0

Boyut kavramını genellikle elle tutulur ve ölçülür olduğu için, mesafe, uzunluk gibi sayısal verilere dayandırarak ele alıyoruz. Sorun da buradan çıkıyor. Soyut boyutları (daha doğrusu elle tutamadığımız, ölçemediğimiz) kavramakta bundan dolayı zorlanıyoruz. Zaman bile matematiksel olarak bir boyut olduğu halde (çünkü fizik denklemlerinde Zaman'ı görmezden gelirsek bir değişken olarak, sonuca ulaşamıyoruz) hala tartışılıyor. "Algı mı, gerçeklik mi?" diye. Fakat boyut kavramına farklı bir açıdan bakmayı öneriyorum. Ve tüm mevcut boyut kavramlarını kapsayacak şekilde... Boyut, sadece enerji paketçiğinin titreşim yaptığı doğrultu alanıdır. Eğer bu titreşim başka bir paketçik tarafından engellenmiyorsa "açık", engelleniyorsa "kapalı", sınırlanıyorsa "kıvrık" boyutlar söz konusu olmaktadır. Fark olarak Zaman, paketçiğin bir titreşimi değildir. Tam tersi, Paketçiğin titreşmesine neden olan dış kaynaktır. Paketçik açısından bu da(hareketin göreliliği gereği) bir (tek yönlü) titreşimdir. Çünkü Zaman, dalgasal formdadır.(Dalgalar 2 boyutlu olduğu için, 2nci bir zaman boyutundan da söz ediliyor olabilir.) ( https://www.quora.com/What-is-the-science-behind-the-4th-and-5th-dimensions/answer/Burtay-Mutlu ) Ayrıca https://evreneyenibirbakis.blogspot.com/2016/02/boyutlar-zaman-ve-aralarndaki-iliski.html sayfasından sonra düşünmenizi istediğim bir soru var. Eğer enerji paketçikleri (kuantalar) küresel ise, bunlardan oluşan bir yığında, "bir küre kaç küre ile temas edebilir? ve kaç bölgede engellenir?, kaç bölgede sınırlı titreşim yapabilir?

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0
0

Boyut kavramını genellikle elle tutulur ve ölçülür olduğu için, mesafe, uzunluk gibi sayısal verilere dayandırarak ele alıyoruz. Sorun da buradan çıkıyor. Soyut boyutları (daha doğrusu elle tutamadığımız, ölçemediğimiz) kavramakta bundan dolayı zorlanıyoruz. Zaman bile matematiksel olarak bir boyut olduğu halde (çünkü fizik denklemlerinde Zaman'ı görmezden gelirsek bir değişken olarak, sonuca ulaşamıyoruz) hala tartışılıyor. "Algı mı, gerçeklik mi?" diye. Fakat boyut kavramına farklı bir açıdan bakmayı öneriyorum. (Yani Bence...) Ve tüm mevcut boyut kavramlarını kapsayacak şekilde... Boyut, sadece enerji paketçiğinin titreşim yaptığı doğrultu alanıdır. Eğer bu titreşim başka bir paketçik tarafından engellenmiyorsa "açık", engelleniyorsa "kapalı", sınırlanıyorsa "kıvrık" boyutlar söz konusu olmaktadır. Fark olarak Zaman, paketçiğin bir titreşimi değildir. Tam tersi, Paketçiğin titreşmesine neden olan dış kaynaktır. Paketçik açısından bu da(hareketin göreliliği gereği) bir (tek yönlü) titreşimdir. Çünkü Zaman, dalgasal formdadır.(Dalgalar 2 boyutlu olduğu için, 2nci bir zaman boyutundan da söz ediliyor olabilir.) ( https://www.quora.com/What-is-the-science-behind-the-4th-and-5th-dimensions/answer/Burtay-Mutlu ) Ayrıca https://evreneyenibirbakis.blogspot.com/2016/02/boyutlar-zaman-ve-aralarndaki-iliski.html sayfasından sonra düşünmenizi istediğim bir soru var. Eğer enerji paketçikleri (kuantalar) küresel ise, bunlardan oluşan bir yığında, "bir küre kaç küre ile temas edebilir? ve kaç bölgede engellenir?, kaç bölgede sınırlı titreşim yapabilir?

