DNA ve RNA arasındaki büyük fark keşfedildi
DNA molekülünün kendi üzerinde katlanarak kimyasal zararlara karşı yapısını koruduğu bilinmektedir. Buna karşın Duke Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya göre, RNA molekülünün böyle bir koruma mekanizması olmadığı ve bu nedenle de yaşamın devamının DNA molekülü tarafından sağlandığı tahmin edilmektedir.

1953 yılında Watson ve Crick tarafından bulunan DNA’nın ikili sarmal yapısı, baz çiftlerinin DNA üzerindeki dizilimini açıklamıştır. Karst Hoogsteen, 1959 yılında, A-T baz çiftinin diğer baz çiftlerinden biraz daha eğik olduğunu ortaya çıkardı.

Araştırmacılar, bu iki hipotezi baz alarak günümüzde de bu alandaki araştırmalarını devam ettirmektedirler.

Al-Hashimi ve ekibi, DNA’nın sürekli olarak ileri ve geri şekilde, Watson-Crick ve Hoogsteen baz çifti modelleri arasında dönüşümde olduğunu buldu. Bu çalışmayı, DNA’nın yapısının esnekliğini kanıtlar nitelikte bir çalışma olarak tanımladılar.

DNA baz çiftleri arasında görülen Hoogsteen bağlanması, proteinler zarar gördüğünde değişerek Watson-Crick bağlanmasını oluşturmaktadır. Böylece DNA üzerindeki hasarlar tamir edilmekte ve genetik bilginin aktarılması kesintisiz devam etmektedir. Bu dönüşüm RNA yapısında görüldüğünde, RNA için zarar verici bir modifikasyon etkisi yapmaktadır. Bu da RNA’nın DNA’ya göre daha sert ve katı olan yapısından kaynaklanmaktadır.

Bu çalışma ile birlikte yaşamın neden DNA tarafından gelecek nesillere aktarıldığı sorusu üzerinde oldukça büyük bir ilerleme kaydedilmiştir.

Kaynak
http://www.sciencealert.com/scientists-think-they-finally-know-why-our-genes-are-made-of-dna-not-rna

Halime Serinçay
Hacettepe Üniversitesi / Biyomühendislik Doktora -

0 yorum