0

Okuduğunuz kitaptaki yaklaşım felsefi bir temelde. Bu nedenle karışıklığa yol açıyor. Bizim evrenimiz 3 boyutlu cisimlerin var olduğu bir evren, yani cisimlerin hacimleri var. Dolayısıyla kütleleri var. En, boy, yükseklik olarak bu üç boyut ile cisimleri tümden veya parça parça tanımlayabiliyoruz. Zaman ise burada elle tutulamayan, gözle görülemeyen ama etkileri kaçınılmaz olan bir değişken. Üstelik bu değişken tek yönlü yani geçmişteki bir vakitte olan ve bir süre geçtikten sonra ulaştığı nokta’dan (an’dan) önceki duruma dönmenin söz konusu olmadığı bir boyut. Entropi, değişim, süreklilik gibi kavramların temeli. Şimdi “zaman” ı incelersek, geçmişteki bir vakit üzerinde, belli bir an’ı görüntülersek, (ceteris paribus) diğer tüm durumlar sabitken, belli bir vakitteki durumu tanımlamış oluruz. Bu durumda zaman yoktur. Sadece bir an vardır. Bu nedenle değişim de yoktur. İleri vakit, geri vakit diye kavramlarda yoktur. Sadece bir an vardır. (Sanırım Einstein yeni gelişen sinema teknolojisinden de ilham almıştır o dönemde). Bizler geçmişe dönüp hatırladığımız da, beynimiz olayları an ve an tanımlar, sonra onları birleştirir ve olayları, olay akışlarını betimler. Sonra da sonuçlarını… Zihnimizde o anlarda hissettiklerimiz, duyduklarımızı, gördüklerimizi tekrardan oynatırız bu şekilde. Bu bizi geçmişe götürmez. (Götürseydi, belki geçmişteki hatalarımızı düzeltme imkânımız olurdu ama çok fantasik. ) Sadece seyirci olarak izlememizi sağlardı. Aynı 10 yıl evvel gerçekleşmiş bir olayın videosunu, 10 ışık yıl uzaktan TV ile seyretmek gibi… Aralarında çok fazla bir fark yok. Tek fark iç dünyamızla ilgili olan ve ekrana yansımayan, o an ki yoğun duygularımızın ve hormonlarımızın da tekrarlanması (hafif düzeyde) dır.

Burtay Mutlu 9 yıl önce 0
0

Ama bizim fizikte kullandığımız “zaman” somuttur. Vakit gibi, soyut değildir. Bu ele aldığımız kavram; “zaman” tek yönlü, geri dönülemez, entropiyi tek yönlü yapan, objelerinde üzerinde sürekli hareket ettiği bir kavramdır. Bana göre evrenin genişlemesi ile objenin, değiştirdiği yer, konumdur. Genişleme tek yönlü olduğu için tek yönlüdür. (Bir gün evren daralmaya başlarsa, vakit geriye gitmeyecek, yan, film geriye sarılmayacak, olaylar tersten olmayacak, ama “zaman” olacak tek yönlü olacak çünkü gene beraberinde değişimi getirecek. Eğer içi suyla doldurulan balonda, şiştikten sonra daralırken tüm moleküller eski konumlarına dönecekse yanılıyorumdur. ) Bizim “zaman”ımız somuttur. Çünkü objenin konumunda ve durumunda değişikliğe neden oluyor. Kime göre? Evrene göre… Evren genişlediği için ilk üç –uzamsal boyutlara (hiç hareket yok ise)göre konumuz hep aynıdır. Değişmez. Kendimizi hareketsiz varsayabiliriz. (Aslında şu an evrenin genişlemesi hariç, Samanyolu ve güneş sistemi ile bile saat de binlerce kilometre hız ile yolculuk yapıyoruz. Ama onlar bile dursa sabit olsa, zamandaki değişim aynı) Ama sadece fark etmediğimiz genişleme içindeki hareketimizi gözlerseniz. (Evrenin sanal bir merkezi olduğunu canlandırın) Biz yer değiştirmişizdir. Yani konumuz değişmiştir. İşte bu değişimin adı “zaman”dır ve fizikte ele alınan hesaplara katılan diğer boyutlar gibi etkilidir. Diğer boyutlardan farkı, bu boyuttaki hareketimiz istemsiz ve kontrol edilemez, geri dönüşü olmayan bir yönde oluşudur. Bir de hareket eden cisimler için değişken bir “zaman” durumu var. Buna görelilik diyoruz. Evrendeki zaman ile aynı yapıda ve aynı şartlara tabi. Ancak 3 boyuttan herhangi birindeki değişimle( yani hareket, hız işin içinde girdiğinde) nitelikleri değişen bir boyuttur. Hareket yönünde hız artıkça, ilgili uzamsal boyut sıkışır. İlgili obje için bu hareket yönünde zaman yavaşlar. Bunlara da “türev zamanlar” diyorum. Dış evrenin “zaman”ından beslenen, ancak hıza, kütleye göre farklılık sergileyen boyutlar bunlarda. Zaten “zaman” somut bir boyut gibi olmasaydı, diğer uzamsal boyutlardan etkilenmez, onları etkileyemez, cismin durumunu da etkileyemezdi. Bunlar mevcut fiziğin “zaman”ı bir boyut olarak ele alışının açıklamaları… Şahsi kanaatim ise, “zaman” kendisi bir boyut değildir. Ama “Hız” bir boyuttur. Kıvrık bir boyuttur. Ancak enerji aktarıldığında genişlemektedir. “Zaman”, “Hız” a bağımlıdır. Siz “Hız “için enerji aktardığınızda, bu boyut genişlerken bunun türevi de “zaman” olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeterince uzun oldu. Daha da okumak isterseniz, http://burtaym.blogspot.com.tr/p/blog-page_82.html

Burtay Mutlu 9 yıl önce 0