0

Işık Hızı Son Hızdır!

Korkut Şahin 9 yıl önce 14
0

Korkut Bey inanın sizin hesap bilginiz benimkinden fazladır. Endişe etmeyin. :-) Foton boş uzaydaki hızı, en yüksek hızdır. Bunun esas ispatını Maxvell elektromanyetik denklerini bulduğunda yapmış. Elektromanyetik dalgaların hızını saptadığında daha ışığında elektromanyetik bir dalga olduğu bilinmiyordu. Bir kaç yıl sonra keşfedildi bu ortak durum. Sadece o zamanki soru; ışık neye göre hızlı? Durağan bir evren mi (Newtoncu görüşe göre), dünyaya mı, yoksa başka bir şey\'e göre mi? Daha sonra Einstein bu hızın boşluktaki uzay-zaman\'a göre olduğunu hesapladı. Şimdi bu kişilerin hesaplamalarını ve tekrarlanmış, kontrol edilmiş deneylerle defalarca ispatlanmış ölçümlerini bir yana bırakarak, bir daha kendimize ispatlamamıza ne gerek var? Bilmiyorum kendi durumumu anlatabildim mi? Olay sayısal bir olay değil. Artık doğruluğu kesin olarak kanıtlanmış bir şeye tekrar enerji ayırmama durumu sadece... Bundan sonraki aşamaya bakmak lazım. Işık son hız ise bunun anlamı ve bize açtığı, kapattığı kapılar nedir? Şu an da elimizdeki verilere ve imkânlara göre evrensel sınır hızdadır. Bundan sonrası için, iki türlü yorum olabilir. Ya bazı bilimsel bilgilere ve eğilimlere göre varsayımlarda bulunmak ya da tüm bu bilgileri bir kenara atarak, sadece kendimize içimizden gelene inanmak... ( Sonuçta bilim, inanç meselesi değildir. Kanıtlara dayanır. İnançlarımızı, bu kanıtları yorumlama da kullanırız. O da aynı mantık yapısına oturtacak şekilde. Ama bu inançlarda içimizden gelmez... Hele hele bilgisizliğimizi örtmek için kullanılan inanç hiç değildir. Elimizdeki kanıtlara ve verilere bakarız. Tüm hepsini ele aldığımızda beynimiz gibi yavaş ama muhteşem kapasitedeki bir işlemci bu bilgileri alır, hesaplar ve olası sonuçlarını bilinç üstüne çıkartır. Biz bu olası sonuçlardan en güçlüsünü, \"inanıyorum\" diye ortaya süreriz. Bunun doğrularını ispatlamaya, yanlışlarını düzeltmeye çalışırız. Yani aslında inanıyorum diye ortaya sürdüğümüz şey, beynimizin otomatikman hesapladığı bir sonucu açığa çıkartmaktır. Geriye kalan tek şey bu sonucu, herkesin anlayabileceği ve kabul edeceği bir veri ve kanıt dizisiyle ortaya koyabilmektir.)

Burtay Mutlu 9 yıl önce 0
0

Sizi aydınlatmaya çalışayım Korkut Bey.Kütle çekimin tarihsel gelişimini biliyorsunuzdur.Newton\'un formüllerini de.Neyse...Kütle çekim oluşurken cisimler arasında herhangi bir dalga ya da parçacık transferi gibi bir durum söz konusu değildir.Eğer bir parçacık veya dalga oluşuyor olsaydı o zaman ışıktan daha yavaş gitmesi gerekirdi.Ama ortada böyle bir şey yoktur.Siz hayali bir çizgi düşünebilirsiniz(Dolanıklılıktaki gibi).Böyle bir şey söz konusu olmadığından dolayı kütle çekim cisimleri ışık hızına yakın bir hızda değil aynı anda etkiler.Yani sürekli bir etkileşim söz konusudur.(Sürekli etkileşim halindedirler.Oysa ışığın belirli bir mesafe yol katetmesi gerekmektedir.)Dolanıklılık konusuna gelince.Bunu açıklamadan önce girişimden bahsetmem gerekiyor.\"Ayırt edemediğimiz tanecikler girişim yaparlar.\"Mesela elimizde iki tane basketbol topu olsun.Üretildikleri yer,yıl,zaman,fabrika,marka,dış görünüş vb. bigilerin hepsi aynı olsun.Yine de bunları ayırt edebiliriz.Özellikle moleküler yapıda incelediğimiz zaman belki de binlerce farklılık görebilmemiz mümkün olacaktır.Allah\'a şükürler olsun ki elektron ve fotonlarda(daha başka tanecikler de olabilir ben sadece bunları örnek veriyorum.) bu mümkün değildir.Hatta Richard P. Feynman tek bir elektronun uzay zaman içerisinde bir noktadan ötekine geçtiğini düşünmüştür.(Net söyleyemeyeceğim ama bu linkten araştırırsınız:http://atominsan.net/makaleler/97-feynman-oykuleri-anilar-ve-gorusler.html)Neyse bu girişim sonucu tanecikler birbirleriyle etkileşime girerler.Örneğin elimizde dolanık iki para olsun.Bunlardan birini alıp Mars\'a dierğini ise Alfa Century\'ye götürelim ve paraları aynı anda atalım.Biri yazı geldiği takdirde diğeri tura gelecektir.Aynı durum tam tersi içinde geçerlidir.Bunlar dolanık paralardır.Birbirleriyle ışıktan daha hızlı etkileşebilirler.Işığın o mesafeleri katetmesi belki de yıllar alır.Kısa bir şekilde yazdım ama anlamadığınız kısmı bilgim dahilinde daha detaylı bir şekilde cevaplayabilirim.

