0

Sorunuzun son kısmından başlarsak, Hayır. Sörf yapmak bir kaç konuyla ilgili yazı okumak araştırmak değildir. Eskiden ansiklopediler, kurul-heyet kontrolünden geçtikten sonra yayımlanırdı. O yüzden yazılan bilgiler o anki şartlara göre güncel ve geçerli bilgiydi. Üstelik heyet çalışmaları da, bilim bilimciler tarafından daha ciddiyle ve saygıyla karşılandığından, çok titiz olurdu. Bu konuda çıkan bilimsel eserlerde aynı titizliğe maruz kalırdı... Ama enformasyon araçlarının yoğunlaşması, bilginin bir tüketim malzemesine dönüşmesi, bilime ve bilimciye olan inancın sarsılması, bilimin şüpheciliğinin zayıflık olarak algılanması sonucu bu yaklaşımlar değişti. Daha çok iletişimin dedikodu kısmı üstün geldi. Bu sadece ülkemizde değil, tüm dünya da olan bir yozlaşma... Bilim ve teknoloji ile sömürülen dünyanın durumuna bakıp, toplumların bilinç altlarında hissettiği bir düş kırıklığının sonucu... Çok girmeyeyim... İnternet ortamın bu yoğun bilgi kaynaklarına rağmen, doğru bilgiyi bulmak, elde etmek hala zahmetli bir iş. Burada iş kişiye düşüyor. Çünkü bilgi edinmek artık, pazardan mal seçer gibi, kişisel bir eyleme dönüşüyor. Çoğunluk bilgi pazarından bilgi seçerken, kendisine mantığına uygun olanı, sevdiğini tercih ediyor ama bu doğru bir yol değil. İnternette yazaıyor diye doğru olması gerekmiyor. Kişinin bulduğu bilgiyi analiz etmesi lazım. Analiz işi konuyu bilmekten ziyade bir teknik meselesidir. 1) Aynı konuda bulduğu diğer bilgilerle ne kadar uyumlu? Konuları açıklarken kullandığı metaforlar, açıklama konuları ile uyuşuyor mu? 2) Her bilgi, daha önceki başka bilgilerin birikiminden doğmuştur. Bir bakıma onların sonuç-özetidir. Eğer bilgi doğru ise, aralarında matematiksel sıralamaya dayalı bir mantık uyumu olması lazım. Bulduğunuz bilgi, kökeni olduğu iddia edilen bilgiyle çatışıyorsa, o bilgi ya da daha önceki bilgi hatalı demektir. Uyumsuzluk olmaması lazım. En fazla farklı bir bakış açısı olabilir. Ama aynı sonucu vermeli. 3) Kişinin mevcut bilgi ve mantık düzeyine göre, şahsi süzgeçten geçirdiğinde rahatsızlık veren noktalar neler? Eğer bir bilgi, doğru olduğunu düşündüğünüz (inandığınız değil) bir bilgiyle çatışıyorsa, ikisinden birinin hatta belki ikisinin de hatalı olma ihtimali yüksektir. (Örneğin bugün bir büyük gazetemizin internet sayfasında bir şehrimizden bahsediyordu. Diyordu ki "... şehiri Şelçuklular tarafından kurulmuştur. Bu şehirde Asurlular, ..., ,, lar (şu anki yerel halk örneklerinden gruplar) uzun yıllar barış içinde yaşamışlardır." Şimdi o şehri bilmiyorum. Halkının etnik kökenini bilmiyorum. Geçmişini de bilmiyorum. ama haberin yalan olduğunu biliyorum. Çünkü şehirin kurucusu Selçuklular ile oralarda yaşayan Asurlular arasında en az 1600 yıl fark var. ) Bu tür iç çelişkiler de bilginin doğruluğu hakkında fikir verebilir. 4) Bulduğunuz bilginin nerelerde kullanıldığına da bakabilirsiniz. Eğer blduğunuz bilginin geniş kullanım alanı var ise, güvenilir bir bilgidir. Kimse yanlış bilgiye dayalı olarak riskli iş yapmak istemez. 5) Bilim sitelerinde, güncel blog sitelerinde, tartışma bloglarında genellikle bilgiler çok yönlü olarak incelendiğinden, buradan edindiğiniz izlenim ve bilgilerle de elinizdeki bilginin doğruluğu hakkında fikir edinebilrsiniz. Örneğin, bulduğunu bir bilgi, y kromozomunun küçülmesi ile erkek nüfusunun yok olacağını ve dünya demografisinin değişeceğini iddia ediyordu. Siz de aldığınız konuyu tartışmaya açtınız. Farklı bilgiler ve bakış açıları ile konular değerlendirilince, siziinde kafanızda bu bilginin güvenriliği hakkında daha net bir görüntü oluşmuş olmalı.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 6 yıl önce 0
