalı değildir. Evren dokusunun süper akışkan olması durumuyla olguları açıklamaya dayalı bir yaklaşımın parçasıdır. Karanlık enerji hakkında sizden ne eksik ne de fazla bilgim var. Var olan bilginin, yanlış bir temele ve yoruma dayandırıldığını düşünüyorum. Gerekçelerimi de yazdım. Bu konuda size göstereceğim özel bir kaynak yok. Ama farklı kaynakları okuyup, üzerlerinde düşünüp, aralarında bağlantı kurabilirseniz, işte o zaman belki benim açımdan durumu değerlendirme imkanınız olur. Bu düşünceleri oluşturduğum kaynakların temeli toplu olarak; anewviewforuniverse.blogspot.com/2016/03/the-sources_16.html bulabilirsiniz. Yalnız size özel bir tavsiye, herhangi bir konuda yazışmaya başladığınız zaman, size yanıt verenlere \"...bence razı daha araştır ve banada bulduğun kaynakları atarsan bende bilgilerimi tazeleyeyim\" biçiminde bir dip not geçecekseniz, daha önceden neler yazmışlar şöyle bir bakın. Burası fikir paylaşım ortamı, fikirler genellikle \"aynı bilgilerin kişilere göre farklı yorumlarından\" kaynaklanıyor. Kimsenin kimseden daha iyi bildiği bir yarışma ortamı değil. Böyle düşünenlerin bakışları da bize bir şey katmıyor. Farklı bakış açıları altında, aynı bilgileri değerlendirmeye . Yani birbirimizin eksiğini kapatmaya çalışıyoruz.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0