Yazın Ellerinizi Yıkamak Daha da Önemli. İşte Nedeni.
Yaz, güneşle dolu eğlencelerin mevsimidir. Açık havada geçirilen rahat günlerden kalabalık festival alanlarına, gökyüzü altında yenilen yemeklere kadar uzanır. Ancak bu mevsimin keyfiyle birlikte göz ardı edilen bir dezavantaj da vardır: Enfeksiyon riskinin artması.

Sıcak havalar, artan sosyal etkileşim ve daha sık yabancı ortamlara girilmesi, mikropların yayılmasını kolaylaştırır.

Bu yüzden yaz aylarında el yıkama özellikle önemlidir. Belki cazip gelmeyebilir ama temiz eller, yaz planlarını bozmaya bayılan mikroplara karşı ilk savunma hattınızdır.

Mikroplar sıcak ve nemli ortamlarda gelişir; yazın sevdiğimiz aktiviteler ise genellikle yüzeyler, yiyecekler ve su kaynaklarıyla daha yakın temas etmemize neden olur.

 

1. Umumi tuvaletler ve ortak lavabolar

Açık hava festivalleri, dinlenme tesisleri, plajlar ve kamp alanları genellikle umumi tuvaletlere bağımlıdır. Bu yoğun kullanılan alanlar, E. coli, salmonella ve Staphylococcus aureus gibi bakteriler için üreme alanı haline gelebilir.

Norovirüs ve grip gibi virüsler de kirli yüzeyler üzerinden kolayca yayılır. Hatta koronavirüs bile iyi havalandırılmayan veya yetersiz temizlenen ortamlarda uzun süre kalabilir.

Umumi tuvaleti kullandıktan sonra ellerinizi iyice yıkamak şarttır — ve elleriniz gözle görülür şekilde kirliyse el dezenfektanı tek başına yeterli olmaz.

Daha da endişe verici olan, hijyenin kritik olduğu yerlerde bile insanların bu temel adımı atlamasıdır.

2025’te yapılan bir araştırma, hastane ziyaretçilerinin neredeyse yarısının tuvalet sonrası ellerini yıkamadığını ortaya koydu. Risklerin açıkça bilindiği ve gerekli imkânların bulunduğu bir hastanede bile durum buysa, sabun ve suya erişimin kısıtlı olduğu yaz etkinliklerinde kaç kişinin el yıkamayı atladığını düşünün.

 

2. Açık havada yemek ve yiyecek hazırlama

Mangal ve piknikler yazın vazgeçilmezidir — ama beraberinde risk de getirir. Salmonella, E. coli, Bacillus cereus ve Staphylococcus aureus gibi gıda kaynaklı patojenler sıcak havada hızla çoğalır. Az pişmiş et, kötü el hijyeni ve yiyeceklerin güneşte uzun süre beklemesi, eğlenceli bir buluşmayı kolayca gıda zehirlenmesine çevirebilir.

Hatta Aspergillus gibi mantarlar da yiyeceklerde çoğalabilir ve mikotoksin adı verilen, mide bulantısından organ hasarına, hatta uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açabilen zehirli bileşikler üretebilir.

Yiyeceklere dokunmadan önce ve sonra, özellikle çiğ etle temas ettikten ve piknik masaları, mangal aletleri, soğutucu kutular gibi ortak yüzeylere dokunduktan sonra mutlaka ellerinizi yıkayın.

 

3. Yüzme ve suyla oyun

Göller, nehirler, yüzme havuzları ve denizler zararlı mikropları barındırabilir. Cryptosporidium ve giardia gibi parazitler bağırsak enfeksiyonlarına yol açabilir — üstelik bunlar çoğu zaman klora karşı dirençlidir. Plaj kumu ve deniz suyu da dışkı kaynaklı bakteriler içerebilir.

İster yüzerken, ister suda oynarken, ister kumdan kale yaparken olun, yemek yemeden veya yüzünüze dokunmadan önce ellerinizi yıkayın ya da dezenfekte edin.

 

4. Kamplar, oyun alanları ve festivaller

Çocuklar, yaz kampları, oyun merkezleri ve parklar gibi grup ortamlarında enfeksiyona karşı özellikle hassastır.

ABD’de yapılan bir araştırma, yedi yıl içinde yaz kamplarında 229 gastroenterit salgını yaşandığını bildirdi. En yaygın nedenler arasında norovirüs, salmonella ve ciddi hastalıklara, hatta böbrek yetmezliğine yol açabilen Shiga toksini üreten E. coli bulunuyordu.

Bir vakada, kamp ateşinde az pişmiş biftek yiyen 20 çocuk hastalandı, üçü hastaneye kaldırıldı. Ortak tuvaletler, toplu yemek hazırlığı ve sıkışık uyuma alanları, el hijyeninin önemini daha da artırıyor.

 

Peki “biraz kirlenmek” iyi değil mi?

Bazı insanlar, çocukların kirlenmesinin bağışıklık sistemini güçlendirdiğine inanır. Toprak, hayvanlar veya doğal çevredeki mikroplara erken yaşta maruz kalmak bağışıklık gelişimini destekleyebilir, ancak bu, tuvalet sonrası veya yemek öncesi el yıkamayı atlamakla aynı şey değildir.

Ellerin yıkanmaması bağışıklığı güçlendirmez — hastalık riskini artırır. Kötü hijyenin faydalı olduğunu gösteren güvenilir hiçbir araştırma yoktur.

Aksine, yıkanmamış eller dünya genelinde önlenebilir enfeksiyonların başlıca nedenidir. Bu risk özellikle küçük çocuklar, yaşlılar ve bağışıklığı zayıf kişiler için ciddidir.

El hijyeni basit, ucuz ve etkilidir — ve yazın önemi daha da artar. Hastane tuvaleti araştırması, insanların sağlığı korumaya yönelik yerlerde bile ellerini yeterince yıkamadığını gösteriyor.

Kamp alanlarının karmaşasında ya da bir müzik festivalinin dikkat dağıtıcı ortamında bunu unutmak çok daha kolaydır.

Bu yüzden ister yürüyüşte, ister kampta, ister açık havada dans ederken olun, ellerinizi en az 20 saniye boyunca sabun ve temiz akan suyla yıkayın, ardından iyice kurulayın. Nemli eller mikropları daha kolay yayar.

Sabun ve su yoksa, en az yüzde 60 alkol içeren el dezenfektanı kullanın ve mümkünse çantanızda bulundurun — çünkü kamuya açık alanlarda her zaman hijyenik imkânlar bulunmayabilir.

Manal Mohammed, Kıdemli Öğretim Görevlisi, Tıbbi Mikrobiyoloji, Westminster Üniversitesi

Bu yazı SCIENCEALERT’ de yayınlanmıştır.

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum