0

Kuantum kaynaşması... (Quantum Fluctuation) Aslında sadece o kara deliklerden değil. evrendeki tüm kütleli nesnelerden sürekli ve düzenli kütle çekim dalgaları yayılıyor. Yani evrenimiz bol miktarda farklı noktalardan yayılan dalgaların kaynaşma alanı... Benzetme olarak; durgun suya atılan 15-20 taşı, ve dipten yüzeye doğru yollanan ses dalgalarını düşünebiliriz. Taşın dibe doğru düşmesi, (gerçekte ağırlıklarından dolayı kaynaklanan kütle çekim kuvveti ama) bize, kütlelerin evrenin genişleme hareketi ile olan ortak-doğal hareketlerini temsil etsin. Dipten yollanan ses dalgaları da (Ses dalgaları bir kaynaktan yayıldığı için dış bükey eğimle yayılıyorlar, buna karşılık Dalgasal Zaman’ın dış çeperlerden içeriye doğru yayıldığını düşündüğümden, iç bükey olmalılar.) Zaman'ı temsil etsin. Taşlara çarpıp yansıyan dalgalarda, kütle çekim dalgalarını... Bir merkezden yayıldıkları için, bildiğimiz dış bükey şeklinde yayılacakların Burada unutulmaması gereken, Taşların hareketi, doğrusal-tek boyut üzerinde olduğu için yansıyan dalgalar en fazla 2 boyutlu bir yapıda olacaklar. Halbuki evren 3 boyut üzerinde genişlediğinden, tüm nesneler de üç boyut üzerinde birden bu genişlemeye eşlik ediyor. (Böylece evrenin genişlemesine rağmen evrene göre 3 uzamsal koordinatları sabit kalıyor.) Zaman da tam aksi yönden titreştiğinden, onun da 3 uzamsal boyut üzerinde birden etkin olduğundan dolayı yansıyan dalgalar 3 boyutlu... Yine de taşlardan yansıyan ses dalgaları, kavramsal ihtiyacımızı karşılar. Düşen taşlardan yansıyan dalgalar, yayılırlarken özellikle yakın çevrelerindeki alanı bolca hareketlendirirler. Üstelik bir kısmı girişim bile yapar. Yani bazı bölgelerde dalgalar üst üste gelir bu bölgelerin enerji yoğunlukları çok daha fazla artar. Bu enerji yoğunlaşması olan alanlarda, Zaman dalgalarıyla etkileşime girdiklerinde, iki tepki verirler. İlki, bu minik geçici enerji alanları minik kütleli parçacıklar gibi, Uzay-Zaman’ı bükerler (aslında kırarlar). (Dalgalar birbirlerinin içinden geçip yollarına devam edecekleri için sabit kalmazlar.) Bu oluşumlar geçici oldukları için tespit edilemezler. ışık ve kütleler ile etkileşime girmezler. Ancak her bir noktada geçici olsalar da, toplam sayıları dalgalardan dolayı neredeyse sabit kalırlar. Sanırım bu galaksiler etrafında yoğunlaşan karanlık madde sorusunun da cevabı olacaktır. (Karanlık maddeler yerine dalgaların “girişim noktalarını” koyarsanız, bu girişim noktalarındaki enerji yoğunlaşmaları, karanlık maddeye atıf edilen tüm nitelikleri karşılayabiliyor: Işık ve manyetik alan ile etkileşime girmemesi, galaksilerin etrafında yoğunlaşmaları, buna karşılık kütleli imiş gibi galaksilerin toplam kütlelerine katkıda bulunmaları… Ayrıca bazı galaksilerden yayılan dalgaların uzay’ın (kütlece) boş bir alanında yoğunlaşıp, girişim yapmaları durumunda buralar da kütle olmadan da karanlık madde etkisi gözlemlenebilir.) İkinci olarak ise, bu girişim noktalarında yoğunlaşan enerji, kuantum kaynaşması esnasında madde ve anti madde parçacıklarına dönüşüp, (elektron ve pozitron) birbirlerini yok ederek ışıma yaparlar. Bu da sorunuzun cevabı oluyor, sanırım.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 4 yıl önce 0