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0
0

Evet, makalede tanımlayamadığımız ve bizim boyut algımız sınırlı (3 uzamsal boyut çerçevesinde) olduğu için, diğer boyutların soyut kaldığı (3 boyutlu top'un 2 boyutlu yüzeyden geçerken flatlanderlıların algılayacağı gibi) sınırlı olduğundan bahsediyor. Üstelik, bu durulu anlatmaya çalıştıkları şeikller bile var. Ama bunlarda 3 boyutlu bir alan işgal ediyor. . Bencce ise, evrenin başlangıcında hiç bir boyut olmadığını ve tüm boyutların aynı kaynaktan çıktığını göz önüne alarak, hepsinin temelde aynı koşula bağımlı olmaları gerektiğini savunuyorum. Yani boyut kavramı, 3 uzamsal boyutuda, Zaman'ı da, diğer varsayılan ve matematiksel olarak olması gereken boyutları da kapsamalı. Sonuçta evren denge üzerine kurulu, bu tanımlayamadımız soyut boyutlarda denge de bir rol oynuyor olmalı. Yoksa denkleme girmezlerdi... En mantıklı şey ise enerji paketçiklerinin titreşimleri ile bağlantılandırmak oldu. Çünkü ilk başka, bildiğimiz boyut kavramına (bir doğru üzerinde bir alan-mesafe işgal eden) başka bir olgu yoktu... Daha üst (12 ve üstü ) boyut eklendiği zaman ise, denge (eşitlik) bozuluyor olmalı bu durumda... Aksaklık da buradan kaynaklanıyor olmalı... Daha fazla boyutun olması için tamamen farklı fizik kurallarının geçerli olacağı bir evren yapısı gerekiyor. Diğer yandan küresel bir yapı, 12 rakamıyla bağlantılı ilişkilere sahip, hatta aynı doğrultular üzerinde, (+/-) bölge olarak kabul edersek, 3 uzamsal boyutu da (serbest titreşim alanları) gösteriyor gibi... Küre sıkışmaya ve her yönden basınca en dayanıklı doğal yapı olduğu için, küre olarak farz ettim (Tekillik durumundaki) enerji paketçiklerini... 11 boyut bu şekilde ele alınabilir. 12nci boyut ise evrenin genişleme hareketi içinde kalmış gibi bence... Bu yüzden Zaman ile kaynaşmış gibi gözüküyor. Sonuçta, tüm mesele dengenin sürekliliği, + ek bir boyut bu dengeyi bozuyor sanırım.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0
0

Evet, makalede tanımlayamadığımız ve bizim boyut algımız sınırlı (3 uzamsal boyut çerçevesinde) olduğu için, diğer boyutların soyut kaldığı (3 boyutlu top'un 2 boyutlu yüzeyden geçerken flatlanderlıların algılayacağı gibi) sınırlı olduğundan bahsediyor. Üstelik, bu durulu anlatmaya çalıştıkları şekiller bile var. Ama bunlarda 3 boyutlu bir alan işgal ediyor. Bence ise, evrenin başlangıcında hiç bir boyut olmadığını ve tüm boyutların aynı kaynaktan çıktığını göz önüne alarak, hepsinin temelde aynı koşula bağımlı olmaları gerektiğini savunuyorum. Yani boyut kavramı, 3 uzamsal boyutu da, Zaman'ı da, diğer varsayılan ve matematiksel olarak olması gereken boyutları da kapsamalı. Sonuçta evren denge üzerine kurulu, bu tanımlayamadığımız soyut boyutlarda denge de bir rol oynuyor olmalı. Yoksa denkleme girmezlerdi... En mantıklı şey ise enerji paketçiklerinin titreşimleri ile bağlantılandırmak oldu. Çünkü ilk başka, bildiğimiz boyut kavramına (bir doğru üzerinde bir alan-mesafe işgal eden) başka bir olgu yoktu... Daha üst (12 ve üstü ) boyut eklendiği zaman ise, denge (eşitlik) bozuluyor olmalı bu durumda... Aksaklık da buradan kaynaklanıyor olmalı... Daha fazla boyutun olması için tamamen farklı fizik kurallarının geçerli olacağı bir evren yapısı gerekiyor. Diğer yandan küresel bir yapı, 12 rakamıyla bağlantılı ilişkilere sahip, hatta aynı doğrultular üzerinde, (+/-) bölge olarak kabul edersek, 3 uzamsal boyutu da (serbest titreşim alanları) gösteriyor gibi... Küre sıkışmaya ve her yönden basınca en dayanıklı doğal yapı olduğu için, küre olarak farz ettim (Tekillik durumundaki) enerji paketçiklerini... 11 boyut bu şekilde ele alınabilir. 12nci boyut ise evrenin genişleme hareketi içinde kalmış gibi bence... Bu yüzden Zaman ile kaynaşmış gibi gözüküyor. Sonuçta, tüm mesele dengenin sürekliliği, + ek bir boyut bu dengeyi bozuyor sanırım.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0
0

