Elektrik Santralleri ve Kullanılan Kaynaklar
Elektrik, icadından bu yana hiç kuşkusuz en önemli ihtiyaçlarımızdan birisi oldu.

En basit anlamda evlerimizi aydınlatmaktan araçlarımızı çalıştırmaya, yemek pişirmekten telefonumuzu şarj etmeye kadar aklımıza gelebilecek onca sebepten ötürü elektriğe ihtiyaç duyarız. Elektrik santlalleri de bu anlamda bizim ihtiyamızı karşılayan kuruluşlardır. Kullandıkları enerji kaynağına göre isimlendirilen santraller, elektriğin üretildiği ve dağıtıldığı fabrika ve tesislerin tamamıdır.

Elektrik santrallerin elektrik üretmek için dönüştürdüğü başlıca enerji kaynakları şöyle sıralanabilir;

-Termik kaynaklar

- Hidrolik kaynaklar

 -Nükleer kaynaklar

 -Diğer kaynaklar (güneş, rüzgâr, jeotermal vb.)

Kullanılan enerji kaynağına göre santrallerin çalışma prensipleri farklılıklar göstermektedir.

Termik santraller basitçe, ısı enerjisiyle elde ettiği su buharını bir elektrik üretecine bağlı türbinini döndermek için kullanır ve bu yolla elektrik üretir. Çalışma prensibi ve tasarımı genellikle aynı olan termik santrallerin temel farklılığı ısıyı üretmek için kullandıkları yakıtlardır. Termik kaynaklar, ısı enerjisi üretebilen katı, sıvı ve gaz yakıtlardır. Başlıca Termik kaynaklar;  kömür, petrol,doğal gaz,biyogaz,asfalsit ve çöp atıklar olarak sıralanabilir. Termik santrallerde yaygın olarak kullanılan kömür ve diğer fosil yakıtlar geride sera gazları bırakmaktadırlar bu sera gazları zaman içinde hava kirliliği,  sıcaklık anomalileri, asit yağmurları gibi sonuçlar doğuracaktır. Öte yandan öz kaynaklarımız içersinde bolca bulunan fosil yakıtlar ile enerji eldesi dışa bağımlılığı azaltacaktır. Örneğin; Linyit  potansiyelimizin kullanım oranı %19 civarındadır.

Nükleer Kaynaklar Toryum, Plütonyum, Uranyum gibi radyoaktif madelerdir. Ağır radyoaktif(Uranyum v.b.) atomların bir nötron çarpışması ile daha küçük atomlara bölünmesi(fisyon) veya daha az tercih edilen hafif radyoaktif atomaların birleşmesi (füzyon) sonucu büyük enerjiler açığa çıkar. Açığa çıkan ısı enerjisi ile ısıtılan su yüksek buhar basıncı yaratır ve bu güç ile dönen türbinler hareketi alternatörlere ileterek nükleer santlallerde elektrik enerjisi üretir.

Eskişehir-Sivrihisar-Kızılcaören'de ise dünya çapında önemli olan 380.000 ton toryumrezervi bulunmaktadır..Dünya toryum rezervinin % 54’ü ülkemizde bulunmaktadır. Bu özelliğiyle Türkiye'nin, nükleer hammadde eldesi için dışa bağımlı kalmayacağı söylenebilir. Ülkede şuanda nükleer santral bulunmamakla beraber planlama çalışmaları devam etmektedir. Nükleer yakıtlar; fosil yakıtların sebep olduğu sera etkisi, asit yağmurları ve ozon tabakasına zarar veren atıkları oluşturmaz. Bunun yanında reaktör arızalarından yayılan radyasyon ve nükleer atıkların kısa zamanda yok edilememesi ise potansiyel bir tehlikedir.

Termik santrallerden çıkan baca gazı atıkları (kükürt v.s.) ve dışarı salınan sera gazları ekstra yatırımlar ile telafi edilebilmektedir. Diğer tarafta hidroelektrik santrallerinin neden olduğu su ve toprak kirliliği de (tuzlanma)  yine ekstra maliyet ile giderlebilmektedir. Ancak! nükleer santral atıklarının nasıl telafi edileceği hakkında kesin bir hüküm yoktur. Bir arıza durumunda çevreye vereceği ve telafi edilemeyecek zararlar sebebiyle bu santraller her türlü maliyeti aşmakta ve nesilleri tehtit etmektedir. Öncelikle insan ve çevre sağlığını göz önünde bulundurarak diğer kaynaların kullanımı geliştirilmeli, üzerine çok düşülmemiş biyokütle ve biyomas gibi kaynaklar üzerinde çalışılmalıdır.

