Simülasyon Argümanı
Simülasyon hipotezi ilk kez, Oxford Üniversite’sinde görev yapan İsveçli felsefeci Nick Bostrom’un 2003 yılında yayınladığı makalesi ile ortaya atılmıştır. Argüman, temelinde evrenin çok ileri düzey teknolojiye sahip bir uygarlık tarafından kodlanmış bir simülasyondan ibaret olabileceğini öne sürmektedir.

Bu argüman şu önermelerden en az birinin doğruluğuna dayanmaktadır:

(1) İnsanlığın nesli üst düzey bir teknolojiye ulaşamadan tükenecektir.

(2) Üst düzey teknolojiye ulaşmış hiçbir medeniyet bizim evrimsel tarihimizi simüle etmekle ilgilenmeyecektir.

(3)N eredeyse kesinlikle bir bilgisayar simülasyonu içinde yaşıyoruz.

Bu üç maddeyi temel alarak Nick Bostrom şu önermeyi ortaya atmıştır: Günün birinde atalarının simülasyonunu yapacak olan insan sonrası  (post-human) bir seviyeye erişeceğimize dair ciddi bir ihtimal olduğu inancı ancak hâlihazırda bir simülasyonda yaşamıyorsak yanlıştır.

Birçok bilim kurgu eserinin yanı sıra teknoloji uzmanları ve gelecek bilimcilerin tahminleri, muazzam derecede bilgisayar gücünün gelecekte mevcut olacağı yönündedir. Bu tahminlerin bir an için doğru olduğunu varsayalım. Sonraki jenerasyonlar süper güçte bilgisayarlarıyla yapabilecekleri tek bir şey ile ataları veya atalarına benzer detaylı simülasyonları çalıştırabilirler. Bu simüle insanların bilinçli olduklarını düşünelim. Böylelikle, bizimkine benzer zihinlerin orijinal türe ait olmamasından ziyade insanların orijinal türün torunları tarafından simüle edildiği bir durum oluşabilir. Eğer bu bir dava konusu olsaydı, özgün biyolojik türler arasında olduğumuzdansa simüle edilmiş zihinler arasında olduğumuzu savunmak daha mantıklı gelecekti. Bu yüzden, eğer bir simülasyonun içinde yaşadığımıza inanmıyorsak, birçok türde simülasyonu çalıştıracak torunlara sahip olacağımıza da inanma durumunda olamayız. İşte bu üzerinde düşünmememiz gereken asıl meseledir.

Zihin felsefesinin yaygın varsayımı Substrate-Independence (alt tabaka- bağımsızlığı veya fiziksel bağımsızlık)’tır. Substrate-Independence (Fiziksel bağımsızlık) filozof Nick Bostrom tarafından geliştirilen ana fikirlerden biridir. Fiziksel bağımsızlık basit, mantıksal ancak derin bir fikirdir. Bu fikir, zihinsel durumların fiziksel ya da dijital alt yapıların birçok türüne yerleştirilebileceğini savunur. Bilinçli, zeki, kendinin farkında olan bir birey organik, silikon veya manyetik bir beyine fiziksel yapıdan temelinde bağımsız olarak yerleştirilebilir. Bir sistemin, sayısal yapıların ve süreçlerin doğru sırada uygulanabilmesi bilinçli deneyimler ile ilişkili olabilir. Ancak bu durum kafatası içindeki karbon temelli biyolojik sinir ağları aracılığıyla uygulanan bilincin gerekli bir özelliği değildir: Bilgisayar içinde mevcut silikon yapılı işlemciler prensipte yanılsama yapabilir. Kısaca varsaydığımız simülasyonlar, tamamen silikon yapılı beynin ürettiği duyusal faaliyetlerle kendi sanal dünyalarında yaşayan varlıklardır.