Evet, makalede tanımlayamadığımız ve bizim boyut algımız sınırlı (3 uzamsal boyut çerçevesinde) olduğu için, diğer boyutların soyut kaldığı (3 boyutlu top'un 2 boyutlu yüzeyden geçerken flatlanderlıların algılayacağı gibi) sınırlı olduğundan bahsediyor. Üstelik, bu durumu anlatmaya çalıştıkları şekiller bile var. Ama bunlarda 3 boyutlu bir alan işgal ediyor. Bence ise, evrenin başlangıcında hiç bir boyut olmadığını ve tüm boyutların aynı kaynaktan çıktığını göz önüne alarak, hepsinin temelde aynı koşula bağımlı olmaları gerektiğini savunuyorum. Yani boyut kavramı, 3 uzamsal boyutu da, Zaman'ı da, diğer varsayılan ve matematiksel olarak olması gereken boyutları da kapsamalı. Sonuçta evren denge üzerine kurulu, bu tanımlayamadığımız soyut boyutlarda denge de bir rol oynuyor olmalı. Yoksa denkleme girmezlerdi... En mantıklı şey ise enerji paketçiklerinin titreşimleri ile bağlantılandırmak oldu. Çünkü ilk başka, bildiğimiz boyut kavramına (bir doğru üzerinde bir alan-mesafe işgal eden) başka bir olgu yoktu... Daha üst (12 ve üstü ) boyut eklendiği zaman ise, denge (eşitlik) bozuluyor olmalı bu durumda... Aksaklık da buradan kaynaklanıyor olmalı... Daha fazla boyutun olması için tamamen farklı fizik kurallarının geçerli olacağı bir evren yapısı gerekiyor. Diğer yandan küresel bir yapı, 12 rakamıyla bağlantılı ilişkilere sahip, hatta aynı doğrultular üzerinde, (+/-) bölge olarak kabul edersek, 3 uzamsal boyutu da (serbest titreşim alanları) gösteriyor gibi... Küre sıkışmaya ve her yönden basınca en dayanıklı doğal yapı olduğu için, küre olarak farz ettim (Tekillik durumundaki) enerji paketçiklerini... 11 boyut bu şekilde ele alınabilir. 12nci boyut ise evrenin genişleme hareketi içinde kalmış gibi bence... Bu yüzden Zaman ile kaynaşmış gibi gözüküyor. Sonuçta, tüm mesele dengenin sürekliliği, + ek bir boyut bu dengeyi bozuyor sanırım.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0
0

Evet, makalede tanımlayamadığımız ve bizim boyut algımız sınırlı (3 uzamsal boyut çerçevesinde) olduğu için, diğer boyutların soyut kaldığı (3 boyutlu top'un 2 boyutlu yüzeyden geçerken flatlanderlıların algılayacağı gibi) sınırlı olduğundan bahsediyor. Üstelik, bu durulu anlatmaya çalıştıkları şekiller bile var. Ama bunlarda 3 boyutlu bir alan işgal ediyor. Bence ise, evrenin başlangıcında hiç bir boyut olmadığını ve tüm boyutların aynı kaynaktan çıktığını göz önüne alarak, hepsinin temelde aynı koşula bağımlı olmaları gerektiğini savunuyorum. Yani boyut kavramı, 3 uzamsal boyutu da, Zaman'ı da, diğer varsayılan ve matematiksel olarak olması gereken boyutları da kapsamalı. Sonuçta evren denge üzerine kurulu, bu tanımlayamadığımız soyut boyutlarda denge de bir rol oynuyor olmalı. Yoksa denkleme girmezlerdi... En mantıklı şey ise enerji paketçiklerinin titreşimleri ile bağlantılandırmak oldu. Çünkü ilk başka, bildiğimiz boyut kavramına (bir doğru üzerinde bir alan-mesafe işgal eden) benzeyen başka bir olgu yoktu... Daha üst (12 ve üstü ) boyut eklendiği zaman ise, denge (eşitlik) bozuluyor olmalı bu durumda... Aksaklık da buradan kaynaklanıyor olmalı... Daha fazla boyutun olması için tamamen farklı fizik kurallarının geçerli olacağı bir evren yapısı gerekiyor. Diğer yandan küresel bir yapı, 12 rakamıyla bağlantılı ilişkilere sahip, hatta aynı doğrultular üzerinde, (+/-) bölge olarak kabul edersek, 3 uzamsal boyutu da (serbest titreşim alanları) gösteriyor gibi... Küre sıkışmaya ve her yönden basınca en dayanıklı doğal yapı olduğu için, küre olarak farz ettim (Tekillik durumundaki) enerji paketçiklerini... 11 boyut bu şekilde ele alınabilir. 12nci boyut ise evrenin genişleme hareketi içinde kalmış gibi bence... Bu yüzden Zaman ile kaynaşmış gibi gözüküyor. Sonuçta, tüm mesele dengenin sürekliliği, + ek bir boyut bu dengeyi bozuyor sanırım.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0
0