0

İnternet üzerinden her türlü bilgiye ulaşmamız mümkün. Bilgi'nin hızlı üremesi ve değişimi karşısında ancak internet bize son ve güncel bilgileri sağlıyor. Bunun yanında ilgili konuda az veya çok bilgisi olanların da, olmayanlarında yorum ve eklemeleri ile zenginleşiyor. Özgür bir ortam olması nedeniyle, doğru ve güncel bilginin yanında, arasında, serpiştirilmiş veya toplu olarak yanlış, hatalı, yanlı bilgilere de denk geliyoruz. Bu bilgilerin doğruluğunu veya yanlışlığını test etmek ise, genellikle o konuda bilgisi olmayanlar için genelde çok zor. Üstelik güncel bilgilerin çoğu zaten yeni olduğundan, doğruluğunu test etme imkanı da yok. Eskiden bilimsel yayınlar, ilgili konularda yetkin kişilerden oluşan bir kurul tarafından kontrol edilir, güncellenir ve yayınına onay verilirdi. Bu onların güvenirliğini artırırdı. Özellikle ansiklopediler, güncelliklerini yıllar boyu korurdu. Ancak günümüzde, uzmanlaşan ve alt dallara ayrılan konular yüzünden her yıl, neredeyse önceki yılların toplamı kadar bilgi ekleniyor literatüre... Böyle bir aktif bir bilgi üretimini ve güncellemesini kontrol etmek, imkansız gibi... Ehh..Arada yarım yamalak, yanlış bilgilerde dağılıyor. Bunları nasıl ayırt edeceğiz? İlk önce, kullandıkları kaynaklara bakmak lazım. Eğer kaynaklar arasında akademik olanlar var ise ya da güncel popüler bilimsel dergilerde kullanılmış ise (çünkü bu dergiler, matbaa basımından önce gene ne olursa olsun bir elemeden geçiriyor yeni bilgileri) güvenirliği konusunda rahat olabilirsiniz. Doğru mu, yanlış mı? Bu daha zor bir soru. Çünkü doğru, genellikle güncel bilgi birikimimiz ve bakış açımızla alakalıdır. Bu şahsi de olabilir, toplumsal olarak da... Mevcut bilimsel akımda şu an doğru kabul edilen ve kanıtlanan bir bilginin, 10 yıl sonraki bilgi birikimi ve bakış ile aynı değerde olacağı şüpheli. Üzerine yeni eklemelerle tamamen farklı bir cevap üretebilir. İkinci olarak, kendi bilgi birikiminize dayalı olarak mantığınızı kullanabilirsiniz. Tamam tüm bilgiye hakim olmayabilirsiniz ama en azından temel mantığını biliyorsunuzdur. Bu yeni bilgi, bu mantığa uyuyor mu? Onu destekliyor mu? Buna göre, doğru ya da yanlış olduğu konusunda bir fikriniz olabilir. Üçüncü olarak ise, ilgili konuda belli bir bilgi birikimine sahip kişilerin fikirlerini alırsınız. Mesela fizikist gibi platformlarda... Son olarak da, eğer hiç bir değerlendirme imkanınız yok ise, bu sefer bu bilgiyi elinizdekilerle çürütmeye çalışırsınız. Bilgiyi çürütmek için saldırırken de onu anlayabilir, doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir edinebilirsiniz. Bu durumda internetteki bilgileri, özellikle yenileri, şüpheyle ele alıp, kesin karar vermeden önce süzgeçten geçirmek en mantıklısı. Ancak bilginin çoğalma ve çoğaltılma hızını göz önüne alırsak, şu an mevcut bilgi ihtiyacını en hızlı ve bol kaynakla besleyebilecek tek kaynakta internet. Zaten her bilgi üretiminde, anti tezi de kısa sürede üretildiğinden, doğruluğunu /yanlışlığını değerlendirirken elimizde bolca kaynak olacaktır. Konuyu anlamak ise tamamen farklı bir şey...Bir konuda fikir ürettiğinizde, eğer o konuyu anladıysanız- doğru olarak- o konunun ana fikri-özü ile uyumlu-tamamlayıcı fikir üretebilirsiniz. Anlamadığınız bir konuda ürettiğiniz fikirler, yama gibi durur. Bir iki eleştiri ile düşerler. Her insanın bilgiyi anlama ve kavraması farklı olduğu için, bir konuyu yeterince anlayan bir insanın üreteceği yaklaşım her zaman farklı-yeni ama eski konuyla bütünleşik olur. Bazen bir nüans, tüm bakış açısını değiştirebilir.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 6 yıl önce 0
