Bubble Tea'nin Gizli Riskleri Düşündüğünüzden Daha Ciddi
İngiliz caddelerinde kahve dükkanları kadar yaygın hale geldiler – sayısız aroma kombinasyonlarında, Instagram’a layık içecekler sunan bubble tea dükkânları.

1980’lerdeki kökenlerinden bu yana küresel bir popülerlik kazanan Tayvanlı içecek; siyah çay, süt, şeker ve çiğnenebilir tapyoka incilerinin bir karışımıdır. Ancak son bulgular, bu trend içeceğin daha yakından incelenmesi gerektiğini gösteriyor.

Consumer Reports’un yaptığı bir araştırma, ABD’deki bazı bubble tea ürünlerinde yüksek kurşun seviyeleri olduğunu ortaya koydu; bu da daha önce manyok (cassava) bazlı gıdalarla ilgili endişeleri yankılıyor. (Birleşik Krallık’ta buna eşdeğer bir test yayımlanmadı.)

O meşhur “baloncuklar” olan tapyoka incileri, manyok nişastasından yapılır ve bu kök sebze, büyürken topraktan kolayca kurşun ve diğer ağır metalleri emer.

Tapyoka incileri, kirlenme dışında başka riskler de taşır. Nişastalı yapıları, büyük miktarlarda tüketildiğinde mide boşalmasını yavaşlatabilir – gastroparezi adı verilen bir durum – ya da bazı durumlarda tamamen tıkanmalara yol açabilir.

Her iki durum da mide bulantısı, kusma ve karın ağrısına neden olabilir ve belirtiler, hâlihazırda yavaş sindirimi olan kişilerde özellikle şiddetli seyredebilir. Bubble tea’ye sıklıkla eklenen bir koyulaştırıcı olan guar gamı bile – küçük miktarlarda zararsız olsa da – sık sık içilirse kabızlığa yol açabilir.

İçeceğin bileşimi böbrek sağlığını da etkiler. 2023 yılında Tayvanlı doktorlar, su yerine bubble tea içen 20 yaşındaki bir kadının böbreklerinden 300’den fazla böbrek taşı çıkardı.

Oksalat ve yüksek fosfat seviyeleri dâhil bazı bileşenler, taş oluşumuna katkıda bulunabilir. Ancak bu aşırı örnek muhtemelen son derece yüksek tüketimi yansıtıyor.

Çocuklar için riskler daha acildir. İnci taneleri boğulma tehlikesi oluşturabilir – bu risk çocuk doktorları tarafından iyi belgelenmiştir. Yetişkinler de bu riske karşı bağışık değildir. Singapur’daki medya haberlerine göre, 19 yaşındaki bir kadın, tıkanmış bir pipetten daha sert çektiğinde üç inciyi soluması sonucu hayatını kaybetti; başka bir kadın ise çevredeki insanların hızlı müdahalesi sayesinde aynı kaderden kıl payı kurtuldu.

 

Şeker sorunu

Şeker içeriği, uzun vadeli sağlık endişelerini artırıyor. Çoğu bubble tea, 20–50 gram şeker içerir; bu miktar bir kutu Coca-Cola’daki (35 g) şekere eşit ya da daha fazladır. Tayvan’daki araştırmalar, düzenli olarak bubble tea tüketen çocukların dokuz yaşına geldiklerinde kalıcı dişlerinde çürük oluşma olasılığının 1,7 kat arttığını buldu.

Kaliforniya’da bu içecek, gençler arasındaki obezite salgınına katkıda bulunan bir etken olarak görülüyor; ancak birçok genç yetişkin bu risklerin farkında değil. Yüksek şeker ve yağ içeriği, tip 2 diyabet, obezite ve metabolik hastalık geliştirme olasılığını artırırken, uzun süreli tüketim karaciğerde yağlanmaya da neden olabilir – bu da kan şekeri artışı ve karaciğerde yağ depolanmasını teşvik eden yüksek şekerli ürünlerle ilişkili sonuçlardır.

Belki de en şaşırtıcı olan, ortaya çıkan araştırmaların olası zihinsel sağlık etkilerine işaret etmesidir. Sık sık bubble tea tüketen Çinli çocuklar üzerinde yapılan çalışmalar, artan kaygı ve depresyon oranlarıyla ilişki göstermektedir.

Benzer örüntüler yetişkinlerde de görülüyor: Çinli hemşireler üzerinde yapılan araştırmalar, düzenli bubble tea tüketiminin kaygı, depresyon, yorgunluk, iş tükenmişliği ve azalan iyi oluş haliyle ilişkili olduğunu; diğer faktörler kontrol altına alındıktan sonra bile bu bağlantının sürdüğünü ortaya koymuştur. Aynı çalışma, düşük tüketim seviyelerini intihar düşüncelerinin azalmasıyla ilişkilendirmiştir, ancak nedenselliği belirlemek karmaşık olmaya devam etmektedir.

 

Tuhaf taramalar

Bubble tea tüketimiyle ilişkilendirilen ilginç bir tıbbi olgu daha vardır: acil durumlar nedeniyle hastaneye yatırılan hastaların taramalarında görülen tapyoka incileri.

Trafik kazası geçiren veya apandisit tedavisi gören kişilerin midelerinde ve sindirim yollarında onlarca inci tespit edilmiştir. Bunlar bazen teşhis karışıklığına neden olabilir, çünkü çevre dokulardan daha yoğun görünürler ve böbrek ya da safra taşlarında görülen taş benzeri özelliklere sahiptirler.

Bu, bubble tea’nin yasaklanması gerektiği anlamına gelmez; ancak onu günlük bir alışkanlık yerine ara sıra yapılan bir kaçamak olarak görmemiz gerektiğini gösterir. Ve eğer içecekseniz, pipeti atmayı düşünün. Doğrudan bardaktan içmek size daha iyi bir kontrol sağlar ve ağzınızdaki duyu reseptörlerinin gelecek olana doğru şekilde hazırlanmasına imkân tanır.

Adam Taylor, Anatomi Profesörü, Lancaster Üniversitesi

Bu yazı SCIENCEALERT’ de yayınlanmıştır.

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum