0

Diğer yandan dünya toplumlarına bakınca, demokrasinin yetersiz kaldığı ülkelerde tek adam psikolojisinin ön plana çıktığını görüyoruz. Bunun bir kaç nedeni var. İlki geçmişteki tek adamların- liderlerin dönemine bakarsak, bunların döneminde dünyanın hala bakir, kaynakların bol ve sorunların kaynak paylaşımından çıkan kavgalardan oluştuğu bir dönem olduğunu görüyoruz. Toprağa dayalı üretim ve bunların siyasi sistemi monarşik yapıların yerlerini, ekonomisi endüstri tabanlı toplumların ve bunların parlementer sistemlerinin aldığını görüyoruz. Belki \"kral\" gitmiş ve yerine değiştirilebilen birileri gelmiş ama iktidar sahipleri dolaylı yoldan kralların gücüne sahip. Bu dönem sosyal refahın artışta olduğu, kazanılan mücadelelerle daha da arttığı dönemler. Yani geleceğe umutla bakıldığı dönemler. İnsanlar doğal olarak bu dönemleri güzel ve çekici olarak buluyorlar. Oysa günümüzde, bırakın artık paylaşılacak bol doğal kaynağı, doğal kaynak kalmamış durumda. Nüfus çok. Kaynak az. bitik. Tüketilmiş. Kavga edip kazansan bile paylaşacağın kaynak çok az. Geçmişin umut dolu günlerine ve yönetim sistemlerine çözüm için bakılması doğal bir güdü. İkincisi Amerika örneğinde olduğu gibi, toplumun eğitimli elit kısmı toplumları biçimlendirip, yönlendirirken, düşük eğitimli ve günlük sorunlarla sınırlı düşünen çoğunluğu oluşturuyor. Bunlar uzun vadeli sorunların çözümünü üstelenecek ve kendi dillerinden konuşacak birilerini tercih ediyorlar. Uzun vadeli sorunları düşünmek ve çözüm üretmek, bu zihinler için ağır ve zor bir iş. Arada bir, elit yönetim kadrosu (bürokrat) kontrolü elden kaçırabiliyor. Üçüncü bir nokta, dünyanın ekonomik yapısı ve üretim temeli değişiyor. Bu bir evrimdir. Maalesef sancılı olacaktır. Bilgi tabanlı ekonomiler gelişirken, sürüdürlebilirliğe dayalı ekonomik modele geçiyorlar. Gelişmekte olan ülkelere de ağır sanayi ve endüstrileri bırakıyorlar. Tabii zamanında dünyanın kaynaklarını bolca israf ettikleri ve dünyanın içine sı.tıkları için, şimdi yeni endüstrileşenlerin kendi yaptıkları gibi kalan kaynakları dikkatli ve idareli kullanmasını sağlayacak ekonomik çözümler arıyorlar. (Ne kadar ülkeler arası sorunları artırıp, bölgesel nüfus planlaması yapsalarda, dünya nüfusu hala çok yüksek. ) Çünkü kaynaklar çok az. Bitti mi, yerine ikame edilmeleri çok zor. Bu yüzden hızla sürdürülebilir ekonomik temellere geçerken, daha az kaynakla aynı verimi ve sosyal refahı sürdürme çabalarındalar. Bu kadar karmaşık ve uzun vadeli problemleri düşünmek, planlamak önlem almak sıradan vatandaş için ağır... Bugüne kadar da mevcut parlamenter demokratik sistemin de sorunları çözdüğünü -azalttığını düşünmüyor. Başkanlık sistemi doğal olarak bilinen, denemiş ve geçmişin umut dolu günlerine çağrışım yapan bir yapı... Mantıklı mı? Herkesin cevabı farklı. Eğer başkan adayı \"ben olacaksam ve kazanacaksam\" mantıklı ve gerekli.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0