1

Aslında çok hoş ve ilginç bir soru sormuşsunuz. Bazen romantizm sadece biz insanlar için değil, doğayı meydana getiren parçacıklar için de geçerli bir duygu olabilir. Biz \"duygu\" diyebiliriz ama bir parçacık için bu \"algı\" olabilir. \"Bilgi\" ve \"ışık\" zaten kuantum parçacıklarla temsil edilirler. Bizim \"gözlemci etkisi\" dediğimiz şey parçacıkların içsel davranışlarıdır diyebiliriz. Bir kelime birden fazla harften oluşur. Kelime bir şey anlatır, anlamlandırır. Ama kelimeyi meydana getiren tek tek harfler aslında anlamsız çizgilerdir. \"Bilgi\" de aynıdır. Bilgiyi meydana getiren tek tek rakamlar ( 1 ve 0 ) yani ( açık-kapalı ) anlamı veren işaretlerin de tek başlarına bir anlamları yoktur. Yani bir anlam kazanmaları için 1 ve 0 rakamlarının çeşitli kombinasyonlarla bir kelime gibi bütünlük halinde olmaları gerekir. Bilgi o zaman işlenebilir. (DNA) dört aminoasidin çeşitli kombinasyonlarla meydana getirdiği bilgiden oluşur. \"Işık\" fotonlardan oluşur. Foton kütlesiz bir parçacıktır ve bu yüzden ortama dalga olarak yayılabilir. Ama biz onu görmek, tespit etmek istediğimiz zaman parçacık olarak görünür. Dalga-parçacık ikiliği denen bir durum olur. Bakmadığınızda dalgadır, bakarsanız parçacıktır. Fotonlar \"bozon\"dur. Çoklu halde bulunmayı severler. Bu sayede biz görme duyusuna sahibiz. Tek başlarına takılmayı sevselerdi \"görme\" diye bir şey olmazdı. \"Bilgi\" bilinmek istediği için anlamsız işaretlerin bir araya gelmelerinden oluşur. \"Işık\" görülmek istediği için bir arada olmayı seven parçacıklardan oluşur. Yani romantizm boyutunda bilgi bilinmek, ışık görülmek ister bence. ( Yani temel fiziksel olaylar insani duygularla böyle anlatılabilir.) Gözlemci etkisi parçacıkların tek başlarına oldukları zaman ortaya çıkar. Yani anlamsız oldukları bir durumdayken biz onları göremeyiz.

Necmi Tüfek 7 yıl önce 0
0

çok teşekkür ederim cevabınız için, sorudaki amacım gözlemcinin varlığıyla her şey değişiyor durumunu bir başka açıdan sorgulamaktı,açıkçası cevabınız benim düşüncem için aydınlatıcı , peki devamında birinci hareket gözlemsiz ikinci hareket gözleciyle tanımlar yapılıyorsa acaba ücüncü durum söz konusu olabilirmi ? bu durumlarada boyut desek kuantumun üçüncü boyutu olabilir ; yokluk-varlık-bilinç üçleme diye düşünsem mevcut olanlar var olması yokluktan gelir bu birinci boyut diyeyim varlık ikici boyut, bilinmesi ise üçüncü boyut diyebilirim düşüncesindeyim , bu tanımla gözlemleme öncesi iki boyutun üçüncü boyut ile değişime uğraması ikinci boyut ile var olma görevleri yüklenmiş olması durumu olduğunu anlatır bununla birlikte ücüncü boyutun birinci boyut ile ilişkisi olmaması düşüncemi çökertir öyle ise yokluk varlığın yani ikinci boyutun içindedir bu yüzdendir ki değişken olması ücüncü boyutu ispatı olur , daha ileri gidip dördüncü boyut nedir diye düşündüğümde birinci boyutu ve ikinci boyutu iç içe bir çember üçüncü boyutu ise bağımsız bir çember diye düşünürsem dördüncü boyut ise bunların hepsini içine alan büyük çember olarak düşüyorum böyle bir durumda dördüncü çemberin adı kuantum olur yani biz işin geneline bakıyoruz , sayısal değer verdiğimde yokluk 0 varlık 1 gözlem 3 kuantum ise 4 olur , aklımdan gecenleri yazdım hiç bir anlamı olmayacağı gibi düşünce denizinde bir fener olbilir, saygılarımla.

Ali Yıldırım 7 yıl önce 0