-7

Uzayın bükülmesi ne anlama geliyor?

Necmi Tüfek 5 yıl önce 26
-7

Einstein Gravitasyon teorisine eşdeğer olarak kütleçekimi izah edebilmek için "uzayın büküldüğü" varsayımıyla bir teori geliştirdi. Gravitonlar halen daha tespit edilebilmiş değildirler. Graviteyi hesaplayabilmek bu yüzden mümkün olmuyordu. Einstein kütlenin gücü oranında uzayı büktüğünü ve çevredeki diğer cisimlerin, ışığın bile bu bükülü uzaya tabi olacağını düşündü. Bu şekilde Genel Görelilik teorisini geliştirdi ve başarılı oldu. Yani; genel görelilik teorisi "eşdeğerlik" üzerine düşünülmüş bir teoridir. Aslında uzayın gerçekten büküldüğünü ispatlamaz. Zaten bunu ispatlamak bu günkü teknolojiyle mümkün değildir. Uzayın yapısının ne olduğu halen çözülememiştir. (Çok küçük boyut ve enerji düzeyinde olduğu ve etkileşmediği için) Bu yüzden de bükülen bir şeyin olup olmadığı bilinemez. Kütleçekim gücü cisimleri direkt olarak gravitonlarla etkiliyor olabilir ya da kütleçekimi uzayı büküyor, cisimler bu bükülü uzaya tabi olarak hareket ediyor olabilir. İkisi eşdeğerdir. Eğer, uzayın bükülü olduğunu ve cisimlerin bu bükülü uzayda bükümlere göre yönlendiğini kabul edersek o zaman kütlenin varlığını ayrıca hesaba katmayız. Ama kütlenin ağırlığını hesaba katıp cisimleri etkilemesini uzaklıklarıyla orantılı olarak düşüneceksek o zaman da bükülü uzayı ayrıca hesaba katmayız. Yani her durumda iki seçenekten biri geçerlidir ve bu da eşdeğerlik ilkesidir. İşte bu yüzden, bükülmüş ya da düz uzayı her hangi bir etken malzeme olarak düşünmek doğru değildir. Etki kütlelerden kaynaklanır. Kütle etki etmiyorsa uzay düzdür, ediyorsa bükümlüdür. Uzay düz olsun, bükülü olsun kendisi hiçbir şekilde "ayrıca" olaylarda etkili değildir.

Necmi Tüfek 5 yıl önce 0
-8

hüseyin can, Anlatılanı iyi anlamak gerekiyor. Einstein'ın kendisi bunun eşdeğer bir teori olduğunu söylemiştir zaten. Teoridir çünkü hem uzayın hem de gravitonların varlığını ispatlamak mümkün değildir. Her ikisi için de bir sayısal değer konulamaz. Hiç bir denklemde uzay ya da graviton bir nicelik olarak, sayısal bir değer olarak yer almaz. Tüm hesaplarda kütle kullanılır ve doğru sonucu verir. Buradaki bazı sorularda uzayın sanki cisimleri tutabilen, esneyebilen bir yapısı varmış gibi kavram kargaşası olduğunu gördüğüm için bu konuyu açtım. Uzay bir çarşaf gibi değildir ve cisimleri kaldırma gücü yoktur. O temsili resimler iki boyutludur. Üç boyutlu bir çizim yapılamadığı için öyle resmedilirler. Yani anlatmak istedikleri başka bir şeydir. Ama konuyu bilmeyenler bunun gerçek olduğunu zannedip yanılırlar. Özel ve genel görelilik arasında pek fark olmadığını söylemeniz talihsizlik olmuş. Graviton ve fotonun higgs alanıyla etkileşmemeleriyle ne gibi bir bağlantı kurdunuz bilmem ama teorik olarak graviton fotonu etkiler. Çünkü kütleçekim her türlü enerjiyi etkiler. Manyetik kuvvet nasıl uzaktan etki yapıyorsa, kütle de buna benzer şekilde uzaktan etki yapar. Bunun için kullanılan şey nedir henüz bilmiyoruz. (Manyetik alanı biliyoruz elbette ama kütleçekim alanını bilmiyoruz.) Graviton da olabilir, uzay bükülüyor da olabilir. Tüm anlatılmak istenen bu iki seçeneğin eşdeğer olduğu ve her ikisinin de henüz tespit edilememiş olduğudur. Einstein halkası diye gösterilen resim kütlenin gücünün ışığı nasıl etkilediğini ispatlar. Ama buna "bükülmüş uzayın resmidir" diyorsanız tek taraflı bir yorum yapmış olursunuz. Ve tabii ki biraz da talihsiz bir iddia olur.

Necmi Tüfek 5 yıl önce 0