Soyut boyutlardan 4ncü ve 5nci boyutları da mekan açısından ele alabiliyoruz. Herkesin hem fikir olduğu gibi 4ncü boyut Zaman...ama 5nci boyutun ne? veya nasıl bir şey olduğu? hakkında bir fikir yok... Bence ise, 5nci boyut "Hız" (Velocity) Bir sabit bir objenin evrene göre konumunu saptamak istersek bize 3 uzamsal boyut üzerinden, evrene göre koordinatlarını bilmemiz yetiyor (x,y,z). Eğer bu obje hareketli ise durum biraz değişiyor. Bize 2 bilgi daha gerekiyor. Zaman ve Hız. Zaman, bize objenin hangi anda nerede olduğunu bildiriyor. (x,y,z,t) (Bu değişken aynı zamanda, sabit bir nesnenin evrenin genişlemesiyle yapmış olduğu hareket ile de iç içe. Yani, sabit nesnenin 3 uzamsal boyut bilgisi olunca, yerini saptamak için Zaman gözardı edilebiliniyor.) Ancak obje hareketli ise, Zaman kaçınılmaz olarak gerekiyor. İlk bilgi (x,y,z,t) objenin başlangıçta nerede olduğunu bildiriyor. Eğer bu bilgiye, 5nci boyutu, yani Hız'ı (v) eklersek, objenin herhangi bir an içinde, evrende nerede olduğunu tespti edebilirsiniz. Buna göre evrendeki herhangi bir noktadaki bir objenin 5 boyutunu (x,y,z,t,v) da bilirseniz, o objenin evrendeki o an için geçerli mevcut konumunu da bilirsiniz. Burada ilginç olan şey, Zaman ve Hız arasındaki ilişkinin zıt yönlü oluşu. Yani sicim teorisinde bahsedildiği gibi (; birinin en yüksek enerji düzeyinde iken diğeri en düşük enerji seviyesinde) birinin en geniş-uzun olduğu anda diğeri en düşük konumunda oluyor. https://youtu.be/69cLkM-4VMQ Yukarıda linkini verdiğim animasyon da tepe en yüksek enerji seviyesini temsil ediyor. (TIB IIB x TIB IIB) ve (TIB I x HETEROIC O) ve (TIB IIA x HETEROTIC E) Yapıları birbirleriyle zıt yönlü ilişki olan sicim yapılarını temsil ediyor. (Üstelik bence 5 değil, 6 formül olmalı. 6ncısı gene TIP IIB için geçerli olan aynı ama düşük enerji seviyesi için olan formül.) HETEROTIC O, HETEROTIC E ve TIP IIA arasında 120 derecelik bir ilişki var. 2 boyutlu bir düzleme ait gibi. Aynı şekilde, TIB I, TIB IIB ve TIP IIA arasında da 120 derecelik bir ilişki vardır. Bu da bir başka 2 boyutlu düzlem. (Bu iki grup düzlemler arasında ise 90 derecelik bir ilişki var. Ki bu da 3 boyutlu bir yapıyı ortaya çıkartıyor.) Buradan çıkan bir başka sonuç ise, (kitapta ele aldım) Hız, Zaman'ın sonsuzluğunun aksine tamamen kıvrık bir boyut olduğu, Zaman boyut olarak daraldığında (kuantanın titreşim alanı olarak ), Hız için alan açılıyor ve kuanta için ek bir genişleme alanı oluşuyor. İkisi de aynı doğru üzerinde olduğundan, iç içeler ve bunu Özel Görelilik etkisi olarak tespit ediyoruz.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0
0

Ivmeli hareketse?

morgan 4 yıl önce 0