Sıfır Zero 9 yıl önce 0
0

Sayın Sıfır Zero, Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim. Bir kaç defa okudum ama belki yanlış anlamış olabilirim. 1) Kütle çekimin dalgasal olmadığını,(parçacıklarla iletilmesini, graviton konusunu tamamen kenara bırakıyorum) belirtmişsiniz. 2) Dolanıklık’ta birbirinden bağımsız parçacıklar-(elektronlar ve diğerleri ) arasındaki ilişkiden bahsediyorsunuz. ( Verdiğiniz adreste gerçekten değerli bilgiler derlenmiş Feynmann olasılık üzerine değerlendirmesi de güzel verilmiş...) İlk önce Kütle çekimi dalgasaldır. Ve ışık hızındadır. Yani güneş yok olsa biz onun yok olduğunu son ışığı ile 8 dakika sonra öğreniriz. Newtoncu bakışta sizin anlattığınız şekilde anlık-ışıktan hızlı bir ilişki kurulmuştur. Einstein ise bunun yanlış olduğunu, kütlenin eğiminden dolayı (buraya düşen cisimler üzerinde) kütle çekim kuvveti oluştuğunu genel görelilik ile ispatladı. Gravitonlar spini 2 olan parçacıklar olarak kütle çekimi kuvvetini ileten parçacıklar olarak tanımlanıyor. Çok küçükler ve kütlesizler. Bu nedenle daha saptanamadılar (higgs parçacığı, Tanrı parçacığı da deniyor) 2) Dolanıklıkta en önemli konu, bir arada iken bir enerji verilen iki parçacığın birbirlerinden ayrılmasından sonra, aralarındaki mesafe olmasına rağmen, birinin maruz kaldığı etkiye, diğer ayrı parçacığın da aynı anda, aynı tepkiyi vermesidir. Mesela iki bilardo topuna bir den vurduğunuzu düşünün. İkisi de aynı vektörde giderken aralarındaki açı farkı ile ayrılsınlar. Daha sonra aralarında diyelim ki 5000 bilardo topu çapında mesafe olsun. (Hareketlerine devam etmek koşuluyla) Bunlardan birini parmağınız ile ittiğiniz zaman, diğeri de aynı yönde itilmiş gibi hareket ediyor. Benim bildiğim dolanıklık bu. Belki yanlış biliyorumdur. Bilimciler, bu iki top arasında nasıl bir ilişki olduğunu halen açıklayabilmiş değil. Çünkü etki ile tepki arasında, bu bilginin taşınması en fazla ışık hızında olabileceğinden, dokunulmayan topun en azından daha geç tepki vermesi gerekirken, aynı anda tepki veriyor. Benim de bilgim bu konuda bu kadar. Girişim konusu ise sadece dalgalanma ile ilgili olarak biliyorum. Dalgasal hareket dışında başka ne tür bir hareket girişim yapar bilmiyorum. Normalde iki farklı dalganın, üst üste geldiği anda oluşan yeni durumdur. Bazı noktalarda birbirilerini nötrlerler. Bazı noktalarda enerjileri üst üste biner, tepe ve dip noktaları büyür. Hatta bazı noktalarda da yeni dalgacıklar oluşur. İşte bu dalgacıkların desenine girişim denir diye biliyorum. Işık hızı gözlemciye göre de, gözlenene göre de sabittir. Her seferinde 300.000 km/s ölçerler. Gözlemci ile gözlenen arasında hız farkı olması bunu değiştirmez. Bunu şöyle benzetmeyle anlatayım. Tren içinde giden bir makinistin ışık yaktığını düşünelim. Işığın hızı her durumda gözlemci için 300.000 kilometredir. Eğer saatte 100.000 km/s hızla gidiyorsa, zamanda buna göre yavaşlamıştır. Ölçüm cihazı ile ışık hızını gene aynı şekilde 300.000 olarak ölçecektir. Eğer dış bir gözlemci mesela saatte 200.000 km/s hızla giden bir trenin içinde yakılan fenerin ışığını ölçse, gene 300.000 km/s ölçecek. Çünkü foton trenden çıktığı anda (trenin hızından bağımsız olduğu anda) artık farklı bir uzay-zaman alanındadır. Işıkta yeni gözlemcinin tabi olduğu koşullarda ve zaman çizgisine tabii olacaktır.

Burtay Mutlu 9 yıl önce 0