Suyun potansiyel ve kinetik enerjisi, barajlarda toplanarak bir yükseklik kazandırılması ile baraj yakınlarına kurulan hidroelektrik santrallerde elektrik enerjisine dönüştürülür. Denizler, göller, ve akarsular  hidrolik kaynakları oluşturur. Hidrolik kaynaklar en ucuz ve yenilenebilir daha da önemlisi tükenmeyen enerji kaynaklardır. Ülkemiz bu kaynaklar bakımından oldukça zengindir. Ancak ülkemizde su kaynakları kullanım oranı %25 ile sınırlıdır ve hidropotansiyelin gelişmesi ile ilgik ibir çalışma bulunmamaktadır. Doğru planlanan ve yönetilen hidrolik kaynaklar sağlıklı ve çevreci enerji üretimi için uygun bir yöntemdir ancak yolları tıkanan akarsular, bendler inşaa edilen göller ve benzeri uygulamalar santral çevresindeki ekolojik dengeyi eğer dikkat edilmezse giderek bozacağından, çevredeki diğer canlı türlerinin yaşamı olumsuz etkilenecektir.

Diğerleri

Rüzgar sistemleri pahalıdır ancak sonrasında yakıt gereksinimi duymaması, bakım masraflarının düşük ve uzun ömürlü olması nedeniyle birim maliyeti düşük elektrik üretmektedir. Gelecek nesillere zararı olmayan, yenilenebilir enerji kaynağını kullanmaktadır ve basitçe rüzgar enerjisinin kuvveti ile dönderilen türbinlerin ürettiği mekanik enerji, sistemin bağlı olduğu alternatörler yardımıyla elektrik üretir.

Güneş hepimizin var olma sebebidir. Tabii ki elektrik gibi bir ihtiyacımızda da yardımımıza koşar. Isı ve ışık enerjisi olarak bize ulaşan Güneş, sahip olduğu coğrafi konum nedeniyle ülkemize diğer coğrafyaların çoğuna nispeten daha cömert davranmaktadır. Güneşim ısı ve ışık enerjisinden de elektrik üretmek mümkündür. Fotovoltaik ya da güneş pilleri, güneş ışığı enerjisini elektrik enerjisine direkt çevirir.

Güneş pilleri, yüzeyine aldığı güneş ışığını direkt elektrik enerjisine dönüştüren yarı iletken maddelerdir. Güç çıkışını artırmak için birçok güneş pili birbirine paralel ya da seri bağlanarak bir yüzey üzerinde fotovoltaik modül yapısı oluşturulabilir.Dahası gerektiği taktirde bu modüller de birbirine bağlanarak fotovoltaik dizi oluşturulabilir. Uzay araştırmalarında kullanılan araçlar enerjisini buradan sağlar.

Ayna ya da mercekle yoğunlaştırılan güneş ışınları panel içinde dolaşan suyu ısıtır ve sıcaklık artırılarak panellerdeki su buhara çevrilir. Türbinde oluşan mekanik enerji jenaretör yardımı ile elektrik enerjisine dönüştürülür Ancak bu sistemler çok miktarda suya ihtiyaç duyduğundan su kaynaklarına yakın yerlere kurulmalıdır ve güneşsiz günlerde devre dışı kalmaması için doğal gaz gibi yedek enerji kaynaklarıyla desteklenmesi gerekmektedir. bu bağlamda Güneş'in ısı enrjisinden elektrik üretmek, ışık enerjisine nazaran daha külfetli ve zahmetli olsa da doğru konumlandırma ile elleri en temiz enerji üretme sistemleridir.

KAYNAKÇA

http://www.yyu.edu.tr/abis/admin/dosya/2467/files/Ders Notlar%C4%B1/III.D%C3%B6nem/3 Elektrik Enerji Santralleri.pdf

http://www.elektrikport.com/teknik-kutuphane/hidroelektrik-santrallerinin-calisma-prensibi/8639#ad-image-0

http://www.elektrikport.com/teknik-kutuphane/termik-santral-sistemleri/8763#ad-image-0

Uğur Ekmekçi
Beykent Üniversitesi / Elektrik ve Haberleşme Mühendisliği -

0 yorum