0

Gerçek bir araştırma nasıl yapılır? Bu konuda bir çok metodoloji var. Üç aşağı-beş yukarı aynı mantıktalar. Aralarındaki farklılık, konunun alanından ve araştırmayı yapan kişilerden kaynaklanıyor. Bu yüzden önerim de şahsa münhasır ... Ama en azından fikir verebilir. Ana hatları ile 1) Öncelikle araştırma yapılacak "konunun doğru tanımı" gerekiyor. Neyi araştırıyorsunuz? Sınırlarınız nereye kadar? Araştırılacak konunun içeriği nedir? Ne mesaj veriyor? Hiç bir zaman, doğru anlaşılmamış bir soruya doğru cevap veremezsiniz. Önce soruyu doğru anlayıp, emin olmalısınız... 2) Araştıracağınız konu hangi alanlara giriyor? Ana alanlar? Yardımcı alanlar? Destekleyici olanları? Başka hangi konularla bağlantılı olduğu? 3) Araştırmanın alanı ve amacı tanımlandıktan sonra, ilgili konuyla bağlantılı geçmiş bilgiler ve düşünceler toplanır. Bunlar ortak noktalarına göre kategorilere ayrılır. Araştırma konusunun ana hatları belirlenir. 4) Konuyla ilgili yan bilgiler konuyla hangi açıdan bağlantılı olduklarına göre toplanır. 5) Ana ve yan alanlarla ilgili güncel, revaçta olan düşünceler ve bakış açıları derlenir. 6) a) Önce konunun ana alan fikrine, b) Konunun yan alan fikirlerine, karşıt düşünceler ve bakış açıları derlenir. 7) Karşıt düşünce ve fikirlerin kullandıkları ispat ve kaynaklar derlenir. Bunlar da ilgili ortak noktalara göre alt alanlarda toplanır. Konunun karşıtının da profili çizilmiş olur. ........... ........ ..... 8) Bu aşamalardan sonra siz konuyla ilgili kendi düşüncenizi ve yaklaşımınızı ele alırsınız. a) İleri sürdüğünüz savlar hangilerine daha yakın? Hangileri sizinkine benzer, hangileri sizinkinden farklı? 9) Benzer olanları bir kenara topladıktan sonra, farklı olanları incelersiniz... Sizin görüşünüzü geçersiz kılıyorsa, alternatif ne önerebileceğinize bakarsınız. Yeni önerinizin, önceki görüşünüzle ve diğer parçaları ile ne derece tamamlayıcı olacağına bakarsınız. ( İleri sürdüğünüz düşüncenin, bakış açısının temeli net olursa, üreteceğiniz görüşlerde bu temel üzerinden gelişecektir. Zamanla bazı yan dalları arasında uyumsuzluk gözüküyorsa, bir yerlerde hata yapmışsınızdır. Sondan geriye giderek ayrımlaşmaya başladıkları noktayı bulmaya çalışırsınız. Bu noktadan sonra tekrar durumunuzu ele alırsınız. sonuçta varacağınız sonuçta, tüm ayrıntılar birbirleri ile bağlantılı ve uyumlu olana kadar sürecektir.) 10) Bazı ayrıntılar, çalışma sınırlarınızın dışına çıkıyor olabilir. Bunu geldiğiniz aşamada belirsizlik olduğunda görürsünüz. Belirsiz noktaların üzerine gitme yerine, onları oldukları gibi bırakın. Bir gün başka bir noktadan ele aldığınız bir yan alan bu belirsizliği giderebilir. 11) Vardığınız sonuçların, matematik ile açıklanamayacak sonuçlar olduğunu görüyorsanız, düşünüyorsanız, o yolu terk edin. Matematiğe vurulamayacak hiç bir yaklaşım, "kesin doğru" değildir. 12) Matematik ile bulduğunuz sonuç, net, en son sonuç olmayabilir. Eldeki bilgi birikimine göre bir aşamanın sonucu olabilir. İlerlemek için zaman ihtiyaç olabilir. 13) Değerlendirme de mantığınızı matematik temelli olarak, neden-sonuç ilişkileri üzerinden yürütmelisiniz. Aynı nedenden (a) türeyen iki sonuç (b ve c), başka olgularında (d,e,f,g, vb.) nedenidir. Bu yeni olgular (d,e,f,g, vb.) arasında çatışma var ise, ya türettiğiniz iki sonuçtan biri (b ve/veya c) yanlıştır. Ya da direk "a" yanlış açıdan ele alınmıştır.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 6 yıl önce 0