Mevcut teknolojik aşamada, bilgisayarlarla bilinçli zihinleri oluşturmak için yeterince güçlü bir donanıma ve yazılıma sahip değiliz. Fakat ikna edici argümanlar, teknolojik ilerlemenin hız kesmeden devam ettiği takdirde bu eksikliklerin zamanla üstesinden gelineceğini ortaya koymaktadır. Bazı yazarlar bu aşamaya sadece birkaç on yıl sonra gelinebileceğini, iddia etmektedir. Ancak mevcut hedefler, zaman ölçeği hakkında herhangi bir varsayım gerektirmemektedir. Simülasyon argümanı, insanoğlunun, mevcut fiziksel yasalar, materyaller ve enerji kısıtlamaları ile tutarlılık gösteren teknolojik yeteneklerin çoğunu edindiği bir zaman diliminde, uygarlığın 'insan sonrası' aşamaya varabilmesi için yüz binlerce yıl geçmesi gerektiği yönündeki düşünce zayıf kalmaktadır. Teknolojik gelişmenin böyle olgun bir aşaması gezegenleri ve diğer astronomik kaynakları muazzam güçlü bilgisayarlara dönüştürmeyi mümkün kılacaktır. Şu aşamada insan sonrası medeniyetlerin oluşmasına izin verecek bilgisayar gücü üzerindeki herhangi bir üst sınırdan emin olmak elbette zor. Hala  'her şeyin teorisi' eksik olduğundan, bu eşsiz fiziksel olguyu, mevcut fiziksel teorileri desteklemek için değil bu sınırları aşmak için kullanabileceğimizi göz ardı etmemeliyiz. Bizim şuan ki algımız bir madde yumrusu içinde yer alan ulaşılabilir bilgi işlem yoluyla teorik sınırlara empoze edilebilir. Biz daha büyük bir güvenle sadece çoktan anlaşılmış bir mekanizmayı varsayarak insan sonrası işlemler için bir alt sınır oluşturabiliriz. Örneğin; Eric Drexler saniyede 1021 talimatı gerçekleştirebilecek (soğutucu ve güç kaynağı hariç) şeker küpü büyüklüğünde bir sistem tasarladı. Başka bir yazar saniyede 1042 operasyonun kaba bir tahminini verdi. Eğer kuvantum bilgisayarları yaratabilseydik ya da nükleer madde veya plasmanın dışında bilgisayar yapmayı öğrenebilseydik teorik limitlere de oldukça yaklaşabilirdik. Seth Lloyd saniyede 1031 bit üzerinde yürütülen 5*1050 mantıksal operasyonun 1 kg bilgisayar için üst limitini hesapladı. Ancak, Bu mevcutta bilinen tasarım prensiplerini varsayan daha muhafazakâr bir tahmini kullanmak için yeterli olacaktır.

Bir insan zihnini taklit etmek için gerekli işlem gücü miktarı aynı şekilde kabaca tahmin edilebilir. Bir tahmin,  sinirsel bir doku parçasının işlevselliğini çoğaltmanın işlem çokluğu açısından ne kadar pahalıya mal olacağına dayanır, tüm insan beyni için saniyede yaklaşık 1014 operasyon verir. Alternatif bir tahmin, beyindeki sinaps sayısına ve onların ateşleme frekansına dayanır ve saniyede yaklaşık 1016-1017 operasyon verir. İhtimal dâhilinde, eğer snapslar ve dendiritik ağaçların iç işleyişini detaylı olarak simüle etmek istiyorsak daha fazlasına ihtiyacımız olacaktır. Hafıza, işlem gücünden daha zorlu bir kısıt olarak görünmektedir. Dahası, maksimum insan duyu bant genişliği saniyede 108 bit olduğundan dolayı tüm duygusal olayların simülasyonu düşünsel (korteks tabanlı)  aktiviteye kıyasla ihmal edilebilir bir maliyet doğurur. Bu yüzden merkezi sinir sistemini simüle etmek için gerekli işlem gücünü insan zihninin toplam hesaplanma maliyetinin tahmini olarak kullanabiliriz.

