0

Sicimlerin plank boyutunda olduğu kabul ediliyor. Yani evrenin madde anlayışının en alt limitidir diyebiliriz. Kütleli parçacık yapılanması için gereklidirler. Temel taşıdırlar. (Tabii ki sicim teorisine göre) Uzay parçacıklarının böyle bir işlevi yoktur. Plank boyutunun çok daha altında bir büyüklük seviyesindedirler. Uzay dokusunu oluştururlar. Enerji seviyeleri çok küçük olduğundan evrenin maddi yapılanmasıyla hiç bir ilişkileri olamaz. Çünkü ilişki kurabilecekleri bir alış-veriş kuantaları, elektrik potansiyelleri yoktur. Sadece kütleçekime tepki verirler. (Kütleli oldukları için) Tabii bir de basınç konusu var. Ne kadar küçük olurlarsa olsunlar enerji taşıdıkları için basınca karşı da tepki verirler. Bu parçacıklar evren var olduktan, yani büyük patlamadan sonra yaratılamazlar. Evrenin enerjisi buna yetmez. Büyük patlamadan önce, en azından iki evren enerjisinin oluşturduğu basınç alanında enerjinin simetrisinin kırıldığı ilk fazda meydana gelmiş olmalıdırlar. Tabii burada akla gelen bir soru daha olacaktır. Bu parçacıkların anti parçacıkları da üretilmiş olmalıdır. Onlara ne oldu? İki ihtimal var: Ya, bu parçacıkların anti parçacıkları da özdeştir. Yani foton gibi anti fotonlar da aynıdır ve özdeştir. Ya da, tam tersi olarak bu parçacıklar her yönde iticidirler ve büyük patlamayı onlar sağlamış çok kısa bir zaman aralığında evrenin 28 sıfırlı bir katlanmayla şişmesini sağlamış olabilirler. Enerjinin ilk fazı böyle bir şey olmalıdır ki simetri kırılmaları ardı sıra devam etsin...Genleşme (patlama) için de bir neden olsun...

Necmi Tüfek 6 yıl önce 0
0

Daha iyi anlaşılması için ek; Evrenin kütle yapılanması büyük patlama ve şişme sonrası sıcaklığın belli bir dereceye düşmesi sonucu oluşur. İlk anlardaki o yüksek ısıda kuarklar oluşsa bile anında antikuarklarla çarpışıp tekrar ışımaya dönüşürler. Işıma çok güçlü fotonlar içerir ve onlar da çarpışıp kuark-antikuark çiftleri oluştururlar. Bu döngü sırasında genleşme ve soğuma devam eder. Bu arada kuark-antikuark dengesi milyarda bir gibi küçük bir oranda kuark lehine değişir (kırılır). Evreni meydana getiren madde işte bu milyarda birlik simetri kırılmasından ortaya çıkmıştır. Ama teorideki uzay parçacıkları böyle değildir. Enerji, akdelik limitini aşıp tetiklendiğinde ilk olarak "uzay parçacıkları" meydana gelir. Çok küçük bir boyuttadırlar ve o ilk andan sonra ısı düşüp genleşme başladığı için tekrar yaratılmaları veya yok edilmeleri mümkün olmaz. Yani enerjinin yaratabileceği en küçük parçacıklardır ve bir daha yaratılamazlar. Ama çoğalırlar... Tabii ki yok da edilemezler. Ancak negatif basınç ortamı onları etkileyip yok edebilir. Bu günkü kuarklar daha düşük sıcaklık seviyesinde yaratıldıkları için daha büyük boyuttadırlar. Uzay parçacıkları en azından iki evren enerji-sıcaklığının üretimidirler ve bu günkü kuarklardan çok daha küçük olmaları doğaldır, mantıklıdır. (Ama yine de teorinin en saçma yeri burasıdır derseniz bence de çok yanılmış olmazsınız.) Bence, kütleçekim simetrisinin çekici kısmını oluştururlar. Yani "kütleli graviton" dersek çok yanılmış olmayız. Simetrinin itici kısmı da işte şişme, genleşme veya patlama olayını gerçekleştirmiştir dersek yine çok yanılmış olmayız diye düşünüyorum.

Necmi Tüfek 6 yıl önce 0