Eğer çevre bir simülasyon içinde yer alıyorsa, insanın simüle edilmiş çevresiyle normal insani yollar içinde etkileşimde olması, herhangi bir usulsüzlük fark etmemesi ve simüle insanları oluşturmak için gerekli her türlü şey için ekstra bilgisayar gücünü gerekecektir. Simülasyonların ne kadar kapsamlı ve detaylı olduğuna bağlı olarak tüm evreni kuantum seviyesine kadar simülasyonu açık bir şekilde olanaksızdır, elbette temelinden yeni bir fizik keşfedilmediği sürece… Fakat insan deneyimlerinin gerçekçi simülasyonunu elde etmek için daha azına ihtiyaç vardır. Dünya'nın iç mikroskobik yapısı güvenle atlanabilir. Uzak astronomik nesneler yüksek oranda sıkıştırılmış temsiller olabilir: Gerçek bir görüntü elde etmek için gezegenimizden veya uzay aracımızdan gözlemleyebileceğimiz özelliklerin dar şeridinin genişletilmesi gerekecektir. Bir elektron mikroskobu boyunca gördüğünüz şeyin şüpheci görünmemesi gerekir fakat genellikle onun, mikroskobik dünyanın gözlenemeyen parçaları ile tutarsızlığını doğrulamanın herhangi bir yolu yoktur. Bağımsız olarak doğrulayabileceğimiz sonuçları elde etmek için bilinen prensiplerle uyum içinde yürütülen gözlenemeyen mikroskobik olayları kontrol altında tutmak amacıyla kasıtlı olarak bir sistem tasarladığımızda elbette istisnalar ortaya çıkacaktır. Bunun pragmatik bir örneği bilgisayardır. Simülasyon böylece, bilgisayarların bireysel mantık elemenletleri seviyesine kadar sürekli suretine ihtiyaç duyabilir. Bu bir problem oluşturmayacaktır çünkü mevcut bilgisayar gücümüz insan sonrası standartlar ile beraber göz ardı edilebilir. Dahası, bir insan sonrası simülatörü, her zaman tüm insan beyinlerinde yer alan detaylı inanç durumlarının izlemesi için yeterli bilgisayar gücüne sahip olacaktır. Böylece, bir insanın mikroskobik dünyanın gözlemini yapmak üzere olduğunu görünce, ihtiyaç duyulan bazda uygun etki alanındaki simülasyonu yeterince ayrıntılı olarak doldurabilir. Herhangi bir hata ortaya çıkarsa, yönetici kolaylıkla simülasyonu bozmadan önce anormalliği fark eden beynin durumlarını düzenleyebilir. Alternatif olarak, yönetici birkaç saniye öncesine geri sarabilir ve sorunu önleyecek şekilde simülasyonu yeniden başlatır. Dolayısıyla nöronsal ve alt nöronsal seviyelere kadar simüle edilen organik beyinde yer alan insan zihni için fiziksel gerçeklikten ayırt edilemez olarak yaratılmış simülasyonlardaki temel işlem maliyeti akla yatkın görünmektedir. İnsanlık tarihinin gerçekçi simülasyonu için gerekli maliyetinin çok kesin bir tahminini almak mümkün olmasa da, kaba bir tahmin ile yaklaşık olarak 1033 - 1036 operasyon kullanabiliriz.

Biz sanal gerçeklik ile daha fazla deneyim kazandıkça,  bu tür dünyaları ziyaretçilerine daha gerçekçi kılmak için işlemsel gerekliliklere daha çok vakıf olacağız. Fakat her durumda, tahminlerimizin birkaç büyüklük kertesi tarafından etkisiz kılınması durumunda,  argümanımız için bir sorun oluşmayacaktır. Biz gezegensel kütleli bir bilgisayarın işlem gücünün kaba bir yaklaşım ile saniyede 1042 operasyon olduğunu kaydettik ve bu, sadece hâlihazırda bilinen ve büyük olasılıkla optimalden uzak nano teknolojik tasarımları varsaymaktadır. Tek bir bilgisayar işlem gücünün milyonda birinden daha azını sadece bir saniyeliğine kullanarak tüm insanlığın zihinsel tarihini simüle edebilir. Bir insan sonrası zihniyet nihayetinde bu tür bilgisayarlardan astronomik bir sayıda inşa edebilir. Şu sonuca varabiliriz ki mevcut hesaplama gücünün, kaynaklarının sadece bir dakikalık kesrini ayırması büyük sayılarda ata simülasyonları çalıştırmak için yeterlidir. Hepimiz tüm tahminlerimizde büyük bir hata payı bıraksak dahi yine bu sonuca ulaşabiliriz.

Referanslar
Bu yazı ‘N. Bostrom, Are you living in a computer simulation?, Philosophical Quarterly 57(211): 243-255 (2003),’de yer alan ingilizce makalenin çevirisine dayanmaktadır.

http://www.simulation-argument.com
http://www.virtualworldlets.net/Resources/Dictionary.php?Term=Substrate-Independence

Betül Cansu
Selçuk Üniversitesi / Endüstri Mühendisliği -

6 yorum

  • Bestemly
    Bestemly
    7 yıl önce

    Merhabalar. Bu konuyla ilgili bir sunum yapacağım. Bu konu üzerine önerebileceğiniz kitaplar var mı?

  • Burak Ozdemir
    Burak Ozdemir
    8 yıl önce

    bundan 500 yıl veya 900 yıl sonra yaşayacak insanlarda olacaktır ozamnın teknolojısını ve yasam tarzını dusunemıyorum.. aslında duygu ego gıbı seyler ilkellik gibi geliyor bana ileride bunların yontularak düşeceği yönünde düşüncelerim var.. bende bazen başkaları tarafından burda olduğumuza ınanıyorum ırk lar mesela farklı gezegenlerden uzaylıların bizi buraya koyup kendı olusturdukları yada olustura bıldıkları ınsan turlerını dunya ya bırakıp arada ugradıklarına gidiyo arada kafam.. şuan aslında tam kobay gibi izlenme dönemindeyız 1000 yıldır neler yapıyorduk nerelere geldık seklınde bıraz kendımızı yok etmeye dogru gıdıyoruz sayılar ve cahıl kotu dusuncelı aklını fıkrını degıstıremecegın cok ınsan olmaya basladı etrafta bı tekrardan olusum olacak gıbı gelıyor.. bide 3 cu boyutu asıp 4 e gecsek artık gozlerımız daha farklı seyler gormeye baslasa :)

  • Betül Cansu
    Betül Cansu
    8 yıl önce

    Burtay bey, elbette her şey mümkün. İnsanlık tarihi 160 bin yıldır devam ediyor. Dünya 4.5 milyar yıldan beri ve evren 13,5 milyar yıldan beri var. Bizden milyarlarca yıl önceden beri var olmaya devam eden medeniyetlerin geldiği noktayı hayal edebiliyor musunuz?

  • Betül Cansu
    Betül Cansu
    8 yıl önce

    Selim bey, bu varsayımda teknolojinin ileri düzeye geldiği bir noktadan yani evren hakkında çok şey öğrenmeye başladığımız bir zaman diliminde olabileceklerden bahsediyoruz. Bir bilgisayar ürünü kendini hissedemez demişsiniz haklısınız da. Yalnız yazıyı gerçekten anlayarak okuduğunuzdan şüphe duyuyorum. Burada organik temelli bir yapının ileri düzey bir sanal sistem ile entegrasyonundan bahsediliyor. Elbette bunlar birer varsayım ama aynı zamanda da ihtimal dahilindedir. Bilim sınır koymayı kabul etmez. Gerçeklik bizim umduğumuz gibi olmak zorunda değildir ama gerçek her ne ise bilim onu ispatlarıyla bulmayı amaçlar bunun içinde birçok varsayım üzerinde çalışmalarda bulunur. Ve emin olun ki yeryüzüne gelmiş geçmiş en büyük katkıyı bilim sunmuştur. Biz bilim severler, kafa yormaktan vazgeçmeyi bir kenara bırakın aklımızı kaybedecek noktaya gelsek dahi bilimi öğrenmeye, desteklemeye ve anlatmaya devam edeceğiz.

  • Burtay Mutlu
    Burtay Mutlu
    8 yıl önce

    Bir de evrendeki tüm sistemler içi ilişkiler zincirinin, hesap yollarının kendisi olabileceğini düşünebiliz. Hatta böyle bir simulasyon için, simulasyon için oluşturulan nesnelerin, canlıların atıl işlem gücü de kullanılabilir.

  • selim dumu
    selim dumu
    8 yıl önce

    İnsanoğlu kendine müsaade edildiği süre ve ölçüde her şeyi başarabilir. Sadece %5 ini algılayabildiğimiz % 95 inin varlığını bildiğimiz ancak ne ve nasıl olduğu hakkında hiç bir fikrimiz olmadığı bir evreni taklit etmek yani simule etmek sizce biraz hayal değilmi.Kaldı ki benlik duygusu yani EGO ,onu nasıl yaratacaksınız ?Bir bilgisayar ürünü asla kendini hissedemez benliği yoktur .Yaratıcılığı yaratamazssınız. Bana kalırsa bu mubarek gecede oturup sizi yaradana teşekkür edin ;aklınız için ,zekanız için sağlığınız ve bize karşılıksız verilen her türlü nimet için. Bize sunulan bu mükemmel çevreyi kirletmeden ,diğer yaratılanların yaşama şanslarına zarar vermeden bu nimetlerden faydalanın. Fazlada kafa yormayın derim :)